
Omer Hayyam… Dunyanın en fazla tanınan şairlerinden biri. Onun aşktan, şaraptan, hayatın kendisinden dem vuran rubaileri, binlerce yıldır okunuyor. Bundan tam 110 yıl once Omer Hayyam ’ın rubailerinden oluşan mucevherlerle suslenmiş bir kitap, Londra ’dan New York ’a gonderilecekti. Ancak gemi seferi kacırıldığı icin Rubailer, bir sonraki sefer olan Titanik gemisiyle New York ’a ulaştırılacaktı. Ne yazık ki bu değerli baskı, yolculuk sırasında gemiyle birlikte Atlantik Okyanusu ’nun dibine battı. Neyse ki kitabın ikinci bir baskısının yapılmasına karar verildi. Oldukca yuksek meblağlar harcanan bu yeni baskı 1930 ’lu yıllarda tamamlandı. Ancak talihsizlikler kitabın peşini bırakmıyordu. Ozenle hazırlanan yeni baskı, II. Dunya Savaşı ’nda bir bombardıman sırasında yandı. Rubailer ’in mucevherli baskısı fikrini ortaya atan genc ise denizde boğularak yaşamını yitirecekti. Tum bunlardan sonra kitabın ucuncu bir baskısının daha yapılması istendi. Ne mi oldu? Gelin, BBC ’den Tim Stokes ’in derlediği hikayeye yakından bakalım.
1911 yılında Francis Sangorski isimli bir zanaatkar, uzun bir suredir uzerinde calıştığı kitap kaplama işini tamamladı Francis Sangorski 40 x 35 cm olculerindeki bu ozel kaplama; zumrut, yakut ve topaz gibi 1050 mucevherle kaplanmıştı. Dahası, yapımında altın varak ve deri parcalar kullanılmıştı. The Daily Mirro gazetesi, Sangorski ’nin bu calışmasını “bugune kadar uretilmiş en ozel kitap kapağı orneği” olarak tanımladı. Bazıları ise kitaba “Muhteşem Kitap” adını vermişti.
Sangorski, o tarihten once Omer Hayyam ’ın Rubailer kitabının bazı baskılarını ciltlemişti. Fakat hayali bu ozel kitabı “eşsiz” bir eser haline getirmekti Omer Hayyam Bunun uzerine Sangorski, 1761 ’de kurulan ve bugun hala acık olan Sotheran ’s kitabevini ikna etti. Sangorski ’nin kitabevinden cok net bir isteği vardı:
“İşini iyi yap, sınır yok. Kaplamayı istediğin gibi susle ve istediğin gibi fiyat bic- fiyat ne kadar yuksek olursa o kadar memnun olurum – ancak yaptığın işin sonucunun ucretini haklı cıkarması şartıyla. Bittiğinde dunyadaki en harika modern cilte sahip kitap olmalı.
“Bunlar tek talimatlarım.”
Kitap kaplaması hazırlanırken, yuzlerce parca keci derisi renklendirilmiş, cok sayıda mucevher ozel olarak kesilmişti Kitap, on ve arka kapak dışında bir de astar olarak bilinen ic yuzeyden oluşuyordu. Aynı zamanda tavus kuşları, bitkiler, kafatasları ve ceşitli desenler kitap kapağını susluyordu. Tum bunların dışında yuzeye altın varakların uygulanması icin haftalar harcandı.
Sonunda Sotheran ’s kitabevi bu ozel baskıyı bin sterline (bugunun değeriyle 120 bin sterlin) satışa sundu. Fakat kitap cok pahalıydı ve Batılı aristokratlar Omer Hayyam ’ın şiirleriyle ilgilenmiyordu. Bu nedenle kitap uzun sure satılmadı. 29 Mart 1912 yılında unlu antika kitapcısı Gabriel Wells ’in temsilcisi, bir muzayedede kitabı 405 sterline aldı. Wells, New York ’ta kitap ticareti yapıyordu. 6 Nisan ’daki sevkiyat kacırıldığı icin bir sonraki seferle Rubailer New York ’a gonderilecekti. Bu da unlu Titanik seferiydi.
1500 ’den fazla insanın hayatını kaybettiği Titanik faciası, 20. yuzyılın en buyuk felaketlerinden biri olarak kabul ediliyor Gemiyle birlikte batan hazineler arasında Rubailer de vardı. Faciadan sonra Rubailer ’in okyanusun dibindeki akıbeti hakkında kimse bir şey bilmiyor. Faciadan sonra kitabı takip eden talihsizlikler devam etti. 1912 yılında kapağın tasarımcısı Francis Sangorski ailesiyle birlikte cıktığı tatil sırasında denizde boğularak hayatını kaybetti. Olumunun ardından ortağı George Sutcliffe faaliyetlerine devam etti. 1924 yılında Sutcliffe ’nin yeğeni Stanley Bray, onun yanında staja başladı. Sekiz yıl sonra şirket kasasında Sangorski ’nin Rubailer icin yaptığı kalıp ve orijinal cizimlerle karşılaştı. Bunun uzerine Bray, bu işi tekrar denemeye karar verdi.
Stanley Bray, 1930 ’lu yıllar boyunca Rubailer ’in ikinci baskısı uzerinde calıştı. Hazırladığı kitap, II. Dunya Savaşı ’nın tum Avrupa ’yı etkilediği bir donemde bitmişti Stanley Bray ve ağır hasar alan Rubailer kitabı Kitap bombardımanlardan korunmalıydı. Bu nedenle koruyucu malzemelere sarıldı ve Londra ’daki Fore Caddesi ’nde guvenli bir kasaya yerleştirildi. Ancak burası Nazilerin İngiltere ’de vurduğu ilk yerdi. 1940 ve 1941 yılındaki hava saldırılarında bolgedeki tum binalar yerle bir oldu.
Yıkıntılar temizlendikten sonra Bray ’in kitabı sakladığı kasa bulundu. Kasa sağlam ve hasarsız gorunse de muazzam ısı icindeki kitabı eritmiş, sayfaları kul etmişti. Neyse ki tum bu talihsizliklere rağmen Bray, kitabın ucunde baskını hazırlamak icin harekete gecti. Diğer baskılardan kalan tum mucevherler donuşturuldu.
Yaklaşık dort bin saatlik bir calışmanın ardından kitabın ucuncu baskısı tamamlandı ve Bray bu baskıyı Britanya Kutuphanesine sundu Kitap şu an hala bu kutuphanede. Ancak kitabın erişimine nadiren izin veriliyor. Londra ’daki tarihi kitapcı Maggs Bros Ltd. ’den Benjamin Maggs ’e gore, Rubailer ’in bu hikayesiyle Omer Hayyam ’ın teorileri arasında buyuk bir uyum var: “Bir bakıma tum hikaye bir kıssadan hisse gibi cunku ana mesaj: ‘Hayatın tadını cıkar, ama bil ki bitecek, farkında ol ’ şeklinde; neredeyse bir tur lanet gibi.”
Kaynak: 1