winx yol haritası
Kureselleşme sonrasında en duşuk maliyetle en yuksek kaliteli urunu uretmek zorunda olan şirketler eleman alma cıtasını her yıl biraz daha yukseltiyor. Yoneticiler, işe adam alırken, piyasadaki ve tuketici talebindeki değişimi izleyebilecek yetenek ve beceriye sahip kişileri tercih ediyor. Bu ortamda genclerin belirli bir kariyer stratejisi belirlemesi, kendisine yatırım yapması ve bir "yol haritası" cizmesi zorunlu hale geliyor. Yol haritasını cizerken aşağadaki konulara oncelik vermeniz gerekiyor:

-Her yol ayrımında, "iş"e neler verebileceğinizi, işin size neler sağlayabileceğini bildiğinizde ve bunların bir bilancosunu cıkarabildiğinzde, diğerlerine gore daha avantajlı olursunuz.

-Yol haritası cizerken, orneğin bir 5 veya 10 yıl sonra hangi noktaya gelmek istediğinizi acık secik belirlemelisiniz.

-Hayat boyu oğrenmek, yeniliklere acık olmak ve yeni koşullara uyum sağlamak kişisel stratejinizin etkinliğini arttırır. İnternet ve uzaktan oğrenim tekniklerinin beşikten mezara kadar oğrenim icin getirdiği yeni imkanlardan yararlandığınızda daha hızlı yol alabilirsiniz.

-Gunumuzde "satmak", satın almaktan daha onemli. Satış becerisini ve yeteneklerini geliştirmeye oncelik verdiğinizde, hedeflerinize ulaşma ihtimalini yukseltirsiniz.

-Belirli bir alandaki uzmanlaşmayı, geniş bir sosyal ve ekonomik kultur tabanına oturtabildiğinizde, iş yolculuğunda ortaya cıkan engelleri daha kolay aşabilirsiniz.

-Bir işte calışırken, iş hayatında yıldızı parlayan diğer işleri yakından izlemek ve etut etmek işsizlik donemlerinizi kısaltabilir. Golge iş (job shadowing) denen bu yaklaşım,bazen cıkmaza girmiş gorunen kariyerinizin kurtarıcısı olabilir.

Gercek iş hayatı, kariyer ile ilgili kitaplarda ve yazılarda vurgulandığı kadar tehlikesiz ve basit değildir tabii... Ekonomik krizler, pazar koşullarındaki değişiklikler, kişisel ve ailevi sağlık sorunları gibi olaylar, yol haritasında belirlenen hedeflere ulaşmanızı arada bir zorlaştırabilir. Bazen tum kazanım ve başarımlarınız belirli bir anda yok olmuş gorunur ve yola tekrar sıfırdan başlamanız da gerekebilir. Ancak kendinizi tanıdığınzda ve ne istediğinizi bildiğinizde kariyer yolculuğundaki tum engebelere rağmen hedefinize er veya gec ulaşabilirsiniz.

Bir noktadan sonra gozunuzde buyuttuğunuz hedefin de o kadar da onemli olmadığını gorursunuz. Bilim-kurgu yazarı Ursula Le Guin; hayat ve iş yolculuğunun anlamını bakın ne guzel anlatıyor: "Yolculuğa başlarken siz, hedefe ulaşmanın onemli olduğunu duşunursunuz. Ama hedefinize ulaştığınızda esas onemli olanın ''yolculuk'' olduğunu anlarsınız."

Once kendi ic dunyanıza doğru bir yolculuk yapın
Unlu İngiliz psikanalisti W.R Bion, meslektaşı Grotstein"e bir gun şoyle demişti: "Sen hayatın boyunca karşılaşacağın en onemli insansın.Bu onemli insana onem vermek ve kendinle iyi gecinmek zorundasın."
Bion''un vurguladığı gibi kendinizi iyi tanıdığınızda, kendinizle barışacak, başarı ve mutluluk hedeflerine daha kolay ulaşabileceksiniz.

