O, şuphesiz dunya tarihine damgasını vurmuş en iyi yazarlardan bir tanesi. Farklı turlerde edebiyata kazandırdığı eserler takdire şayan. Usta dili, mukemmel olay orgusu ve eşsiz bir akıcılıkla yazdığı romanlarından en az birini okumayanınız yoktur. Emile Zola ’nın boylesine buyuk bir şohreti yakalaması kesinlikle şans değildi. Yazdığı tum eserlerde muthiş bir birikimi, keskin aklı ve olağanustu yeteneği gormemek neredeyse imkansız. Boylesine buyuk bir başarının ardında nelerin yattığı ise hep bir muamma oldu. Emile Zola, edebiyat dunyasına cicekli bahcelerden gecerek gelmemişti. O da sonucta sevincleri, huzunleri, uzuntuleri ve diğer tum duyguları ile bir insandı. Dunyaya damgasını vurmuş coğu yazar gibi o da oldukca zorlu yollardan gecmişti. Dunya edebiyatına adını altın harflerle yazdıran Emile Zola ’yı daha yakından tanımak istiyorsanız lafı fazla uzatmayalım;
İlk olarak Emile Zola ile ilgili temel bilgileri hatırlamakta fayda var👇 Tam ismi Émile Édouard Charles Antoine Zola olan unlu yazar, 2 Nisan 1840 yılında oldukca fakir bir ailenin cocuğu olarak dunyaya geldi. Paris doğumlu olan Zola, cocukluk yıllarını oldukca zorlu şartlar altında gecirdi. Venedik gocmeni olan babası muhendisti. Annesi ise calışmıyordu. Paris doğumlu olmasına rağmen cocukluğunun bir kısmını baraj inşaatında calışan babası ile bir sure Aix-en-Provence ’da gecirdi.
Edebiyata olan ilgisini okul cağında keşfetti Emile Zola; Dumas, Eugène Sue, Paul Feval gibi isimleri okul cağında oğrendi. Bu yazarlar Zola ’nın en sevdikleri arasındaydı. İlerleyen zamanlarda ise sınıf arkadaşları olan Paul Cezanne ve Jean Baptistin Baille ile birlikte Victor Hugo ’yu keşfetti. Victor Hugo ’nun eserlerini okudukca ona hayran kaldı. Daha sonra dunyaca unlu yazar Hugo ’yu kendisinin idolu oldu. Zola, sadece Hugo ’nun eşsiz yapıtlarına değil, Hugo ’nun kişiliğine de hayran kalmıştı. Boylece kendisine en yakın hissettiği bir edebiyat devini ornek almıştı. Okul cağında bolca kitap okuduğu ve yakın arkadaşları ile bu kitapları tartışmaktan cok keyif aldığı biliniyor.
Edebiyat dunyasına girişi İlerleyen eğitim hayatında başarısız olduğu sınavlar nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı. İşsiz kaldığı bu donemde 1862 ’de yeni kurulan Hachette yayınevinde memur olarak gorev aldı. Memurluk gorevini devam ettirirken bir yandan da bazı gazeteler ve dergilerde edebiyat eleştirileri yayınladı. Hem işini hem de edebiyat eleştirisini oldukca başarılı bir şekilde birlikte yuruttu. İlk romanı “La Confession de Claude” (Claude ’nin İtirafı) 1865 yılında basıldı. Bu romanda taşralı bir genc ile bir fahişe arasında gecen umutsuz bir aşk hikayesini kaleme aldı. Edebiyat dunyasında ilk başarısını ise 1867 ’de yayımladığı Thérèse Raquin adlı romanla birlikte yakaladı. Emile Zola bu romanının ikinci baskısının on sozunde “naturalist” kavramını kullandı. Boylece bu kavram dunyada ilk kez kullanılmış oldu.
Dunya edebiyatına adını altın harflerle yazdıracak turlu eserler verdi Zola ustalık donemlerinde verdiği eserler ile dunya edebiyatına buyuk bir katkıda bulundu. Kısa hikayeyi, dramaturjiyi ve denemeyi oldukca geliştirdi. Eserlerinde naturalist bir bağlılık cercevesinde doğal bir uslup benimsedi. Ozellikle “İnsan Canavarı”, “Germinal”, “Hayvanlaşan İnsan” gibi kitaplarla ustalığını konuşturdu. Edebiyatta naturalist akımın oldukca başarılı bir temsilcisi olarak tarihe gecti.
Emile Zola ’nın bazı onemli eserleri;
Therese Raquin (1867)Tazı Payı (La Cruée) (1873)Paris ’in Karnı (Le Ventre de Paris) (1874)Plassans Papazı (La Conquête de Plassans) (1874)Rahip Mouret ’nin Gunahı (La Faute de l ’Abbé Mouret) (1875)Bir Aşk HikÂyesi (Une Page d ’Amour) (1876)Meyhane (l ’Assommoir) (1877)Nana (1880)La Joie de Vivre (Yaşama Sevinci) (1884)Germinal (1885)Eser (L ’Oeuvre) (1886)Ruya (Le Réve) (1886)Toprak (La Terre) (1887)Hayvanlaşan İnsan (la Béte Humaine) (1890)l ’Argent (Para) (1891)Bozgun (La DébÂcle) (1892)Doktor Paskal (Le Docteur Pascal) (1893)Les Trois Villes (Uc Kent) (1894)Lourdes (1894)Rome (1896)Paris (1898)Les Quatre Evangiles (Dort İncil) (1899)Dol Bereketi (Fécondit&#233 (1899)Emek (Travail) (1901)Hakikat (Vérit&#233 (1902)Wustice (Adalet) (1902) Ozel hayatı ve olumu 1870 yılında buyuk bir aşk yaşadığı sevgilisi Gabrielle-Alexandrine Mele ile evlendi. Bu evlilikten cocukları olmadı. 1888 ’de ise ikinci evliliğini gercekleştirdi. Eşi Jeanne Rozerot ile Jacques Zola ve Denise Zola isminde iki cocukları dunyaya geldi. Mutlu bir aile yaşantısına sahip olan Zola cocuklarına oldukca duşkundu.
Edebiyat dışında “Dreyfus Olayı” olarak bilinen bir surecte adı sıkca anıldı. Fransız ordusunda casuslukla suclanarak askeri mahkemede yargılanan Yahudi asıllı bir yuzbaşıyı savundu. 1897 yılında yaşanan bu olayda “Sucluyorum” isimli bir makale kaleme aldı. Bu makalede Fransız devlet başkanına yuzbaşıyı savunmak icin ceşitli ithamlar sarf etti. Bu makale sonucunda Fransa ’yı terk etmek zorunda kaldı. Bir sure Londra ’da yaşadıktan sonra Dreyfus Davası ’nın Zola ’nın ithamlarıyla paralel bir şekilde sonuclanmasının ardından yurduna dondu. Ulusal bir kahraman olarak değer gordu. 1902 yılının bir sonbahar akşamında kaldığı otelde şomine dumanından zehirlenerek hayatını kaybetti.
İlginizi cekebilir:
Yeni Başlayanlar İcin Mutlaka Okunması Gereken 15 Dunya Klasiği
Kaynak: 1 2