ruyada iş goruşmesine gitmek ruyada iş değiştirmek calışırken goruşmesine gitmek aramak cağrılmak
Yeni tanıştığınız birisine “iş arıyorum” deyin, hemen sizin işsiz olduğunuza karar verir. Oysa araştırmalar, bugun, uc calışandan birinin aktif bicimde iş aradığını gosteriyor. Gectiğimiz ocak ayında insankaynaklari.com’da yayımlanan bir ankete gore, calışanların yaklaşık %32’si bu yıl icinde firma veya sektor değiştirmeyi planlıyor. Amerika’da yapılan başka bir guncel araştırmada ise oran %40’a kadar yukselmiş.
Bir yerde calışırken şirket veya pozisyon değiştirmeye cabalamak, işsizken iş aramaktan cok farklıdır. Orneğin, işsiz birisinin pek de onemsemediği gizlilik kriteri, calışan kimsenin bir numaralı onceliğidir. Cunku ortada, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak gibi bir tehlike vardır.
En sağlamı, ketum takılıp bu sırrı ofisteki hic kimseye acmamak. Ne demişler, “İş aradığını soyleme dostuna, o da soyler dostuna.”
Reji bir telefonumuz olduğunu işaret ediyor. Maslak’tan Gamze hatta:
- Hakan, programını zevkle izliyorum. Sorum şu: En iyi arkadaşımla aynı şirkette calışıyoruz. Şimdiye kadar, gonul işleri de dahil, butun sırlarımı onunla paylaştım. İş aradığımı ondan gizlersem bir daha yuzume bakmaz. Ne yapmalıyım?
- Gamze, insan doğası gereği konuşmayı sever. Ofiste de sadece duvarların değil, her şeyin kulağı vardır. Kontrolun dışında koridorlarda masadan masaya dolaşan bilgi, mutasyona uğrayıp, mutsuz olduğun icin işten ayrılacağın dedikodusuna donuşur. Daha kotusu, yolunu şaşırıp patronların kulağına kacıverir. Yıllarca calışıp biriktirdiğin imaj kredilerinin bir dakikada mazgallardan akıp kanalizasyona karışmasını ister misin?
Duşunsene, ya iş aradığın haberi ofise yayıldıktan sonra goruşmelerden bir şey cıkmazsa? Kendini casus romanlarındaki deşifre olmuş ajanlar gibi hissedeceksin. Belki de terfiler, eğitimler, onemli projeler seni ıskalayacak…
Dilin şiştiyse, mutlaka fikir alman gerekiyorsa, ofis dışı tanıdıklara ve yakınlara acıl. Kimseyi bulamazsan parka gidip kedilerle dertleş. İnsanların seni deli sanmaları bile işyerinde yaşayacağın sorunlardan daha iyidir.
Ha, aşağıdaki konuları da kulağa kupe yapmakta yarar var tabii…
Performansınız gevşemesin. Ofiste sizi bekleyen yarım iş bırakmayın. Kaliteyi duşurmeyin. “Nasıl olsa gidiyorum. Ne fark eder” demeyin. Amacınız şu an calıştığınız pozisyondan daha iyisini bulmak. Unutmayın: Elinizdeki bir kuş, tepenizde dolaşan iki kuştan daha guvenlidir! (Guvercinlerin rahatlamak amacıyla yaptıklarının, piyango alameti olduğu safsatasına inanmıyordunuz değil mi? O teoride gercek payı bulunsaydı, meydanlardaki heykeller coktan trilyoner olmuşlardı.)
Goruşmeleri mesai saatleri dışına veya hafta sonlarına kaydırın. Ofis halkına nerden malûm olur hic anlamam. Ya lacivertleri, dopiyesleri giyip, “dişciye gidiyorum” demenizden, ya da yuzunuzdeki mahcup heyecandan. Tecrubeyle sabittir; gun icinde iş goruşmesi kacamağı yaparsanız ofistekiler bunu şıp diye yakalar.
Yazışmalarda firma e-mailini kullanmayın. Farklı bir adres alın. Bilgi İşlem Bolumu’nun “Biri Bizi Gozetliyor”ladığını hatırlayın.
Telefonda yapılacak iş goruşmelerine hazırlanın. Goruşme, calışma saatlerinde gercekleşecekse, ofiste rahat konuşabileceğiniz bir oda ayarlayın. Uygun bir ortamda değilseniz, goruşmeyi erteleyin. Gec olsun guc olmasın.
Gozu kapalı her yere saldırmayın. Secici davranın. Hangi şirketle, kelle avcısıyla veya yoneticiyle iş goruşmesi yaptığınıza, kime ozgecmiş gonderdiğinize dikkat edin. Amator kişi ve kurumlar bir cuval kariyer incirini berbat edebilirler. Orneğin, referans alıyorum diye firmanızın insan kaynakları yoneticisini arayabilirler.
