Soru şu: Don Draper aslında kimdir?
Her ne kadar Mad Men ’in Turkiye ’deki izleyici kitlesi gorece sınırlı olsa da, Amerika ’da ‘‘donem dizisi ’ ’ olarak ulkenin nabzını tutmuş bir yapımdan bahsediyoruz. O halde Hemingway ’in ‘‘Bir yazar roman yazarken, karakterler değil aslında canlı insanlar kurgular ’ ’ sozunu hatırlamanın sırasıdır.
Don Draper, kendisi de bir illuzyondan ibaret olan reklam dunyasının buna uygun bicimde, sahte bir kimlikle zirveye cıkan yıldızı idi. İlk bolumden beri jenerik boyunca aşağı duşen Don ’un kendini bulma hikayesiyle birlikte, cok sayıda ‘‘canlı ’ ’ karakterin de dunyasına girdik; ofkeden acımaya, coşkudan ağır melankoliye kadar geniş bir duygu bandında gezindik. Son durumda Mad Men efsaneleşmiş karakterleriyle adeta icine girilip yaşanabilecek kadar gercek bir dunya bıraktı geriye; yapımcıları Hemingway ’in sozunu cok iyi anlamış olsa gerek.
O halde, ‘‘Bir donem biterken ’ ’ acımızı icimize gomelim ve ilk soruya donelim: Don Draper, Enneagram ’a gore aslında nasıl bir karakterdir? Eğer ola ki, Ennegram nedir derseniz, sizi şu listemize buyur edelim.
’Onun kim olduğunu hangimiz biliyoruz ki? Batman bile olabilir. ’
Pete ’in Don hakkında ofis dedikodusu yaparken soylediği bu soz, revizyon yemez, kaporta cizdirmez, muşteriye posta koyan, koyduğu postayı da yeni muşteri olarak geri alan Don Draper ’ın mizacı hakkında bize buyuk bir ipucu veriyor aslında. Gercekten de Don ’un ‘‘kim olduğunu ’ ’ bilen yoktu, yaşadığı dunyada.
Peki bu gizemli, hırslı, başarılı adamın Enneagram kişilik profili neydi? Sorunun icinde cevabı da vermiş olduk aslında. Tip 3 kişilikler, şartlara hızla uyum sağlar ve kendini oyle bir tanıtır ki, onu farklı bir şekilde hayal etmeniz mumkun değildir. Fakat bu ozellikleri sayesinde istenmeyen durumları gizlemek konusunda da ustadırlar. Tip 3, ortamın rengine ve şahsi cıkarlarına gore başarıyla kılıktan kılığa girebilir. Ruhunuz bile duymaz
‘It ’s toasted… ’: Seni sana oyle bir anlatırım ki, sen bile kendini tanıyamazsın.
Bir cok insanın Mad Men ’i izlemeye başlama sebebi olan efsane sunumdan bahsediyoruz. Zamanın ABD ’sinde en buyuk hızlı tuketim urunu olan sigaranın altın cağı, Don Draper ’ın sloganlarıyla yaşanıyordu. Sterling & Cooper ’ın (bi ağlamaklı oldum bak şimdi) en buyuk ve eski muşterisi olan Lucky Strike sigaraları ise, devletin ‘Sigara zehirlidir, aha da resmen ilan ediyorum arkadaşım ’ cıkışından sonra ciddi bir satış tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Care Don ’un şeytan ’ı plaseyle ters koşeye yatıran sloganıyla bulunmuştu tabii:
‘‘Lucky Strike nasıl uretiliyor? ’ ’
‘‘İşte şoyle boyle bıdı bıdı ve sonra fırınlanıyor ’ ’
‘‘Tamam, pakete şoyle yazıyoruz: ‘Fırınlanmıştır. ’ ’ ’
‘‘Ama butun sigaralar boyle uretiliyor? ’ ’
‘‘Olsun, onlar zehirli; sizinki ‘fırınlanmış ’ (It ’s toasted) ’ ’
Saygı duymaktan başka bir şey yapamıyoruz.
