
“Hatırla Sevgili” ile ilk olarak 2006 yılında tanıştık… Ve iki sezon boyunca, siyasi goruşlerinin farklılığı yuzunden araları acılmış olan iki eski dostun cocuklarının birbirlerine aşık olması ve donemin siyasi gelişmelerinden etkilenen aşklarını seyrettik hayranlıkla. Dizinin muzikleri de, kendisi kadar unutulmaz olmuştu yayınlandığı donemde. Belli ki hicbiri rastgele secilmiş şarkılar değildi; bu kadar muhteşem olmasını ancak bu acıklayabilir. Bir de bu guzelliği sadece “Beren Saat” ile ilişkilendirebiliriz. 🙂
İşte Turk televizyon tarihinin en cesur işlerinden biri olan Hatırla Sevgili ’nin aklımızda kalan en duygulu repliklerini derledik sizin icin. Cunku biz hala bu dizideki karakterleri, aşkı ve masumiyeti cok ozluyoruz.
“…O insana rastlamak zaten bir mucize ve ondan sonra omrunu onunla gecirmek konusunda tereddude duşmek; bu mumkun değil”
Necdet: Sahiden doğru insanı bulduysan bu tur kuşkuların asla olmaz. Benim tutkulu aşk konusunda kesin duşuncelerim var. O insana rastlamak zaten bir mucize ve ondan sonra omrunu onunla gecirmek konusunda tereddude duşmek bu mumkun değil.
“Ayrılıklar kalpler kırılmadan olmuyor maalesef”
Yasemin: Sen ne dedin?
Ahmet: Sonsuza kadar elimi bırakma dedim. Bundan sonra bir an bile yanımdan ayrılma dedim. Dedim ki..
Ahmet: Ayrılıklar kalpler kırılmadan olmuyor maalesef.
“Sevgiyi ne sanıyorsun sen, grip gibi bir şey mi?”
Lale: Sevgiyi ne sanıyorsun sen, grip gibi bir şey mi?
Yasemin: Keşke oyle olsaydı bir ilac alırdım bu kadar acı cekmezdim.
“Onu son goruşum olacağını bilseydim başka turlu bakardım yuzune. Her detayını inceler, ezberlerdim”
Tam iki ay yirmi altı gun oldu. Onu son goruşum olacağını bilseydim başka turlu bakardım yuzune. Her detayını inceler, ezberlerdim. Butun kızgınlığıma rağmen hala hayatımın aşkı olması inanılır gibi değil. Onu deliler gibi ozluyorum. (Yasemin ’in defterinden)
“Hatırlamak icin uzaklaşmak gerekir”
Yasemin: Doğum gunun kutlu olsun, beğendin mi?
Ahmet: Bana hep seni hatırlatacak.
Yasemin: Hatırlamak icin uzaklaşmak gerekir.
Ahmet: Doğru. Ben hep yanında olacağım.
Yasemin: Ben hep yanında olacağım. Seni her zaman seveceğim.
Ahmet: Seni her zaman seveceğim. Bu kol duğmeleri aşkımızın nişanesi.
“Kimimiz inzivaya cekilmek icin uzaklara gideriz. Kimimiz kendi icimize”
Necdet: Kimimiz inzivaya cekilmek icin uzaklara gideriz. Kimimiz kendi icimize.
“Ben hayatımın bir yerinde takıldım kaldım. Sanki o noktada hayatım durdu, bir kapana kısıldım”
Ahmet: Yasemin, ben hayatımın bir yerinde takıldım kaldım. Sanki o noktada hayatım durdu, bir kapana kısıldım. Cabaladıkca daha cok batıyorum. Kendi kendime cozmeye cok calıştım ama olmadı, hatta daha da kotu oldu. Senin yardımın olmadan bununla baş edemem, mumkun değil. Bunu artık anladım… Bize ne oldu Yasemin? O zamanlar birlikte olamayacağımızı cok iyi anlıyorum. Son konuşmamızda bana bunu cok iyi izah etmiştin, ama bekleyebilirdik, yıllarca bekleyebilirdik. Kim bilir, belki gunun birinde birlikte olabileceğimiz bir imkan bulabilirdik, buna değmez miydi?
“Boyle kalbinin uzerinde uykuya dalsam ve her şeyi unutsam…”
Yasemin: Boyle kalbinin uzerinde uykuya dalsam ve her şeyi unutsam…
“Oyle masum uyuyordun ki… Yanımda melekler gibi uyuyan bu minicik kız bana nasıl bu kadar heyecan veriyor diye duşundum”
Ahmet: Butun gece seni seyrettim. Oyle masum uyuyordun ki… Yanımda melekler gibi uyuyan bu minicik kız bana nasıl bu kadar heyecan veriyor diye duşundum. Seni nasıl daha once fark edemedim.
