Romanları ve geniş kapsamlı denemeleri ile tanınan Aldous Huxley; kısa oyku, şiir, gezi yazısı, film oykusu ve senaryo alanlarında da oldukca başarılı eserler kaleme almıştır. Huxley, romanları ve denemeleri aracılığıyla toplumsal normları, bilimi, insan yaşamındaki uygulamaları ve daha bircok şeyi eleştiriyordu. Parapsikoloji ve mistik temelli felsefe gibi “manevi” konularla da oldukca ilgiliydi. Hatta bunlar hakkında yazılar da yazdı. Tum bu calışmalarının neticesinde bazı cevreler Huxley ’i ‘modern duşuncenin lideri ’ olarak kabul etti. Gelin şimdi bu uretken yazarı daha yakından tanıyalım.
Aldous Huxley ’in ailesinde, bilim ve edebiyat dunyasında tanınmış bircok isim vardı Aldous Huxley, 26 Temmuz 1894 ’te İngiltere, Godalming ’de doğdu. Aldous, derin bir entelektuel gecmişi olan ve Charles Darwin ’in evrim teorisinin erken savunucularından, unlu biyolog ve doğa bilimci T.H. Huxley ’in torunuydu. Babası Leonard, bir oğretmen ve yazardı. Annesi Julia, İngiliz şair Matthew Arnold ’un soyundan geliyordu. Yetişkinlikte, Huxley ’nin ağabeyleri Julian ve Andrew, başarılı biyologlar oldular ve Huxley ’in kendisi de erken yaşlardan itibaren geleceği icin bilim alanında bir kariyer hayal etti. Babası bir yazar olduğu kadar profesyonel bir bitki uzmanıydı. Bu nedenle Aldous, oğrenimine babasının iyi donanımlı botanik laboratuvarında başladı.
Daha cocukken, Huxley ’nin hayatı bir trajedi ile alt ust oldu 1908 ’de Huxley ’in annesi kanserden oldu ve aynı ay icerisinde kız kardeşi Roberta, başka bir olay nedeniyle hayatını kaybetti. Huxley, 1911 ’de keratitis punktata hastalığından kor oldu. Goruşunun bir kısmını geri kazanmış olsa da, hayatının geri kalanında kısmen kor kalacak ve buyuk zorluklarla calışacaktı. Aldous, prestijli hazırlık okulu Eton ’a devam ederken bilim insanı olma hayallerinden vazgecti ve edebi bir kariyere odaklanmaya karar verdi. 1914 ’te erkek kardeşi Noel uzun bir depresyon donemiyle mucadele ettikten sonra intihar ettiğinde Huxley, hayattan buyuk bir darbe daha aldı.
Tum engellerine rağmen parlak bir oğrenci olan Huxley, yeteneğiyle cevresindeki herkesi buyuluyordu Kısmen kor olan Aldous Huxley, okulunu bir buyutec ve goz damlası yardımıyla bitirdi. Şiir yazmaya da başladı ve 1916 ’da okuldan birincilikle mezun oldu. Aynı yıl, bircok şiirden oluşan “The Burning Wheel” adlı ilk kitabını yayınladı. Bu donemde, Virginia Woolf, Bertrand Russell ve T.S. Eliot gibi entelektueller ve yazarlar icin bir buluşma yeri olan Garsington Malikanesi ’nde zaman geciriyordu. Garsington Malikanesi ’nde gecirdiği zaman, edebiyat kariyeri acısından buyuk onem taşıyordu. Ansiklopedik bilgisi, zekÂsı ve edebi yeteneğiyle dikkat ceken Huxley, İngiltere ’deki en onemli beyinlerden biri olarak ununu ilk kez Garsington ’da elde etti. Bu itibardan yararlanan Huxley, The Athenaeum, Vanity Fair ve Vogue gibi dergilere makaleler yazdı ve birkac şiir koleksiyonu daha yayınladı. 1919 ’da Maria Nys ile evlenerek ozel hayatında da ilerlemeler kaydetti. Ertesi yıl oğulları Matta doğdu.
1932 yılında yayınlanan “Cesur Yeni Dunya”, 20. Yuzyılın en onemli romanlarından biri olarak kabul edildi Tum bu mesleki ve kişisel gelişmelerin ortasında Huxley, Garsington ’daki deneyimlerinin bir parodisi olan Crome Yellow adlı romanı uzerinde calışmaya başladı. 1921 ’de yayınlanan kitap, Aldous ’un onemli bir yazar olduğunun kanıtıydı ve edebi kaderini surdurmesine izin verecek kadar cok sattı. Sonraki birkac yıl boyunca Huxley; Antic Hay, Şu Corak Yapraklar ve Point Counter Point gibi başarılı romanlar uretti. Ne var ki, Huxley ’in en buyuk eseri henuz gelmemişti. 1931 ’in sonlarında, gunumuzde dunyanın en onemli romanlarından biri olarak kabul edilen roman uzerinde calışmaya başladı. 1932 ’de yayınlanan Cesur Yeni Dunya, Huxley ’in bir yazar olarak yeteneklerinin zirvesini işaret ediyordu.
Romanları, denemeleri, senaryo yazımı ve daha fazlası Aldous hayatının ilerleyen donemlerinde, Kuzey Amerika ’ya gitmek icin Avrupa ’yı terk etti ve burada pasifizm uzerine Ends and Means adlı bir calışmayı tamamladı. 1938 ’de hayatının geri kalanının coğunu gecireceği Los Angeles, California ’ya yerleşti. Bu sure zarfında senaristlik yapan Aldous ’un dikkate değer film calışmaları arasında Gurur ve Onyargı, Jane Eyre ve Madame Curie gibi filmler bulunuyor. Aynı zamanda yazmaya da devam ederek; Yaz Kuğu Oldukten Sonra, Zaman Durmalı ve Maymun ve Oz romanlarını tamamladı. Geri kalan zamanının coğunu, doğu mistisizmine olan ilgisine ayırdı.
“Cesur Yeni Dunya Yeniden Ziyaret Edildi” başlıklı eserle yaşadığı donemi değerlendirdi 1955 ’in başlarında Maria kanserden oldu ve o yıl Huxley bir sonraki romanı The Genius and the Goddess ’i yayınladı. 1956 ’da ikinci karısı Laura ile evlendi. 1958 ’de “Cesur Yeni Dunya Yeniden Ziyaret Edildi” başlıklı bir makaleler koleksiyonu yayınladı. Bu eserle, bulundukları donemi değerlendirdi ve donemin, 1932 romanının gerceğine korkutucu bir şekilde benzediğini savundu. Huxley yorulmadan hem etrafındaki dunyayı hem de icsel benliğini araştırırken, 1960 yılında kendisine kanser teşhisi kondu. Bununla birlikte, sonraki iki yıl boyunca, Cesur Yeni Dunya ’da ele aldığı bazı temalara daha olumlu bir donuş yapan son romanı The Island ’ı tamamladı. Aldous Huxley, 20. yuzyılın en onemli kitaplarından biri ve sayısız eleştiri, şiir ve drama eseri de dahil olmak uzere 50 ’den fazla kitap yazdı. 22 Kasım 1963 ’te 69 yaşında hayata veda etti.
Kaynak: 1 2