Bir dizi cekmek, ozellikle yuksek kaliteli projeler soz konusu olduğunda kolay bir iş değil. Kostum tasarımcıları, dekoratorler, kameramanlar ve diğer yuzlerce insan iyi bir urun oluşturmak icin sayısız saatler harcıyor. Oyuncular ise ozellikle bu surecte bazen makyajlarla bazen de son derece rahatsız kıyafetlerle saatlerce durmak zorunda kalıyor. Yani bir dizinin yapım aşamasından televizyonlarda gosterime girmesine kadar pek cok kişi emek veriyor. Peki dizi setlerinde gercekte neler oluyor?
1. The Handmaid ’s Tale (Damızlık Kızın Oykusu)
Dizide, her hizmetcinin kulağında kendine ait bir numara olan ozel bir izleyici var. Yani tum oyuncular bunu takmak zorunda.
Komutan Fred Waterford ’un evindeki resimlerin neredeyse tamamı, Boston ’daki Guzel Sanatlar Muzesi ’ndeki sergilerin kopyaları. Yapımcılar, hukumetin duşmesinden sonra, yeni gucun kesinlikle kendi koleksiyonları icin bazı şaheserler alacağına karar verdiler.
Dizinin başrol oyuncusu Elisabeth Moss ’a gore, en kotu sahne 2. sezondaki doğum sahnesiydi. Oyuncu, cocuğun rolunun birkac bebek tarafından oynandığını soyledi. “Bir bebek vardı ki, doğum sonrası o gorunumu elde etmek icin bebeğin uzerine krem ​​peynir ve jole suruldu. Krem peynir ve jole tuhaftı. Ve bebek bundan nefret ediyordu, bu yuzden cok yuksek sesle cığlık atıyordu. ”
2. Killing Eve
Villanelle, dizide cok nitelikli bir katil. Avrupa ’nın her yerinde gorevler yapıyor. Boylece Fransızca ve İtalyanca da dahil olmak uzere bircok dili akıcı bir şekilde konuşabiliyor. Ancak Villanelle ’yi canlandıran aktris Jodie Comer yalnızca İngilizce konuşuyor. Cunku Comer aslen Liverpoollu, hatta bu yuzden aksanla konuşuyor. Rolune burunmek icinse bir kocla calışmaya başladı. Aktris Comer; “Toskana ’da cekim yaptığımızda, bana yardım edecek bir İtalyan ekibim vardı. “Cocuklar, kulağa doğru gelmeyen bir şey soylersem veya yanlış telaffuz edersem haberim olsun” dedim ve bana yardımcı oldular. ”
Diziyi izleyenler bilir. 1. sezonda Villanelle ve Eve mutfakta buluşuyor. Bu sahnede, katil Eve ’yi uyandırmaya calışıyor ve ona soğuk su sıcratıyor. Eve ’i oynayan Sandra Oh ’un sacının ıslak olması ve 11 saat boyunca bu ıslak sacla durması gerekiyordu. Bu yuzden makyaj sanatcıları sacına cok ucuz ve cok kalitesiz bir jel surdu.
3. Downton Abbey
Fenomen dizide senaryoya ve sahneye gercekcilik katmak icin oyuncuların kostumleri bir sure yıkanmadı. Sophie McShera bir roportajında bundan bahsetti ve oyuncuların koltuk altlarında ayrıca yıkanmış ozel yamalar olduğunu soyledi. Dizide 1910 ’lardan ve 1920 ’lerden kalma gercek kıyafetler bile kullanıyor. Ne yazık ki, bircoğu yıkanamayacak kadar kırılgan. Bu da aslında sette kokuya neden oluyor.
Kralice Elizabeth, Downton Abbey hayranı. Hatta birkac bolumde bazı hatalara dikkat cekti. Orneğin, dizide bir Birinci Dunya Savaşı askerinin İkinci Dunya Savaşı ’na kadar gorunmeyen madalyalar taktığını fark etti.
4. Mindhunter
Yonetmen David Fincher ’in muhteşem dizisi Mindhunter ’da yonetmen bir sahneyi mukemmel olduğunu duşunene kadar tam 75 kez cektirdi. Bu sahne Jonathan Groff ’un oynadığı 9 dakikalık bir sahneydi. Yonetmen, her cekimin ardından oyunculara bazı notlar verdi. Cumlelerin ne kadar hızlı soylenmesinden tutun da hangi kelimede vurgu olması gerektiğine kadar.
