Onun elinden cıkan animeler bir başka. Cizgisi, renkleri, hikÂyesi ve karakterleri o kadar kendine ozgu ki, izlediğiniz zaman kimin elinden cıktığını bilir; başka dunyaların icinde birkac saatlik bir yolculuğa cıkarsınız. Gerci “RuzgÂr Yukseliyor” filminden sonra yonetmenliği bırakacağını acıklayarak biz hayranlarını uzuntulere gark etti. Ancak acıklamasındaki “yonetmenlik” ibaresi, gonullere biraz da olsa su serpti.
O, her ne kadar yorgun olduğunu soylese de biz onun animelerinden uzak kalmaya henuz hazır değiliz. Şu an 74 yaşında olan ustaya bu liste ile saygılarımızı sunuyor, “Hayao Miyazaki ’nin karakterleri olmasaydı dunya cok eksik kalırdı” diyoruz.
1. Buyuklere animeyi sevdirdi
Cizgi film izlemenin hem cocuklar hem de yetişkinler icin buyuk bir keyif olduğunu gosterdi Miyazaki. 50 yılı aşan meslek hayatında sayısız animeye imza attı. Yarattığı karakterler ve anlattığı hikÂyeler ile her yaştan izleyiciye ulaştı. “Anime sevmem” diyenlere animeyi sevdirdi, anime peşinde koşturdu.
Buna rağmen dunyaca tanınmasını sağlayan film, “Ruhların Kacışı” oldu. Bu film ile Oscar odulu almasının yanında film, Berlin Film Festivali ’nde odul alan ilk animasyon oldu.
2. Ozgur Kız: Heidi
“Heidi” deyince icinizde bir sıcaklık hissettiniz mi? Yanakları oksijenden pespembe olan, minik dunyası kocaman bu kızı hatırladıkca bizim icimiz bayağı bir ısınıyor. Miyazaki ’nin imza attığı ilk işlerden biri olan Heidi, kısa zamanda buyuk beğeni toplamış ve ustanın kendini kanıtladığı filmlerden biri olmuştu.
3. Ormanları icin savaşan rakunlar: Tanukiler
Miyazaki; Pom Poko filminde insanların acgozluluğu sonucu yok olan doğayı, orada yaşayan rakunların gozunden anlatmış. Yaşam alanlarının daralması sonucu insanlara savaş acan rakunlar, yani Tanukiler, sevimli oldukları kadar enteresan da. Orneğin testislerini paraşut haline getirebilme, insana donuşebilme gibi ozellikler taşıyorlar.
4. Faşizme karşı: Porco Rosso
Babası savaş ucakları icin parca ureten bir şirketin muduru olan Miyazaki icin ucmak tam bir tutku. Hemen her filminde birileri ucar. Bu sahneleri oyle guzel cizer ki, izleyen bir an icin uctuğunu hisseder. Miyazaki, Porco Rosso filminde ucma tutkusunu gozler onune sermiş ve hikÂyenin merkezine pilot bir domuzu almış.
I. Dunya Savaşı doneminde gecen bu filmde, Porco adlı domuz insanlığa karşı umudunu yitiren ve zamanla domuzlaşan bir karakterdir. Filmin bir yerinde Porco “Faşist olacağıma domuz olurum daha iyi” diyerek dunyanın en guzel domuzu olduğunu kanıtlar.
5. Hem kedi hem kaplumbağa
Goruntusu kediye benzesin ama kaplumbağa gibi evi olsun, bir de icine girilebilsin. Hava karanlık olursa da kedinin gozu far gibi ortalığı aydınlatsın ki yolda kalınmasın. Alın size klasik bir Miyazaki karakteri daha. Kucuk bir kızın hem can arkadaşı hem de ulaşım aracı. 2002 yapımı ve 13 dakikalık “Mei and the Kitten Bus” adlı bu filmi izlerken yuzunuze koca bir gulumseme yerleşeceğine eminiz.
