
Mazhar Osman Biyografisi Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman, ruh ve sinir hastalıkları uzmanı, Turkiye'de ilk modern ruh sağlığı hastanesini kuran Turk hekimidir. Turkiye ’de akıl ve sinir hastalıkların cağdaş yontemlerle tedavisinde onculuk etmiştir.
Mazhar Osman, 5 Mayıs 1884anlı devletinin olan Batı Trakya ’yadaki Meric Nehri kıyısındaki Sofulu'da doğdu. Babası Ziraat Bankası'nda memur Osman Zuhtu Efendi ’dir, Annesi Cerkes Suleyman Beyin kızı Atiye Hanım ’dır. Doğduğunda adını Yusuf Mazhar Osman koydular. 3 kardeşi kuşpalazından olmuştu. Kırkkilise (Kırklareli) şubesine tayini icin gittikleri beldede Mazhar Osman İptida ve ruştiye eğitimlerini tamamladı. Babası Osman Efendi bankanın Uskudar şubesine terfi ederek 1894 ’te tayin olduğunda Yusuf Mazhar Osman 10 yaşındaydı. İstanbul ’a gelince Uskudar Mulki İdadisi'ne başladı. Buradan okul birincisi olarak 1898 ’de mezun oldu. Ardından Mulkiye'ye gitmek istese de mali sorunlar yuzunden gidemedi. Tıbbiye-i Askeriye'ye girdi. Yoksuldu, yolunu dişiyle tırnağıyla actı Son derece de yoksul olan ailesine maddi katkı vermek icin hem okudu, hem de calıştı. Komşuları icin kuyudan su cekmek, kışın mangal gobeklerini ocağın başına taşımak, yazın bahceleri-asmaları sulamak, konunun komşunun mektuplarını yazmak uc beş kularından itibaren yaptığı işlerdendi. Babası Ziraat Bankasındaki işini kaybettiğinde genc Mazhar Osman askeri tıbbiyeye devam ediyordu. Bu durum ailenin butun mali dengelerini bozmuştu, Osman ’ın tahsile devam icin para kazanması şarttı. O sıralarda İstanbul ’da yeni bir adet peydah olmuş; evde, ya da hastanede vefat edenlerin başında sabaha beklenilmeye başlanmıştı. Lubnanlı bir hocasının tavsiyesi uzerine bu surece dahil olan Osman defnedilmeyi bekleyen olulerin başında tutmaya başladığı gece nobetleriyle cok cuz ’i paralar kazanır olmuştu. Mazhar Osman, tıbbiyede gozune kestirdiği branşlar olan kadın doğum ve dahiliye de alınmayınca, Haydarpaşa'ya taşınan Tıbbiye Mektebi ’nde son sınıftayken Raşit Tahsin Hoca hocasının yonlendirmesiyle akliye-asabiye branşını secmişti. Bu duruma yakınları buyuk tepki gosterdi. Ozellikle de Yakın bir arkadaşının ‘Bunca okumadan sonra mecnunlarla mı uğraşacaksın? Yapma Allah aşkına Mazhar. Bu tam manasıyla zekanın intiharı demektir! ’ diye feveran etmesini Osman hayatı boyunca unutamadı.
1904'te Tabip Yuzbaşı rutbesiyle, sınıf dorduncusu olarak diplomasını aldı. Hicaz ’a tayin ’i cıktı, gidişi 1 sene ertelendi. Bir yıl Gulhane Askeri Hastanesi Akliye Servisi ’nde staj yaptı. 1906 ’da Askeri Tıbbiye ’de akıl hastalıkları dersi muallim yardımcısı oldu. . İlk eseri ‘Tababet-i Ruhiye ’ eseri basılıyor. Meşrutiyet'in yeniden ilan edildiği gun olan 23 Temmuz 1908'de Almanya'ya, Munih ve Berlin Universitesi'ne gitti ve Almanca oğrenip yeniden Psikiyatrisi uzerine tıp eğitimi alarak ihtisasını yaptı. 1911 ’de yurda donuşunde Gulhane Askeri Hastanesi Emraz-ı Akliye Kliniği ’nde gorev aldı. 1912 ’de askeri hekim olarak Balkan Harbi ’ne katıldı, gezici hastane başhekimi olarak Luleburgaz ve Catalca cephelerinde harp sahalarında koleraya karşı verilen mucadeleye katıldı.
1910 ’da Divanyolu ’nda Nuzhet Eczanesinin ustunde muayenehane actı. Bu serbest hekimliğinin ardından, 1911 - 12 Trablus harbi oncesinde yeniden gittiği Berlin ’de Charitee Kliniğinde Prof. Ziehen ve Oppenheim ’la calıştı.
