Mehmet V. Reşat Biyografisi Osmanlı padişahlarının otuz beşincisi, İslam halifelerinin yuzuncusu olan Mehmet V. Reşat, ulke yonetiminde sessiz kalmış ve idareyi İttihat ve Terakki Partisi'ne bırakmak zorunda kalmıştır. Osmanlı Devleti 1. Dunya Savaşı'na onun padişahlığı doneminde girmiştir.
Sultan Mehmet V. Reşat, 2 Aralık 1844'de istanbul'da doğdu. Babası I. Abdulmecit, annesi Gulcemal Kadınefendi'dir. Şehzadeliğinde yuksek din ve fen ilimleri eğitimi aldı. Arapca ve Fransızcayı yabancı oğretmenlerden en iyi şekilde oğrendi. Şehzadelik ve veliahtlık donemi gecirdiği icin İran edebiyatı ve Mesnevi okumakla zamanını gecirdi. II. Abdulhamit'in padişahlığı zamanında kafes hayatı yaşadığı icin devlet işlerinden uzak kalmıştı. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin desteği ile Abdulhamit II'in tahttan indirilmesi uzerine 27 Nisan 1909'da Osmanlı tahtına gecti. Ta olan Sultan Reşat, İttihat ve Terakki Partisi'nin ileri gelenlerinden Enver Paşa, Cemal Paşa ve Talat Paşa'nın etkisinde kaldı. Tahta gecmesinden hemen sonra Kanun-i Esasi'de yapılan değişikliklerle padişahın yetkileri kısıtlanmıştı.
Sultan Reşat tahta gectiğinde Avusturya, İtalya, Sırbistan ve Yunanistan'nın etkisiyle başlamış Arnavut isyanları devam etmekteydi. İsyanı bastırmak amacıyla Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşa komutasındaki ordu Arnavutluk'a girdi. Halkın elindeki silahlar toplatılıp, asiler cezalandırılsa da bolgedeki Osmanlı Devleti'nden ayrılma duşuncesi ve isteği sona ermedi.
1870'de siyasi birliğini sağlayan İtalya, Avrupa ulkelerinden geri kalmıştı. Avrupa ulkeleri gibi somurge arayışına girdi. Bu devletlerin de yardımıyla Trablusgarb'ı işgal etti. 1911 yılında Osmanlı Devleti'ne bir ultimatom vererek bolgenin boşaltılmasını ve teslim edilmesini istedi ancak Osmanlı Devleti bu isteği reddedince İtalya Trablusgarb ve Bingazi'yi işgal etti. Mısır da İngilizlerin işgali altında bulunduğundan bolgeye kuvvet gondermek zordu. Mustafa Kemal Paşa ve Enver Bey komutasındaki ordular Derne ve Tobruk'da onemli başarılara imza attılar. Ancak İtalyan ordusu Osmanlı Devleti'ni Canakkale Boğazı'nda sıkıştırarak denizden top ateşine tutması ve Balkan Savaşları'nın başlaması uzerine 15 Ekim 1912'de Uşi Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya gore Trablusgarb ve Bingazi İtalya'ya verildi. İtalyanların Canakkale Boğazı'na geldiklerinde işgal ettikleri 12 ada ise Yunanistan'nın işgal etmemesi icin İtalya'ya bırakıldı.
Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve Karadağ kısa bir sure once Osmanlı Devleti'nden ayrılarak bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi. Ancak Balkanlar'da mucadeleler devam etmekteydi. Osmanlı Devleti'nin Trablusgarb'da İtalya ile mucadelesini fırsat bilerek Osmanlı Devleti'ne karşı savaş actılar. Rusya'nın desteği ile Sırbistan ve Bulgaristan'ın aralarında yaptıkları gizli anlaşmaya daha sonra Yunanistan ve Karadağ da dahil oldu. 8 Ekim 1912'de resmi olarak savaş acılmasından sonra Karadağ, Arnavutluk ve Yanipazar'ı işgal etti. Yunanistan da Girit'i kendi topraklarına kattığını ilan etti. Kısa bir sure sonra İngiltere Rusya ile Talin'de Rusya ile gizli bir anlaşma yaparak Rusya'ya Boğazlar uzerinde ustunluk tanıdı. Deneyimli askerlerin bulunmaması ve parti cekişmeleri gibi nedenlerle Osmanlı ordusu bolgede gucsuz kaldı. Bulgarlar Catalca'ya kadar ilerlediler. Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan Makedonya'yı tamamen ele gecirdiler. Bu kargaşadan yararlanan Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti. I. Balkan Savaşı olarak adlandırılan bu savaşta Osmanlı Devleti'nin buyuk ka30 Mayıs 1913'de taraflar arasında savaşı bitiren Londra Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya gore Arnavutluk bağımsızlığını kazananırken Girit Yunanistan'a verildi. Osmanlı Devleti'nin Trakya sınırı Edirne'yi dışarıda bırakacak şekilde Midye-Enez hattı olarak kabul edildi.
