
Kim ne derse desin yabancı dizi kavramının belki de gelmiş gecmiş en şahanelerinden biri Chris Carter ’ın yarattığı The X-Files, Turkce adıyla Gizli Dosyalar ’dır.
Her yonuyle cağın otesinde olan bu dizi 1992 ’de değil de 2010 ’lu yıllarda cekilmiş olsaydı gorun bakın peşinde ne tartışmalar, ne kavgalar, ne olaylar ve gizemler bırakırdı.
Gelin size neden boyle duşunduğumuzu acıklayalım.
Cunku esas oğlan Fox Mulder vardı
Pek az dizide denk gelebileceğimiz kadar delikanlı, kafasının dikine giden, beyniyle değil yureğiyle hareket eden, bazen gozunun onundeki basit gercekleri goremeyecek kadar heyecanlı ajanımız Mulder baş roldeydi cunku.
Cunku esas kız da Dana Scully idi
Guzelliği ve zekasıyla pek cok insanı kendine bir bolumde bağlayacak ajan Scully de Mulder ’la baş rolu paylaşıyordu cunku. Yeri gelir otopsisine girer, yeri gelir garip yaratıklar kovalar, yeri gelir uzaylılara esir olur. Mulder ’ın aksine beyninin sesini dinler, bilimin kanıtlamadığına inanmazdı ki pek cok olayı acıklayamadılar zaten bu yuzden.
Cunku 202 bolumde sacmalamayan az dizi olmuştu
Dile kolay 9 sezon, 202 bolum. 1993 ’ten 2002 ’ye dek. Esas oğlanla esas kızın tam da yer almadığı son sezonu goz ardı edersek, bu kadar uzun sure bu kadar komplike konular işleyip de patlamayan bir dizi daha hatırlayanınız yoktur herhalde ki o son sezonda bile sacmalamamıştır dizi, sadece Scully ve Molder yokken bize biraz garip gelmiştir.
Cunku takipcileri aşırı dozda TGRT ’ye maruz kalıp yine de hayatta kalmış ve diziye ısrarla tutunmuştu
İşte yeni nesilin anlamakta zorlanacağı bir madde. Dizinin Turkiye ’ye gelişi 2000 ’in ilk yılları ve TGRT ’de cuma geceleri 23:00 ’te yayınlanıyor. O yıllarda daha torrent yok, internete bağlanınca telefon meşgule duşuyor, hızdan falan bahsetmiyorum, eliniz mahkum izleyeceksiniz TGRT ’den. Ee kanal da boş durur mu, bolumleri sırasına uygun yayınlamaz, bir hafta devam bolumunu beklersiniz apayrı bolum cıkar, zaten sezonun yarısında ozel gunlere gecelere denk gelir dizi ve hic yayınlanmaz, gunu değişir, saati kayar, buna rağmen o ilk bir kac sezon diziye tutunmak paha bicilemezdir. Yaşayan bilir, CNBC-E ’ye gecince yaşanılan mutluluğu anlatmaya gerek yok.
Cunku muthiş bir jenerik muziği vardı
Senelerdir televizyon izleriz, boyle insanı deli gibi geren, yorgan olsa da altına saklansam dedirten bir jenerik muziği daha işitmedik henuz.
Cunku Amerikan “paralel devleti”ni gozler onune sermişti
Bakın daha 2000 ’lerin başı “paralel devlet” diye bir kavram yok ortada, adamlar bırakın cemaati, hukumeti, tum ABD ’nin ic yapısını dinamiklerini gozler onune seriyor. Tam olayı cozecekler, dava kapatılıyor, tam işi anlayacaklar kilit adamlar vuruluyor, Başkan Kennedy ’nin hikayesi bile gecti dizide arkadaş. Bugun bizlere “komplo teorisi” diye anlatılan nice şeye delikanlı gibi değindi bu dizi vaktiyle.
Cunku “uzaylı” deyip gecmeyen, “UFO”dur deyip kacmayan bir diziydi
Kuvvetle muhtemel hayatınızda daha iyisine pek denk gelmeyeceğiniz kalitede ve farklılıkta bir uzaylı hikayesi sundu bu dizi izleyenlerine. Bugune dek one surulen tum uzaylı klişelerini yerle bir etmekle kalmayıp, akıl akıldan ustundur dedirten muhteşem bir orguyle belki de tarihte gorup gorebileceğimiz en komplike uzaylı ve UFO tezlerinden birini one surdu bu dizi. Hey gidi hey!
Cunku doğa ustu ya da sıradışı konuları ele aldığı nice paranormal bolumu vardı
Şimdi pek cok korku-gerilim dizisi yine belli klişelerden uzaklaşamadan doğa ustu olayları ele alırken, bizim pek sevgili dizimiz akla hayale gelmeyen turlu turlu paranormal aktivite ceşitliliğiyle de bunların hepsinden kat kat ileri olduğunu daha o yıllardan kanıtlamıştır. Telekinetikler mi ararsınız, mutantlar mı, ozel guclere sahip yaratıklar mı, tovbe estağfurullah…
Cunku kotu adamların sigara iceceğine bizi inandırdı
Verem olmayasıca bir sigara icen adam figuru vardı bu dizide arkadaş her turlu pis işin altından o cıkardı. Ozel yetkili savcı mıdır artık, bakanlık musteşarı mıdır ne sıfatı var bilinmez tam bizim ajanlar bir olayı cozecek, hop bu sigara icen adam el koyar cozdurtmez, tam gerceği oğreneceğiz, hop sigara icen adam araya girer dosya kapanır, cok beddua aldı bu adam boyle boyle. Adamı sigara ureticileri federasyonunun diziye yerleştirdiğine inanıyoruz.
Cunku sembolizmi bize ilk oğreten dizilerden biri oldu
Daha gencecik adamlarız ne bilelim alt metin okumayı, cumlelerde referans aramayı, hikayelerdeki gondermeleri algılamayı. Ancak her bolumde el fenerini oyle bir gozumuze soktular ki mesela, daha korpecik akıllarımızla dedik ki herhalde bu el feneriyle bir şey vurguluyorlar. Tabii ki el fenerinin neyi anlattığı belli: “Bitmek bilmez olayları aydınlatma cabası”. Aydınlatabiliyor muydu, tartışılır.
Cunku Turk versiyonu bile iyi bir dizi olacak gibiydi
Şimdi birbirimizi kandırmayalım, bugune kadar kac tane yabancı dizi uyarlaması başarılı oldu bu ulkede? Bir elin parmaklarını gecmez. İşte bu The X-Files ’ın Sır Dosyası adında bir uyarlaması yapıldı, kadro, ekip her şey de şahaneydi aslına bakarsanız ancak bu kez de reyting belası cıktı karşılarına ve 5 bolum yayınlanabildi sadece. Yine de iyi hatırlayacağımız uyarlamalar arasında yerini aldı.
Cunku onlar da bizim gibi gerceğin oralarda bir yerlerde olduğuna inanıyorlardı
Belki de kendimizi en yakın hissettiren cumlelerden biri hemen hemen her bolumun başında gozumuze sokulan “The truth is out there…” (Gercek dışarıda bir yerlerde…) cumlesi. Yani gerceklerin, gorduğumuz ve yaşadığımız gibi olmadığını, başka bir gercek olduğunu ve onu bulmak icin efor harcamamız gerektiğini bize hemen her bolumde hatırlatmıştır bu guzide dizimiz.
İşte tum bu sebeplerden Lost, Breaking Bed ve envai ceşit guncel havalı dizi bir yana, The X-Files bir yanadır bizler icin.