
Her yeni yılda sinemaseverleri yeni bir heyecan kaplıyor. Cunku yeni bir yıl, yeni festivaller yani suruyle yeni film izleme olanağı demek oluyor. Bu heyecanı iyi bilenlerden olarak da sinemaseverlerin ilgisini cekecek ozel bir liste hazırladık. Bu seferki listemizde 2015 yılında duzenlenecek olan dunyaca unlu festivallerde gosterim potansiyeli yuksek ve fırsatını yakalamışken kacırılmaması gereken 11 filmi değerlendirdik…
1. Vahşetin Sessizliğine Bir Bakış: The Look of Silence
“The Act of Killing” filminin bir devamı olarak cekilen ve Oppenheimer tarafından yonetilen belgesel, Endonezya ’da 1965-66 yılları arasında devletin halk uzerinde uyguladığı soykırımı bu kez mağdurların gozunden anlatıyor.
Son donemlerin en sarsıcı yapımlardan biri olarak gosterilen filmi, bu sene Turkiye ’de !f İstanbul ’da gormek mumkun. “The Look of Silence” aynı zamanda Venedik ve Berlin film festivallerine de davet edilmeyi başaran bir film.
2. Collerin Arasında Gecmiş Hayatlar: Queen of the Desert
Usta yonetmen Werner Herzog ’un 2009 ’dan sonraki ilk kurmaca filmi olma ozelliğini taşıyan “Queen of the Desert”, İngilizlerin unlu yazar ve tarihcisi olan Gertrude Bell ’in hayatını konu ediniyor. Başrolunde Nicole Kidman ’ın yer aldığı filmin oyuncu kadrosunda James Franco, Damian Lewis ve Robert Pattinson gibi isimler de var.
Cekimleri gecen sene başlayan film, acılışını Berlin Film Festivali gibi onemli bir festivalde yaptı bile. “Queen of the Desert”, gerek yonetmeni ve onun sinema anlayışı, gerek ise oyuncu kadrosu ile hem gişe hem de festivallerde bol bol boy gosterecek gibi gozukuyor.
3. Taksiden Bir Toplumu Anlamak: Taxi
2009 yılında film yapması yasaklanan ancak buna rağmen bu yıllar icerisinde uc film uretmeyi başaran Jafar Panahi ’nin son filmi “Taxi” bu seneki film festivallerinde kendine yer etmeyi başaracak gibi gozukuyor.
Muhalif tavrı ile bilinen yonetmen bu kez hem yonetmen hem de otomobil koltuğuna oturuyor. Zira filmde taksi suren yonetmen taksiye binenlerin hikÂyelerinden ve gozunden, İran toplumundaki guncel durumunu anlatıyor.
4. Bohem Ergenliğin Gunluğu: The Diary of a Teenage Girl
Promiyeri Sundance Film Festivali ’nde yapılan film, Phoebe Gloeckner ’in aynı isimli grafik romanının uyarlaması. Yonetmen koltuğunda ise daha once kurmaca tecrubesi olmayan ama bu filmiyle oldukca beğeni toplayan Marielle Heller oturuyor.
70 ’li yılların San Francisco ’sunda gecen film genc bir kızın ergenlik donemini ele alıyor. Defter tutmak yerine kasetlere sesini kaydederek gunluk tutan Minnie annesinin ilgisini, sevgisini ve dikkatini cekmek icin cok uğraşsa da bunu başaramıyor. Bu sorununu aşmak icin oldukca bohem bir cozum buluyor ve annesinin genc ve yakışıklı sevgilisi ile gizli ilişki yaşamaya başlıyor.
5. Uc Genc, Bir Film: Me and Earl and the Dying Girl
Alfonso Gomez-Rejon ’nun yonetmenliğinde cekilen film, Sundance Film Festivali ’nden “Juri Buyuk Odulu” ve “Seyirci Odulu” ile donmeyi başardı. Film Jesse Andrews ’un aynı adlı kitabının, yine Andrews tarafından senaryolaştırılması ile uyarlanmış.
Genelde Amerikan dizilerinden bildiğimiz yonetmen Alfonso Gomez-Rejon ’un ikinci filmi olan “Me and Earl and the Dying Girl”de, romanda da olduğu gibi Greg merkeze alınıyor. Sıra dışı bir yapısı olan Greg herkesle iyi gecinen biri gibi gozukse de aslında sadece anaokulundan beri arkadaş olduğu Earl ile iyi anlaşmaktadır.