Sonuc: Tip 3 ’lerin sunum becerisi işte adamı boyle hayran bırakır.
’Oyle bir ikna etmek ki, kendini bile inandırmak ’
Tip 3 karakter, her şeyden once bir ‘‘ikna ustası ’ ’dır.
Peggy ’nin doğum yaptığını annesinden başka bilen tek kişiydi Don. Onu hastanede ziyaret ettiğinde yaşadığı travmayı da en iyi o anlayabilirdi, kendisi de boyle bir cocuk olarak dunyaya gelmişti cunku. Peggy ’yi icinde sıkışıp kaldığı pişmanlık ve caresizlik anaforundan cıkarak recete de Don ’un elindeydi: ‘‘Bu olay hic olmadı. Hatta oyle bir olmadı ki, sen bile hatırlamıyorsun onu… ’ ’
Don da, bir ‘‘ikna ve yeri geldiğinde aldatmaca ’ ’ ustasıydı. İnsanları, hatta kendisini olduğundan farklı bir şeye inandırmaktan ekmek yiyen ve yaptığı işin zirvesine yukselen bir adamdan bahsediyoruz.
Sonuc: Birini ikna etmen gerekiyorsa bunu oyle ustaca yapmalısın ki, soylediğine sen bile inanmalısın. İmza: Tip 3.
Değişen şartlara efsane bir hızla uyum sağlamak
Yine sigara, yine Lucky Strike, yine Don ama bu sefer şartlar daha farklı: Lucky Strike, manyak patronunun manyak istekleri sebebiyle Sterling & Cooper ’ı bırakmak uzeredir. En buyuk muşteri olduğundan, ajansın kapanması bile soz konusudur. Peki o zaman ne yapmalıdır?
Devletin ‘‘Sigara cok pis ve zararlıdır ’ ’ baskısını artırmasıyla birlikte Lucky Strike ’ın kendilerine coktan kapıyı gosterdiğini anlayan Don, gecenin bi yarısı ofise gelir; daktiloya bir kağıt takar ve en iyi bildiği işi yapar:
‘‘Tutun işinden neden cıkıyoruz? Cunku tutun cok zararlı. Cunku biz sorumlulukları olan bir ajansız. Bundan sonra sigaracılarla calışmaya devam edecek olan meslektaşlarımıza da başarılar dileriz vs vs ’ ’
İmza: Donald F. Draper
Ertesi gun bu mektup tam sayfa olarak New York Times ’ta yayınlanır. Yer yerinden oynar, sabah millet ajansa gelip gazeteleri gorduğunde kucuk dili bi tarafına kacar ama iş işten gecmiştir. Don Draper değişen şartlara efsane bir hızla uyum sağlamış, batan gemiden ilk o atlamış ve resmen krizi fırsata cevirmiştir. Nitekim bu mektuptan sonra ajans sağlık kurumlarıyla yakınlaşır.
O halde ne diyoruz? Muziğe gore dans etmesini bilmiyorsan, cat diye inisiyatif alıp yuruyemiyorsan, Tip 3 değılsın.
Az zamanda cok iş bitirebilmek
Sterling & Cooper ’ın tatlı bir ivmeyle yukselişe gectiği yıllarda (2 ’nci sezon oluyor), ajansın bir ust lige cıkabilmesi icin iki sektorden muşteri edinmesi şart olmuştur: Havayolu ve Otomobil. Gerci bolgesel bir havayolu markaları vardır (Mohawk) ama ABD buyukluğunde bir pazarda ulusal markalara oynamadan kazanmak mumkun değildir. İşte tam bu zamanda American Airlines ile bir yakınlaşma olur ama fırsat buyuk, S&C ise gorece kucuk olduğundan kısa zamanda etkileyici bir iş cıkarmak gerekmektedir. Haberi alır almaz, haftasonuna bağlanan bir gece acil toplantı yapılır ve Don emri verir:
‘‘Creatives, to my room! ’ ’
Sabahlanarak ve imkansız denebilecek surede cıkarılan sunumun icinde servis tabaklarının tasarımına kadar her şey vardır. Ha sonunda American Airlines toplantıya gelmez, cunku pazarlama mudurunu yeni kovmuşlardır o ayrı.
