Bir şekilde suc dunyasına bulaşmış olan kişilerin, gunluk sıradan sohbetlerini Tarantino dışında Coen Kardeşler ’in calışmalarında sıklıkla izleme imkanı buluyoruz. Fargo ’nun dizi projesinde yalnızca yapımcı olsalar da onların bu tarzının yapıma oldukca sinmiş olduğunu soyleyebiliriz. Her sezonu ayrı bir Kuzey hikayesini işleyen Fargo ’nun, ilk sezonunun ardından bircok kişi arşa yukselen cıtanın 2. sezon icin hayal kırıklığı yaratabileceğini duşunuyordu. Ama korkulan olmadı ve dizinin devamı da muhteşem oldu. 3. sezonda da cıtayı pek fazla duşurmeyen Fargo ’nun, ara sezonundaki o muhteşem replikleri derledik. Keyifli okumalar.
1. “Amac sana zulmedenleri oldurmekse, kimin once gittiği ne fark eder?”
2. “Onemli olan ne yapmak istediğin değil, ne yaptığın.”
3. Joe Bulo – “Sen iyi bir kadınsın, kocanı da tanımak isterdim.”
Floyd Gerhardt – “Hayır, kocam seni tanıştığınız an oracıkta oldururdu. O yuzden karısıyla konuştuğun icin mutlu ol.”
4. “Vurulan oğlanların veya mayına basıp bacakları kopanların bir bakışı vardır. Camurun icinde yatar, ayağa kalkmaya calışırlar. Cunku daha hissetmemiştir…”
“… Beyni henuz gerceği algılayamamıştır, yani coktan olduğunu. Ama biz goruruz, ve yalan soyleriz. Deriz ki; ‘Kıpırdama, iyi olacaksın ’. Eğer savaşa gitmiş olsaydın, o bakışı bilirdin. Anlıyor musun, sen ve Peggy. Sizde de o bakış var. Sizi neyin beklediğinden en ufak haberiniz yok.”
5. “Tarihin de Almanya orneğinde gosterdiği gibi, insanlar kolay kolay ikna olup teslim olmuyor. Ancak oldurmekse her zaman işe yarar.”
6. “İnsanların kapıyı kilitlemediği bir dunyada yaşamak istiyorum.”
7. Lou Solverson – “Demek istediğim şu; iki cift ayakkabım var. Biri kışlık, biri yazlık. Gereğinden fazlasına sahip olmamıza gerek yok. Bu fetih ihtiyacı, sahip olunması gerekmeyen şeylere sahip olmaya calışmak.”
Mike Milligan – “İnsanlar gibi mi?”
Lou Solverson – “O da bir ornek. Ama yerler de. Olaylarını yatıştırabileceğimize inandığımız. Bu bir sorun, değil mi? Cozum değil.”
Mike – “Kapitalizm bir sorun mu diyorsun?”
Lou Solverson – “Hayır, hırs. Bunu hayat memat meselesi haline getirmek.”
8. “Belki bana baktığında sadece yaşlı bir kadın goruyorsundur. Doğru, 61 yaşındayım zaten. 6 cocuk doğurdum, 3 duşuk yaptım. Cocuklarımdan ikisi şu an burada, ikisi olu doğdu…”
“İlk oğlum Elron Kore ’de olduruldu, keskin nişancının teki kafasının yarısını ucurdu. Demek istediğim; sırf yaşlı bir kadınım diye sırtım pek, karnım yumuşak sanma. Buraya geldim cunku barış savaştan iyidir. Ama şuphen olmasın, bizim olanı kanımızın son damlasına kadar savunacağız.”
9. Bear Gerhardt – “Hesap verme gunu gelecek, ağabey.”
Bear Gerhardt – “Tum ruhlar yaptıklarının hesabını vermeye cağrılacak. Nihayetinde, hak ettiğimiz şeyi alırız.”
Dodd Gerhardt – “Kendini kandırmaya devam et.”
10. “İronik bir şekilde, astronomide “devrim” sozcuğunun anlamı ‘eski haline donen goksel cisim ’dir. Bunu biliyor muydun? Duşununce cok komik, dunyamızda aynı sozcuğun değişim anlamına geldiği goz onunde bulundurulursa.”
11. Dodd Gerhardt – “Ailen icin kazanırsın, kendin icin değil.”
Rye Gerhardt – “Oyle. Ama en buyuğumuz sensin, sonra Bear. Yani taht bana kalmayacak, ayak işlerini yaptırdığın cocuk dışında ne olabilirim?”
Dodd Gerhardt – “Sen bir Gerhardt ’sın.”
Rye Gerhardt – “Bu Jupiter ’in Pluton ’a ‘Hey, uzulme, sen de gezegensin ’ demesi gibi.”
12. Dodd Gerhardt – “O burda olmamalı.”
Floyd Gerhardt – “Yeterince buyudu, kalmasını ben soyledim.”
Dodd – “O bir kız!”
Floyd – “Ve kızlar buyuyerek kadın olup erkeklerin altını değiştiriyor.”
13. “Bu kucuk caplı bir mucize, değil mi? Dunyanın bugunku haline rağmen, yani herkes gunden gune kafayı yerken, kışın ortasında, oldukca ıssız bir yolda, iki adam sakin ve mantıklı bir şekilde konuşuyor.”
14. “Bana gelirsek, ben bir optimistim. Yani bu durumda, kıyamet kopuyormuş gibi duşunmedim. Bence bu fırsatın kapıyı calma sesi.”