6. Bir Miyazaki imzası: Totoro
Şimdi sizleri Miyazaki ’nin de parcası olduğu unlu Studio Ghibli ’nin maskotu ile tanıştıracağız. Bu sevimli karakter, 1988 yapımı “Komşum Totoro” adlı filmin Totoro ’su. İki kız kardeş ile orman ruhları arasındaki ilişkiyi anlatan filmde, Totoro doğaustu gucleri olan bir kahramandır ve zamanla kız kardeşlerin en yakın arkadaşı olur. “Tam ısırmalık” bir karakter olan Totoro, bizim de arkadaşımız olsun istiyoruz.
7. Kalbi dışı kadar beyaz: Yumurta Prenses
Yumurta prensesin 12 dakikaya sığan hikÂyesinden bahsedelim biraz. Dunyaları yese doymayacak gibi gorunen bir cadıya hizmet etmek zorunda olan yumurta prenses, bir gun kendine yumurta akından bir arkadaş edinir. Gozleri uzumden, burnu kurtlu bir elmadan oluşan arkadaşı ile bir olup cadının elinden kacarlar ama cadı onları rahat bırakmaz. Yumurta prensesin arkadaşını hamura katıp koca bir fırına atar.
Cadı gozlerine inanamaz cunku fırına attığı şey kocaman bir ekmek adama donuşur. Bunun uzerine cadı yumurta prensesi ve arkadaşını rahat bırakır. Yumurta prensesin hikÂyesini izlediğimizden beri yumurtalara farklı bir gozle bakar olduk. Yumurtaya kırmızı bir kumaş parcası dolayıp, yumurta prensese donuşmesini bekledik mi? Evet bekledik
8. Yumuşak kalpli dev robot
RuzgÂr Yukseliyor” ve “Yuruyen Şato” oncesi yapılan “Gokyuzundeki Kale”, her iki filmin de oncusu gibi. Olaylar ve karakterler arasındaki benzerlikler heyecan verici. Gosterildiği yıl pek cok odul kazanan bu filmin en unutulmaz karakteri, bahcıvan robot. Dev robotun cussesi kadar buyuk kalbi de cabası.
9. Ormanın bilge kurdu: Moro
Miyazaki filmleri icinde, “Prenses Mononoke“nin kalbimizdeki yeri ayrıdır. Tamam, Miyazaki ustanın her bir filmi cok guzel hatta iclerinden bazıları daha da guzel ancak soz konusu “Prenses Mononoke” olduğunda objektif davranamıyoruz. Bu filmi izleyen bir daha izlemek, muziklerini dinlemek, karakterleri ile birlikte hikÂyenin gectiği ormanda yaşamak ister.
Bu yuzden filmden bir değil, birkac karaktere ayrı başlık acacağız. İlki, elbette Kurt Tanrıca Moro. İngilizce versiyonunda Gillian Anderson tarafından seslendirilen Moro, Prenses Mononoke ’yi yetiştiren kurt olarak karşımızda. İnsanlara karşı savaşta başrolde; cesur, bilge ve cok guzel.
10. Miyazaki ’nin uc harflileri: Kodamalar
Prenses Mononoke ’nin orman cinlerine verilen ad olan “Kodamalar”, ilk goruşte biraz korkutsalar da zararsız oldukları anlaşılınca goze pek bir sevimli gorunuyorlar. Japon mitolojisinde de yeri olan Kodamalar, ormanın sağlıklı olduğunun gostergeleridir. Aynı zamanda ormanda kaybolanlara yol gosterirler.
11. Ormanın kalbi onun ruhu
Filmde; gunduzleri pembemsi tuylere sahip bir geyiği andıran ormanın ruhu, gece olduğunda dev ve şeffaf bir yaratığa donuşur. Ormanın ruhunun olmesi demek, ormanın olmesi demektir. Filmde insanlar para icin ormanın ruhunun kafasını keserek onu oldurur. Prenses Mononoke ve arkadaşları kesilen kafayı ormanın ruhuna ulaştırmak icin olumu goze alır. Kafasına kavuşan ormanın ruhu, canlanır ve ormana hayat verir.