Babasının da etkisi ile iki arkadaş daha genc yaşta sinemanın buyusune kapılıp kendi filmlerini cekmeye calışır. Ancak Greg ’in hayatı, okul arkadaşlarından Rachel ’in losemiye yakalanması ile değişmeye başlar.
6. Mahsurların Gizli Savaşı: Sarmaşık
“Gişe Memuru” filmi ile tanıdığımız Tolga Karacelik ’in ikinci filmi “Sarmaşık”, Sundance Film Festivali ’nde uluslararası filmler kategorisinde yarıştı. Filmin goruntu yonetmenliğini, son zamanların en iyi Turk goruntu yonetmeni olarak gosterilen Gokhan Tiryaki yaptı.
Sarmaşık, bir armatorun iflas edip ortadan kaybolmasının ardından, deniz hukuku gereği gemide kalmak zorunda olan ve hicbir yere gidemeyen beş gemici ile bir kaptanın arasındaki hiyerarşik mucadeleyi anlatıyor.
7. Bir Efsaneyle Yolculuk: Life
Yonetmenliğini Anton Corbijn ’in ustlendiği “Life”, efsane aktor James Dean ile fotoğrafcı Dennis Stock ’un arkadaşlıklarını konu alıyor. Life dergisinde fotoğrafcılık yapan Stock; “East of Eden” filmi oncesi, zamanın yıldızı parlamaya başlayan unlusu James Dean ’in fotoğraflarını cekmek uzere dergi tarafından gorevlendirilir.
Los Angeles ’tan New York ’a yapılan yolculuk boyunca Stock, Dean ’e eşlik eder ve bu yolculuk sırasında James Dean ’in bilinen en meşhur ve onun figurunu halen canlı tutan fotoğraflarını cekmeyi başarır. Filmi daha da ozel kılan şey ise yonetmenin kendisinin de Dennis Stock gibi fotoğrafcılık gecmişi olması.
8. Yola Devam Edebilmenin Zorlukları Uzerine: Everything Will Be Fine
Usta yonetmen Wim Wenders ’in en son filmi olan “Everything Will Be Fine”, promiyerini Berlinale Palast ’ta gercekleştirdi.
Başrolde James Franco ’nun bulunduğu film, bir yazarın bir araba kazasında 12 yaşındaki bir cocuğun olumune sebep olması ve bu olaydan sonra yaşadığı değişimleri anlatıyor.
9. Yalan Dunyanın Parıltılı Işıklarının Ardında: Knight of Cups
Terrence Malick ’in uzun zamandır beklenen projesi de ilk gosterimi Berlinale ’de yapanlardan. Filmde Hollywood sisteminden bir turlu kopamayan ve başarıya bağımlı biri olan Rick ’in (Christian Bale) hayatındaki arayışlar ele alınıyor.
Christian Bale, Natalie Portman, Cate Blanchett, Antonio Banderas gibi isimlerden oluşan guclu oyuncu kadrosu ile bu yılın en iddialı yapımlarından biri olan filmde, Malick bu sefer kamerasını Hollywood ’un kendisine ceviriyor ve yaratılan yapay hayatların oluşturduğu durumları gozler onune seriyor.
10. Ozgurluğe Yuruyenlerin HikÂyesi: Selma
Ulkemizde “Ozgurluk Yuruyuşu” olarak tercume edilen “Selma”, Martin Luther King ’in biyografisi niteliğinde. Yonetmenliğini Ava DuVernay ’ın yaptığı 2014 yapımı filmin başrollerinde David Oyelowo, Carmen Ejogo ve Jim France bulunuyor.
“En İyi Film” ve “En İyi Orijinal Film Muziği” dallarında Oscar ’a aday gosterilen film bunlardan ikincisini almayı da başardı. Filmde, Martin Luther King ’in 1965 yılında Alabama ’da başlattığı eşit oy hakkını savunan ve ırk ayrımı karşıtı kampanyanın arka planı işleniyor.
11. Moğolistan Usulu Kafka: K
Emyr ap Richard ve Darhad Erdenibulag ’ın yonetmenliğinde cekilen “K”, Kafka ’nın “Şato” adlı kitabından uyarlanan bir film. Ancak uyarlama deyip gecmeyin, zira bu seferki oldukca olağan dışı bir usluba sahip.
“K” bir anda kendini ucsuz bucaksız Moğolistan ’ın, yine ucsuz bucaksız corak arazilerinden birinde buluyor. “K”, olağandışı hikÂye anlatıcılığı, mekÂnın kullanımı ve renkleri ile ozellikle Kafka fanlarını heyecanlandıracak bir yapım.