
Euripides Biyografisi Duşunce adamı, Atina'lı oyun yazarlarının en buyuğu olan Euripides, insanları bekleyen gercek ve zorlu sorunları ortaya koyarak insanları duşunmeye zorladı. Bernard Shaw gibi Euripides de insanları tedirgin etmiş ve kızdırmıştır. Kutsal değerlere saygısızlık ve kadın duşmanlığıyla suclanmıştır. Ama yine de ustun şiirsellikle anlatılan duşunceleri dinlenmiştir. Vatanı olan Atina'yı terkedinceye kadar da bu taşlama ve lanetlemelerin ardı arkası kesilmemiştir. Fakat olumunden sonra butun tragedya yazarlarının en unlusu, en aralanılanı olmuş ve o cağdan bu yana adı olmez yazarlar arasında yer almıştır.
Euripides, M.O. 480 yılında Salamis'de doğdu. O tarihte Yunanlılarla Pers İmparatorluğu arasında amansız savaşlar yaşanıyordu. Euripides'in anne ve babasına bir cok kotu yakıştırma yapılmasına rağmen gercekte, babası Apollon tapınağı ile ligili bir gorevin mirascıısı zengin bir soydan geliyordu. Kaynaklara gore annesi de soylu bir ailenin kızıydı. Euripides gencliğinde resim uzerine calışmış ve sanatını surdurme amacında olmasına rağmen yirmi beş yaşında, tragedya ve şiir yazmak icin resmi bırakmıştır. İlk oyunu olan ''Pelias'ın Kızları'', M.O. 455 yılında sahneye konmuş ve Atina halkı o an gokyuzunden yeni bir yıldızın inmekte olduğunun farkına varmıştı. Bu yeni şairin tiyatronun tumturaklı ve ağdalı dilinden cok uzak yalın ve guclu bir deyişi ve yeni fikirleri de beraberinde getirdiğini anlamıştı.
Euripides'in yenilikci ve korkusuz bir yanı vardı. İlginc olayları anlatırken yeni teknik buluşlar kullanıyordu. En guclu yonu de gerilim sahnelerindeki başarısı ve her sahnede ustun bir şiirsellik yaratmasıydı. M.O. 438'de Truva Savaşı'nda Akhilleus'un mızrağıyla yaralanan Telephus'un hikayesini anlattığı oyunda gecen olaylar dizisi ve bunların sahneye uygulanışı Euripides'in gucunu ortaya koyar. Bu oyun, eski Yunan sahne geleneklerine indirdiği darbe nedeniyle de buyuk onem taşır. Bir dilenci ilk defa sahici pacavralarla sahneye cıkmıştı. Bu ozamanki izleyici uzerinde şok etkisi yaratmıştı. Oyunun sahneye konmasındaki gercekcilik, Euripides'in en acmasız eleştirmeni ve Yunan tiyatrosunun en buyuk komedi ustası Aristophanes'in saldırı nedenlerinin başında gelir. ''Thesmosphoriazusae'' adlı komedisinde Aristophanes, Yunanlı kadınlara, oyunlarında kadın kişilerini sevimsiz gosterdiğinden oturu Euripides'den intikam almak uzere komplo hazırlatır.
Fakat Euripides'in kadınları, tutkularına kapılsalarda, hic bir zaman sevimsiz değillerdir. Sadece idealleştirilmelerinin yanında yaşayan birer insan oldukları gerceğini vurgularlar.
Euripides ayrıca gecmişin ulu tanrılarının, nasıl yeri geldiğinde hic de tanrısal olmayan hilelere başvurduklarını acık secik sahnede ortaya koydu. Bu, coğu kimsenin tanrılara hakaret olarak algıladığı bir bakış acısıydı.
Euripides bir demokrattı, fakat demogoglardan ,buyuk burokratlardan, halkına savaş ve felaket getiren kayıtsız ve kaygısız onderlerden nefret ederdi. ''Yakaranlar'' ve ''Truvalı Kadınlar'' adlı oyunlarında Sparta ile suregelen savaşın ic karartan izleri gorulur.
Bu unlu tragedya yazarının hayatı uzerine soylenebilecek cok az şey olmasına rağmen, Salamis'deki topraklarında yaşadı ve şiirlerini denize bakan bir mağarada yazardı. Mumkun olduğu kadar topluma az karışan, ağırbaşlı ve somurtkan bir adamdı. İnsanlardan uzak sectiği bu yanlız yaşam, onun tanrılardan nefret eden, toplumla ilişkilerini kesmiş, huysuz, hırcın ve kuşkucu bir kişi olarak tanınmasına yol acmıştır.
Euripides bir Atina vatandaşı olarak kendini toplum hayatından busbutun ayrı tutmamıştır. Orduda gorev almıardımlarda bulunmuştur. M.O. 408 yılında tanrılara saygısızlık ettiği gerekcesiyle komedi yazarlarının ve halkın saldırılarına maruz kalarak Atina'yı terk etmiş Makedonya kralı Archelaus'a sığınmıştır. Kral tarafından cok iyi karşılanmış ve olmeden onceki bu on sekiz ayını huzur ve barış icinde yaşamıştır. Olum nedeni celişkilidir , kimi soylentilere gore saraydaki kıskanc kişiler tarafından av kopeklerine parcalatılmıştır. ''Bacchae'' adlı oyunu oulumden sonra sahnelenmiş ve odul almıştır.
Euripides'in kendi izinden giden uc oyun yazarı oğlu olumunden sonra babalarının oyunlarını sahnelemişlerdir. Euripides'in 80-90 tragedyası olduğu bilinmesine rağmen gunumuze yalnız 18 tanesi erişebilmiştir. ''Alcestis'', ''Medeia'', ''Phoenissae'', ''Andromache'', ''Electra'', ''Orestes'', ''Hippolytos'', ''Heceba'', ''İphigenia Aulis'te'', ''İphigenia Tauris'te'', ''Yakaranlar'', ''Bacchae'', ''Ion'',''Cylops'', ''Heraclides'', '' Helena'', '' Troades'', ''Hercules''.