Yasemin… Sen bana ne yaptın? Beni ne hale getirdin? Artık defterine başka şeyler yazacaksın. Artık aşkının deli divane karşılığı var.
“Sana ne kadar hasretim tahmin edemezsin. Sanki hayat durdu. Sanki artık yaşamıyorum, kalbim atmıyor, nefes alamıyorum. Sen benim ışığımsın”
(Ahmet ’in Yasemin ’e yazdığı mektuptan)
Yasemin,
Sana ne kadar hasretim tahmin edemezsin. Sanki hayat durdu. Sanki artık yaşamıyorum, kalbim atmıyor, nefes alamıyorum. Sen benim ışığımsın. Senden ayrı bir saniye bile gecirmek istemiyorum. Beni affet sevgilim. Sana olan aşkımın buyukluğunu anlamam icin birbirimizden ayrı gecen ilk saniye yetti de arttı bile. Şimdi lutfen pencereden dışarı bak.
“Duşunsene şu koca dunyada sadece ikimizin yaşadığını duşunduren bir yalnızlık”
(Ahmet ve Yasemin ’in Ada ’daki yerinde)
Yasemin: Burası hayatta en mutlu olduğum yer Ahmet. İnsana tuhaf bir yalnızlık duygusu veriyor. Duşunsene şu koca dunyada sadece ikimizin yaşadığını duşunduren bir yalnızlık, baksana cıt yok. Sadece deniz, tabiat, sen ve ben.
“Aklından cıkmayan biri nasıl uzaklarda olabilir?”
Sevdiklerimden ayrı olmaya alışmaya calışıyorum. Ama cok iyi oğrendiğim bir şey var. Sevenler asla ayrılmazlar Yasemin. Aklından cıkmayan biri nasıl uzaklarda olabilir? Siz benim uzağımda nasıl olursunuz? Her gun, her an aklımdasınız. Hayalleriniz yanı başımda dolaşıyor, sanki seslerinizi duyuyorum. Sizden ayrı kaldığım gunlerde bunu cok iyi oğrendim. Bana guc veren de bu oldu…
“Haklısınız efendim, millet hafızası herşeyi cabucak unutuyor”
Menderes: Bu daracık yer, bu karanlık, aylardır suren bu yalnızlık bana derin duşunme imkanı verdi. Nelerle suclanıyoruz nelerle. İlerde bizden nasıl bahsedecekler acaba Rıza? Gelecek nesiller bizim icin ne duşunecekler?
Rıza: Muhim hatalarımız oldu, bunların cezasını cekeceğiz elbette ama bize haksızlıklar da yapıldı. Bunu da zamanla gorecekler efendim.
Menderes: Hafızayı beşer nisyan ile malumdur Rıza.
Rıza: Haklısınız efendim millet hafızası herşeyi cabucak unutuyor.
“Belki hala umut vardır, cunku itirazlar ve hayaller henuz kaybolmadı. Belki hala cok kimlikli, cok kulturlu, cok dinli ve cok inanclı bir toplumda bir arada yaşama şansını kaybetmedik.”
Ve dizinin son sozleri:
“Bu diziye konu olan 20 yıl, 12 eylul 1980 ’de, bir darbeyle belki geride bırakıldı ama gunumuzu de icine alan sancılı, kanlı bir kargaşanın butun dokusunu icinde taşıdı. Kotuluk ve şiddet iyice yayıldı ve sistemleştirildi. Şiddete dayalı politikalar otuz binin uzerinde can aldı. Dizi boyunca, yitirilmiş bir saflığın ya da nispeten daha az karmaşık bir hayatın ardından gozyaşları dokuldu. İsyan, ofke, saf idealizm ve adalet duygusu icindeki genclerin cıktıkları yollarda nasıl kaybolabileceklerini izledik. Ama o kendilerini ve yaşananları anlamaya calışanlar icin gecmişe yolculuğun anlamı her zaman farklıydı. Pek cok kişi silah, devrim, iktidar, savaş, milliyetcilik, cinsiyetler arasındaki eşitsizlik, cinsel eğilimler, cevre sorunları, gayri resmi tarih ve azınlıklar gibi konuları ertelemeden hayatlarının icine oturttular. Boylece yepyeni bir farkındalığın dili oluşturulmaya başlandı. Ama pek cok kişi de şiddet, ayrımcılık, kendinden farklı olanı oteleme; hatta yok etme girişimlerine devam etti.
Belki hala umut vardır, cunku itirazlar ve hayaller henuz kaybolmadı. Belki hala cok kimlikli, cok kulturlu, cok dinli ve cok inancli bir toplumda bir arada yaşama şansını kaybetmedik.”
BONUS: Dizinin eşsiz muziklerinden sadece biri…