Kor, rakip firmadan teklif alır badem gozlu olur…
Sonunda istediğiniz pozisyonu kaptınız. Hayırlı uğurlu olsun. Eminim, iciniz kıpır kıpır; ama heyecanlanıp direksiyon hÂkimiyetini kaybetmeyin. Her şeyin bir yolu yordamı var di mi. Haberi once yoneticiniz duymalıdır.
Evet, bir telefon daha alıyoruz. İzmir Bornova’dan Mert arıyor:
- Bir ay once rakip şirketle anlaştım. Mudurum, mujdeyi (!) verdikten iki gun sonra odasına cağırıp, maaşıma zam yapacağını soyledi. Dediğine gore patronla da konuşmuş. Karşıyaka’da acılacak ofisin başına beni getirmeyi duşunuyorlarmış. Ne guzel bizim cocuklara havamı atıp gidecektim. Yeni işime başlamadan once de uc hafta Ceşme’ye kacacaktım. İki arada bir derede kaldım. Acaba, derenin hangi tarafına zıplamalıyım?
Boyle bir durumda kalmayı secmek gitmek kadar riskli olabilir. Obur tarafa verdiğiniz sozden donmeniz de cabası. İş değiştirme nedenlerinizi bir kez daha duşunun.
Sizi rahatsız eden şey duşuk maaşsa sorun yok. Ama eğer, yoneticinizle yaşadığınız uyumsuzluk veya değişik bir sektorde calışma niyeti gibi farklı gerekceleriniz varsa, bi zahmet şu araştırma sonuclarına kulak kabartın: Ayrılmak isterken, maaş artışı veya terfi alıp kararlarını değiştirenlerin %75’i, bir yıl icinde şirketlerinden ayrılıyorlarmış. Yani, maaş artışının veya terfinin yarattığı memnuniyet uzun surmuyor.
Sahneyi zarafetle terk edin…
Var sayalım, gitmeye karar verdiniz. Acele etmeyin, bu şirketle olan işiniz henuz bitmedi.
Voltaire olum doşeğindedir; papaz cağrılır. Din adamı, duasını tamamladıktan sonra Fransız yazar-filozoftan şeytanı lanetlemesini ister. Voltaire yanıt verir: “Papaz efendi, bence şu an, duşman kazanmak icin iyi bir zaman değil…”
Neyle karşılaşacağınızı ongoremediğiniz bir donemin arifesinde, duşman kazanmanın Âlemi yok. Ne kadar dolu olursanız olun, firma veya yoneticiler aleyhinde konuşmayın. Şirkete ait kayıtları, dosyaları ve malzemeyi, yeni işvereninize ganimet olarak sunmayın; “Bu adam/kadın tehlikeli. Aynısını bize de yapar” mesajı verirsiniz.
Kapıyı carpıp cıkmadan once, o kapıyı tekrar calmanız gerekebileceğini unutmayın. Beğenseniz de beğenmeseniz de bu firma sizin profesyonel cevreniz ve referansınızdır. Hem aynı şirkete beş yıl sonra yonetici pozisyonunda donmeyeceğinizi nerden biliyorsunuz?
İşi bulunca kış uykusuna yatmak…
Aman yahu, calışırken iş aramak da ne zor zanaatmiş. Bir taraftan goruşme peşinde koş, diğer yandan işleri yetiştir. Belki de bundandır; calışan arkadaşlarımın coğu, iclerine sinen bir iş bulur bulmaz kendilerini ofise kapatıp, kış uykusuna yatıyorlar. Piyasada neler oluyor, kim hangi şirkete gecti, hangi sektor veya şirketin yıldızı parlıyor takip etmemeye başlıyorlar.
Halbuki, kariyerin cilvesidir; en guzel iş, biz şirketimizden ve pozisyonumuzdan memnun iken yakalanır. Başka bir deyişle, Allah verirse kat kat vermezse ac yat.
Oyleyse, başarılı ve keyifli bir calışma hayatı icin, pozisyonumuzdan memnun olsak da olmasak da, iş arama cabamızı surdurmeliyiz. Ozellikle profesyonel cevreyi canlı tutmak cok onemli. Her gun yapılan kucuk calışmalar, bizi gelecekte karşımıza cıkacak buyuk sorunlara hazırlar. Veya, Jacobsen’in dediği gibi, “Kışın sıcakta oturmak isteyen, yazın terlemelidir...”
alıntı
Calışırken İş Aramak
Kariyer0 Mesaj
●117 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Kariyer
- Calışırken İş Aramak
-
22-09-2019, 00:37:17