12. Kucuk denizkızı Ponyo
En buyuk hayali insan olmak olan Japon balığı Ponyo ’yla tanışmaya hazır mısınız? Kısa kızıl sacları, cipil gozleri ve surekli gulen yuzuyle Ponyo; izleyenlerin asla unutamayacağı bir karakter.
13. Ateş dile geldi: Calcifer
Yuruyen Şato” filminin en ilginc karakterlerinden biri, Calcifer. Kendisi yuruyen şatonun ateşi ama dert ortağı da aynı zamanda. Şatonun hareket edebilmesinin de yegÂne nedeni. Doğalgaza yuklendiğimiz şu gunlerde, insan faturasını odediği ateşten az da olsa bir sohbet beklemiyor değil.
14. İlk goruşte aşk: Howl
Şatonun sahibi olan Howl adındaki buyucu, oldukca yakışıklı ve bir o kadar da bencildir. Tabii Howl da Miyazaki ’nin coğu erkek karakteri gibi feminendir. Belki de bu kadar cekici olmasının en buyuk sebebi de budur.
Neyse konumuza donelim… Howl, kasabada soylenenlerin aksine oldukca iyi bir buyucudur. Farklı goruntulere burunduğu de olur. Genc kadınların her daim ilgisine mazhar olan Howl ’un gercek hayattaki kadın fanlarının sayısı da bir hayli fazla.
15. Ruhlar da banyo yapar
Gelelim Miyazaki ’nin ustalık doneminin en sevilen eserine: Spirited Away (Ruhların Kacışı)… 2003 yılında gosterime giren bu film, Oscar kazanan ilk anime olma ozelliğini de taşıyor. Gerci Oscar alamasaydı da severdik biz bu filmi. Sevilecek o kadar cok şey var ki filmde… Lunaparkı andıran renkler, bakmalara doyulmayan karakterler, izlerken fark edilmemesine rağmen uzerinde calışılan onlarca detay… Hangi birini sayalım, bilemiyoruz.
Filmde onemli bir yer tutan ve goruntusuyle insanda hafif bir urperti yaratan “no face” ruhla başlamak istiyoruz. Filmde golge misali her yerden cıkan, sessizce etrafını gozlemleyen bu ruh, bir gun başkarakterimiz Chihiro ’nun calıştığı ruhlar hamamına gelir. Kokusu o kadar kotudur ki, kimse ruhun banyosuna yanaşmaz. Chihiro, bu kotu kokulu ruha banyo hazırlar, onunla ilgilenir. Banyoyla rahatlayan bir ruhun icinden cıkanları gormek icin filmi izlemek şart. Tarif etmeye calışarak sahnenin guzelliğini golgelemeyelim.
16. Kuş olabilen buyucu: Yubaba
“Ruhların Kacışı”nın kotu kalpli buyucusu; Yubaba. Aynı zamanda hamamın da yoneticisi olan Yubaba; kuş olup ucabilme, turlu turlu kotulukler yapabilme gucune sahiptir. Hele bu Yubaba ’nın bir bebeği vardır ki, “Boyle cocuk duşman başına” dedirtir.
17. Zor gun dostu: Haku
Chihiro ’nun kacışına ve domuza donuşen anne-babasına karşılıksız yardım eden Haku, her eve lazım bir dost. Chihiro ile tanıştığında genc bir cocuk gorunumunde olan Haku ’nun ucan bir ejderhaya donuşmesi icin birkac saniye yeterli.
18. Calışkan yaratıklar
Onları anmazsak eksik kalırdı. Chihiro ’nun calışmak icin hamama gecmeden onceki calışma alanı, kazan dairesi gibi bir yerdi. Burada kazanın ateşine komur atan ve bunu mukemmel bir uyum icinde yapan bu sevimli yaratıkların goruntusu kestaneye cizilmiş iki goze benziyor. Tabii bacakları da kestaneye gecirilmiş cubuk krakerleri andırıyor.
19. Bonus: Son filmi “RuzgÂr Yukseliyor”un son sahnesi ile ustadan veda