I. Balkan Savaşı'nın ardından yapıan Londra Antlaşması'nda Bulgaristan'nın fazla toprak almasını kabullenemeyen Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ, I. Balkan Savaşı'na katılmayan Romaya ile birleşerek Bulgaristan'a savaş actılar. Osmanlı Devleti de kaybettiği toprakları geri alma umuduyla savaşa girdi. Osmanlı ordusu ancak Edirne'yi alarak sınırını Meric Nehri'ne kadar ilerletebildi. II. Balkan Savaşı sonunda Bulgaristan ve Osmanlı Devleti arasında 29 Eylul 1913'te İstanbul Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya gore Edirne, Dimetoka, Kırklareli Osmanlılara kalırken, Kavala ve Dedeağac Bulgaristan'a verildi. Boylece Meric Nehri iki ulke arasında sınır kabul edildi.
Balkan Savaşları sonucunda Trakya, Makedonya, Arnavutluk ve Ege Adaları kaybedilmiş, Osmanlı Devleti'nin Avrupa'daki son kalan toprağı Doğu Trakya olmuştur. 19. yy'da başlayan parcalanma sonucunda Osmanlı Devleti donulmez bir surece girmiş ve bağımsızlığını kazanan ulkeler ile somurge arayışındaki guclu Avrupa devletleri arasındaki catışmalar 1. Dunya Savaşı'na sebep olmuştur.
İttihat ve Terakki'nin baskısı ile Osmanlı Devleti, 11 Kasım 1914'te Almanya safında 1. Dunya Savaşı'na girdi. İttihat ve Terakki Partisi'nin ileri gelenlerinden Enver Paşa, savaşa Almanya tarafında girilmesinin kazanclı olacağını duşunmekteydi. Rusya ile yıllardır suren savaş, Fransa ve İngiltere ittifak devletlerinin guven vermeyen politikaları yuzunden Almanya'ya daha da yaklaşılmıştı. 10 Ağustos 1914'de Akdeniz'de İngiliz Donamasının takibinden kacan Goeben ve Breslau adlı iki Alman gemisi Canakkale Boğazı'na sığınmışlardı. Osmanlı Devleti boğazdan gecişlerini sağlamak amacıyla bu iki savaş gemisinin ikmal ve satın alma işlemlerini yaparak Yavuz ve Midilli adıyla Osmanlı donanmasına kattı. 29 Ekim'de olan bir catışma neticesinde Osmanlı Devleti, I. Dunya Savaşı'na girmek zorunda kaldı.
Osmanlı Devleti, Balkan Savaşları'ndaki yenilginin etkisiyle ordu ve donanmasında ıslahat hareketleri başlatmıştı. Savaşın ilanı ile birlikte Rusya Osmanlı topraklarına girdi. Başkomutan Vekili Enver Paşa komutasındaki ordu Kafkas Cephesi'ne gonderildi. Enver Paşa'nın yonettiği Sarıkamış Harekatı başarısızlıkla sonuclandı. 1915 yılında saldırıya gecen Rus orduları Erzurum, Muş, Bitlis, Trabzon ve Erzincan'ı işgal ettiler.
Canakkale Cephesi, İtilaf Devletleri tarafından acılmıştı. Boğazların ele gecirilmesi icin onemli bir konumu bulunan bu cephede Fransız ve İngiliz ordularıyla mucadele edildi. Fransız ve İngiliz kuvvetlerinin 19 Şubat 1915 tarihinde başlayan bombardımanları 18 Mart'da yenilgiyle son buldu. Boğazların ele gecirilemeyeceğini anlayan İngiliz kuvvetleri Gelibolu'ya asker cıkardılar. 19. Tumen komutanı olan Mustafa Kemal, Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar mevkilerinde gosterdiği başarılar ile İngiliz kuvvetlerini geri puskurttu. Canakkale Cephesi'ndeki bu başarı ile İtilaf Devletleri'nin İstanbul ve Boğazlar'a girişi engellendi. Kısa bir sure sonra muttefikleriyle anlaşmazlığa duşen Rusya'da ihtilal oldu ve Carlık Rusya yıkıldı. Bu gelişmelerden oturu Rusya 1. Dunya Savaşı'ndan cekildi.
İngilizlerin ile olan bir diğer cephe Irak Cephesi'ydi. Başarılı olunamayan bu cephede, 11 Mart 1917'de Bağdat, 7 Mayıs'da Kerkuk kaybedildi. 1915 yılı icerisinde Osmanlı Devleti'nin savaştığı Mısır ve Filistin Cepheleri de bulunmaktaydı. Ancak Araplardan destek alan İngilizler bu cephelerde Osmanlı kuvvetlerini zor duruma duşurduler.
30 Ekim 1918'de Mondros Mutarekesi'nin imzalanmasından kısa bir sure once 3 Temmuz 1918'de Mehmet V. Reşat 74 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi İstanbul Eyup İskelesi yakınlarındaki kendi turbesine defnedildi.
Sultan Mehmet Reşat, ulke yonetiminde kendisini tahta cıkaran İttihat ve Terakki Partisi'nin etkisinde kaldı. Ulkenin savaşa suruklenmesi kacınılmaz olsa da hazırlıksız ve techizatsız bir ordu ile başarı gosterilemeyeceği kesindi.