İstanbul ’a donduğunde Askeri Sıhhiye Reisi Suleyman Numan Paşa, Gulhane'den akliye, asabiye, kadın doğum ve anatomi derslerini kaldırdı. Mazhar Osman değil hocalık yapmak, yıllardan beri canla başla calıştığı Gulhane'de hasta bile bulamayacaktı. 1914'te Gulhane ’den ve askeriyeden istifa etti. 1914 Haziran ’ında Haseki Hastenesi başhekimi oldu. Ardından 1. Dunya Savaşının patlaması uzerine binbaşı rutbesiyle yeniden askere alındı ve Haydarpaşa Askeri Hastanesi ’nde akliye ve asabiye mutehassıslığına atandı. Bu sırada, esas olarak akıl hastası numarası yapanların oyunlarını acığa cıkararak onları askere sevk etmekle uğraştı. 1917 ’de Şişli Fransız Hastanesi (eski Fransız La Paix) Akıl ve Sinir Hastalıkları Bolumu şefliğine, 1919 ’da Toptaşı Bimarhanesi başhekimliğine, 1920 ’de Zeynep Kamil Hastanesi ’ne nakledilen Akıl ve Sinir Hastalıkları Bolumu Şefliğine, 1922 ’de Zeynep Kamil ve Toptaşı hastaneleri başhekimliğine atandı. Mazhar Osman Toptaşı bimarhanesini cağdaş bir modern bir psikiyatri kliniği haline getirmek icin uğraştı. Bu sırada Karacaahmet Miskinler Tekkesi ’nde barınan cuzamlılar icin Toptaşı ’nda pavyon ayırdı. Tekke ’yi de kapattı. Sıhhiye Umumi Mufettişi Tevfik Ruştu Bey ’in emriyle, Edirne ’deki ilk Osmanlı Bimarhanesi olan Daruşşifa ’yı ziyaret etti. Zincirlerle bağlı akıl hastalarını bu perişanlıktan kurtardı ve onları Kıyık ’taki Fransız Hastanesine taşıdı.
Bu donemde, o gune kadar uygulanan eski tedavi yontemlerinin yerini cağdaş tedavi yontemlerinin almasında, yeterince onemsenmeyen bu hekimlik dalının gereken ilgiyi gormesinde ve yeni kadroların bu yonde ozendirilmesinde onemli rol oynadı.
1918 ’de imzalanan Mondros Mutarekesi Mazhar Osman ’ın hayatında bir donum noktası oldu. Anlaşmayla La Paix yeniden Fransızlara verildi, Haydarpaşa Askeri Hastanesi boşaltıldı. Savaş sırasında Fransız rahibelerin vazifelerine devamını sağladığı icin Fransa tarafından madalya ile taltif eine devam etti.
Haydarpaşa Askeri Hastanesi'nde, zamanın en unlu şairi Tevfik Fikret'le samimi olma şerefine nail oldu. Savaş nedeniyle İstanbul'a donen Abdulhak Hamid'i tedavi etti. Neyzen Tevfik ’de hastaneye gelenler arasında idi.
1 Mayıs 1919 ’da, Turkiye dergicilik tarihinde eşine ender rastlanan bir şekilde, 32 yıl boyunca yayınlanacak olan İstanbul Seririyatı Dergisi ’ni cıkarmaya başladı. Derginin başyazarı da Mazhar Osman ’dı. 5 Mart 1920 ’de Yeşilay Cemiyeti ’ni kurdu.
Aynı zamanda seroloji, noro-patoloji, deneysel psikoloji laboratuarları oluşturarak Turkiye ’de noro-psikiyatri dalının kurulmasına onculuk etti. Surdurduğu calışmalar sonucu 1927 ’de Bakırkoy ’de Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ’ni kurarak uzun yıllar başhekimliğinde bulundu.
Hukumet, Toptaşı bimarhanesinde tedavi edilen hastalara Bakırkoy ’deki Reşadiye kışlalarını tahsis etti. Mazhar Osman, orneklerini Avrupa ’da gorup tetkik ve mesai şansı bulduğu insancıl, modern ve ilmi akıl hastanesinin bir numunesini nihayet genc Turkiye Cumhuriyeti ’nde yaratmak şansını buldu. 3 yıla yakın suren tadilat, inşaat ve taşınma işlemlerine kararın hemen akabinde başlayan Mazhar Osman ve idealist, coşkulu ekibi ile 15 Haziran 1927'de İstanbul Emraz-ı Akliye ve Asabiye Hastanesi (Şimdiki Bakırkoy akıl hastanesi) resmen hizmete girdi.
1933 ’te ordinaryus profesor oldu ve İstanbul Tıp Fakultesi Psikiyatri Kliniği Başkanlığına getirildi. 1941 ’de başhekimlik gorevini bıraktı ve emekliye ayrıldığı 1952 ’ye kadar oğretim uyesi olarak calışmalarını surdurdu.