Neymiş: Dar zamanda ve baskı altındayken doğrudan sonuca gidebilmek icin Tip 3 olmak lazımmış.
Kuyruğu dik tutmak icin muşteriye bile posta koyabilmek
“20 ’nci yuzyıl ABD tarihini hızla oğrenmek istiyorum, ne yapmalıyım?” diyenlere ‘Otur Mad Men izle kardeşim ’ diyoruz. Peki neden? ABD ’nin son yuzyılda gecirdiği tum sosyal donuşumlerle iki ters bi duz belgesel oren bir dizi cunku; Mad Men. Peki bunun Heinz ketcaplarıyla ve Enneagram ’la ne ilgisi var?
50 ’li yıllar, ABD ’de savaşın da etkisiyle konserve tuketiminin patladığı yıllar. Konserve onemli bir gıda, Heinz da buyuk bir marka ve reklamlar gırla gidiyor. Fakat her şeyin bir altın donemi var ve konserve gencler tarafından artık pek de sallanmaz bir urun olmaya başlıyor. Heinz ’ın buna bulduğu dahiyane cozum ise ketcap isimli bir sos icad etmek oluyor (Ellerine sağlık bu arada).
Peki Don ne yapıyor? Yukselen değer Peggy ’e bir ‘‘pitch ’ ’ fırsatı sunuyor. Peki Peggy ne yapıyor? Kendini Don sanıp, muşteriye posta koymaya kalkıyor ve Heinz ’ın yukselen değeri ketcap ajansın elinden kacıveriyor. Cunku Don bu ‘‘muşteriye posta koyma ’ ’ işini o kadar etkili ve acıtmadan yapıyor ki, adamlar neredeyse ‘‘Bi daha yap abi ’ ’ diyecek oluyor. Eh n ’apsın, kız da ona ozeniyor.
Kıssadan hisse: Tip 3 ’ler etraflarında hayranlık oluşturan, ilham veren ve gaza getiren insanlardır. Eğer Tip 3 ’un dillere destan ozguveni sizde yoksa, boyle işlere kalkışmayınız.
Susuzluk filan hikaye, imaj her şeydir
Dizi bitti. Don Draper ’ı nasıl bilirdiniz? diye sorsalar ‘‘Artis bilirdik ’ ’ deriz muhtemelen. Adamı hic dağınık gorduk mu? Hayır. Jilet gibi takımlar, peruk gibi saclar filan derken Tip 3 ’un imaja verdiği onemi belirtmenin tam sırası; ofiste onları gorur, sonra doner bir daha bakarsınız.
Enneagram ’ın 9 tipi icerisinde dış gorunuşune gereken onemi vermek konusunda tavizsiz olanlar, şuphesiz ki Tip 3 ’lerdir.
Duygulara ve algılara hitap etmeyi bilmek
Tip 3 ’ler cevredeki algıları okumak konusunda ustadırlar. Duyguları kullanmak, algı ve cağrışımlara hitap etmek de onların işidir.
Mad Men ’in unutulmaz sahnelerini sıralayan her listeye kafadan girebilecek ‘‘Carousel ’ ’ sunumundan bahsediyoruz. Adamı bildiğin ağlatan bu sahnede Don, ‘‘Nostalji ’ ’yi ‘‘Gecmişteki bir yaranın tekrar acıması ’ ’ olarak tarif ediyor ve eski aile fotoğraflarına tekrar bakma olayına bambaşka bir anlam yukluyordu: ‘‘Atlıkarınca ’ya binmek. ’ ’
Gercek hayatta dia makinesine ‘‘Carousel (Atlıkarınca) ’ ’ ismini vermek hangi reklamcının aklına gelmişti bilemiyoruz ama, onun da bir Tip 3 olduğunu soylemek mumkun.
Bonus: Don Draper sen hic gitme!