Fincher, Ed Kemper ’ı canlandıran aktor Cameron Britton icin ozel bir atmosfer yarattı. Tum ekibe Britton ’ın sette kimseyle konuşmasına izin vermemelerini soyledi. Fincher; “Bunun sosyal bir şey olmasını istemiyorum. Kimseyle iletişim kurmamalı. Tamamen yabancı hissetmeli ve ona gore oynamalı.”
5. The Witcher
The Witcher ’ın yıldızı Henry Cavill, diziyi cekerken neredeyse goruşunu kaybettiğini soyledi. Cunku Cavill bu rol icin lens takmak zorunda. Aslında Cavill lensleri uzun sure takmaması konusunda uyarıldı. Ancak oyuncu cekim aralarında da rolde kalmak istediği icin lensleri taktı. Cekim alanında cok fazla toz olduğu icin ise gozleri bundan etkilendi. Neyseki şimdi goruşu iyi ve hicbir sorun bulunmuyor.
Dizide Yennefer karakterinin doğum kusurlarıyla dunyaya geldiğini goruyoruz. Kambur ve cenesinde de bazı sorunlar var. Tabii ki Yennefer karakterini canlandıran oyuncu Anya Chalotra bu karakteri canlandırmak icin ceşitli protezler takmak zorundaydı. Protezler oldukca rahatsız ediciydi.
6. Stranger Things
Eleven ’in 3. sezonun sonunda Hopper ’dan bir mektup okuduğunu ve ağladığını hatırlıyor musunuz? Millie Bobby Brown bu sahnenin provasını yapmadı. Metni kameralar onunde, sahne cekilirken okumak istediğini soyledi. Bu yuzden duyguları bu kadar gercek gorunuyordu.
Millie Bobby Brown ’ın ilk opuşmesi Stranger Things cekimlerinde oldu . Sahne cekildiğinde Brown; “Opuşme bu mu ?! Bu kadar? Bu berbat! ” dedi.
7. Shameless
Justin Chatwin ve Emmy Rossum, Shameless ’da birbirleriyle flort eden iki karakteri canlandrıyor; Steve ve Fiona. Bu ciftin cok sayıda yatak sahnesi bulunuyor. Ancak gercek şu ki, dizide bu kadar yakın olan karakterler aslında birbirleriyle cok da iyi anlaşamıyor. Hatta sık sık birbirleriyle atışıyorlar.
Shameless ’in yaratıcısı John Wells, soylenenlere gore oyuncuların senaryoyu sete getirmesine izin vermiyordu. Oyuncular, senaryodaki her satırı ezberlemek zorunda kaldılar.
8. The Young Pope
Dizinin cekimleri sırasında Vatikan yetkilileri, ekibin binaların icine girmesine izin vermedi ancak bu, dizinin yaratıcılarını durdurmadı. 40 inşaatcı ve 25 sanatcı, Roma ’daki Cinecittà Studyoları ’nda Sistine Şapeli ’ni yeniden yarattı.
Jude Law, verdiği roportajda bazen Lenny Belardo ’yu oynamanın fiziksel olarak zor olduğunu soyledi. Bunun nedeni, temelde birbirine dikilmiş 2 halıdan oluşan Papa ’nın ağır elbisesiydi. Kafasındaki dev metal tac ise işleri daha da zorlaştırıyordu. Law; “Zorlukla hareket edebildim ve 70 veya 80 yaşındaki bir adamın bunu nasıl yaptığı hakkında hicbir fikrim yok, cunku 44 yaşında oldukca sağlıklı biriyim ve gercekten rahatsız ediciydi” diyor.
9. Vikings
Vikinglerin savaş tarihini hemen hemen hepimiz biliyoruz. Bu halk, savaşcı ruhuyla unluydu. Dizinin yaratıcıları ise bunun mumkun olduğunca seyiriciye yansıtılmasını istiyordu. Bu nedenle savaş sahnelerindeki vahşiliği gostermek icin cok fazla sahte kan kullandılar. Makyaj ve protez uzmanı Tom McInerney bir roportajında; “Her savaş sahnesi icin yaklaşık 10-20 litre varil kan yapmak zorundaydık ve asıl zorluk leke bırakmayan bir şey yapmaktı. Kostumler veya oyuncuların derisi lekelenmemeliydi. Hatta şeker şurubu ve gıda boyasından oluşan yeni bir tur “kan” icat ettik. ” dedi.
Yaratıcılar, film muziği dahil her şeyin doneme uygun olmasını istediler. Norvecli besteci Einar Selvik ana temayı oluştururken herhangi bir modern enstruman kullanmadı. Muziği sadece İskandinav enstrumanlarını kullanarak besteledi. Orneğin, bir enstruman yaban kecisinin boynuzlarından, diğer enstrumanın telleri ise at kılından yapılmıştı.
Kaynak: 1