Soyadı Kanunu'yla Uzman soyadını alan Mazhar Osman Uzman 1942'de doktorlar arasında Operator Mim Kemal Oke'yle birlikte ‘‘Varlık Vergisi Rekortmeni ’ ’ oldu: 5 bin lira vergi odedi o yıl. Gencliğinde mandolin calıp şarkı soylediği Camlıca tepesinde buyuk bir bahce icinde eski bir koşk satın aldı.
Hekim ve bilimadamı olarak yuruttuğu calışmaların yanı sıra İcki ile Mucadele Cemiyeti, Akıl ve Sinir Hastalıkları Cemiyeti gibi ceşitli sağlık derneklerinin kuruculuğunu ve başkanlığını yaptı. Ayrıca Hamburg Akıl Hastalıkları Derneği, Fransız Noroloji Derneği, New York Noroloji Akademisi gibi yurtdışı sağlık kuruluşlarının onur uyeliklerine secildi.
Haksız bir şekilde yolsuzlukla suclandığı icin, 1941 yılında Bakırkoy Emraz-ı Akliye ve Asabiye Hastanesi başhekimliği gorevinden istifa eden Mazhar Osman, vefatına kadar İstanbul Universitesi Tıp Fakultesi'nde oğretim uyesi olarak calışmalarını surdurmeye devam etmiştir.
Mazhar Osman 31 Ağustos 1951 tarihinde şeker hastalığı ve nefes darlığı yuzunden İstanbul ’da oldu. Mezarı Zincirlikuyu Mezarlığı'ndadır.
Bakırkoy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, bir donem "Mazhar Osman Hastanesi" adıyla anılmıştır. Osmanlı Devleti'nin son ve Turkiye Cumhuriyeti'nin ilk donemlerini yaşamış bilim adamları arasında, bir tıp adamı olarak Mazhar Osman'ın onemli yeri vardır. Osmanlı'da akıl ve ruh hastalıklarının tedavisinde kullanılan eski geleneksel uygulamalar, Mazhar Osman'la birlikte yerini modern tedavi yontemlerine bırakmıştır.
Evlilikleri; birinci eşi Nedime hanım, ikinci eşi ise 1924 de 40 yaşında iken evlendiği 14 yaşındaki Saadet hanımdır. İkinci eşinden 5 cocuğu vardır.(cocuklarının isimleri: kızı Tuba Ulagay, oğlu Culmut)
Mazhar Osman'ın eserleri:
İstanbul Seririyatı dergisi, 1919 – 1951; Akıl hastalıkları, 1929; Sıhhat Almanakı, 1933; Keyif Veren Zehirler; 1934; Sinir Hastalıkları – Asap Hastalıkları: Muayene Usulleri, 1934 - 1936, Tababeti Ruhiye; Medikal, Paramedikal konferanslarım, 1941 (1942?); Lepra ile Mucadele, 1941; Sıcak Carpması ve Donma; Sıhhi Hitabeler; Spiritizma Aleyhine; Sıhhi Sahifeler; Bakırkoy ’de 10 yıl (komisyonla ortak); Şişli Musamereleri; Seriri cepheden alkolizm, 1935; Eugene idiş, Kısır iyi cocuk yetiştirme hakkında iki konferans, 1935; Ojenik, 1939; Cinnet-i meşahirden, 1957; Heroinciler, 1957; Psychiatria, 1944
Olumunden iki gun sonra, Bakırkoy'deki kıdemli hastalarından ‘‘De Gaulle ’ ’, pencereden bahcedeki doktorlara seslendi: ‘‘Doktor beyler, Mazhar Osman oldu diye uydurmuşlar. Mazhar Osman olur mu? Ne sacma şey. Bir zamanlar Ataturk icin de oldu diye cıkarmışlardı. ’ ’
Uzun yıllar suren başarılı calışmalarının sonucunda, Mazhar Osman adı, psikiyatri ile ozdeşleşmiş, hikÂyeleri dilden dile dolaşmaya başlamıştır. Ununun halk arasında yayılmasıyla, ozellikle ruhsal sorunları olanlar icin “Mazhar Osmanlık” deyimi kullanılmaya başlanmıştır. Hayatını Turkiye'deki ruh hekimliğinin gelişmesine adamış olan Mazhar Osman'ın, tarih, edebiyat ve felsefeye karşı da ilgisinin bulunduğu bilinmektedir. Vefatından sonra şahsi kutuphanesi, ailesi tarafından, adına kurulmuş olan İstanbul Universitesi Psikiyatri Kliniği Kutuphanesi'ne bağışlanmıştır.