Aşağıdaki konular ve sorulara, aynaya bakarak veya kendinizi karşınıza alarak vereceğiniz olumlu cevaplar, sizin kariyer yolculuğunuzda nereye kadar yol alabileceğinizi gosterecek:

Kendini tanımak: Kendime dışarıdan bakabilir miyim? Kendi eksikliklerimi ve yeteneklerimi gercekci bir şekilde gorebilir miyim?

Ozguven: İnsanlar ve sorunlarla karşı karşya kaldığımda yere sağlam basabiliyor muyum?

Sorumluluk: Cevremdekileri dinledikten sonra kendimi dinleyip son kararı alabilecek gucte miyim?

Hayalgucu: Alışalagelmiş cozumlerin işe yaramayacağı sorunlar ortaya cıktığında yeni cozumler uretebilir miyim?

Vizyon: Beynimdeki radar, geleceğin sisli ufuklarına nufuz edebiliyor mu?

Analitik duşunce yeteneği: Zihin terazisinde olumlu ve olumsuz faktorleri olcebilme yeteneğim var mı? Kısa ve orta vadedeki gelişmeleri ayırt edebiliyor muyum?

İş Zekası: İşin gerektirdiklerini kolayca kavrayabiliyor muyum? Ayrıntılara egemen olma ve işe kendi fikirlerimi katma konusunda yeteneğim var mı?
Başarı durtusu: Ortalarda dolaşmayı bırakıp hedefe doğrudan yonelme iradem yeterince guclu mu?

İnisiyatif: Yapılması gereken işi tanımlama ve hemen harekete gecme yeteneğine sahip miyim?

Esneklik: Yeni durum ve duşuncelere gore yontemlerimi hızlı bir şekilde değiştirebilir miyim? Duşuncelirim bir su gibi engeller arasından akıp gidebiliyor mu?

Ekip kimyasına uygunluk: Birlikte calışma benim icin ne ifade ediyor?

Enerji duzeyi: Cozumu surekli kılacak bir kapasitem ve gucum var mı? İlk gunun heyecanınını son gune kadar surdurebiliyor muyum?

Adanmışlık : İş ne kadar onemsiz gorunurse gorunsun elimden geleni son noktasına kadar yapabilir miyim?

Cesaret: Geleceğin tum risklerine ve tehlitkelerine meydan okuyacak ve yoluna devam edebsilecekm kadar cesur muyum?

Kendini yetiştirme: Hayat boyu oğrenmeye ve oğrendiklerimi icselleştirmeye hazır mıyım?

Yerelleştirme becerisi: Evrensel doğruları, Turkiye koşullarına uyarlama konusunda gerekli becerilere sahip miyim?

İletişim yeteneği: Duşunce ve goruşlerimi etkili bir şekilde orgutleyebiliyor ve ifade edebiliyor muyum? Duşuncelerimi başkalarını ikna edecek şekilde acık ve anlaşılır bir şekilde anlatabiliyor muyum?

Dinlemeyi bilmek: Konuşma sırasını sabırsızca beklemek yerine, insanları dinlemeye ve anlamaya gayret edebiliyor muyum?

Kuresel bakış: Rekabetin ulke sınırları dışına taştığı beir ortamda, yetenek ve bilgi duzeyim kurnesel okyanuslara yelken acmak icin yeterli mi?

Başkalarına saygı: İnsanları gudulecek koyunlar gibi değil de saygı duyulması gereken iş ortakları gibi gorebiliyor muyum?

Mutluluk: Yaptığım iş beni mutlu edebiliyor mu?

DOKUZ-BEŞ SORUNLARI

Ofisten uc portre

Bir işyerine gittiğinizde calışanların tutum ve davranışlarını birbirinden ayıramazsınız. Bir hafta-on gun bir ofiste devamlı olarak bulunduğunuzda ise once işkolikler, karanlıkta fosforlu elbise giymiş kişiler gibi hemen farkedilir. Zamanla gozleriniz verimini sitematik olarak duşuk tutan kaytarıcıları da secer. İşyerini ayakta tutanlar ise, işini elinden geldiğince iyi yapmaya calışan sessiz coğunluktur.

İşkoliklerin ortaya cıkardığı sorunları cozmek icin, onlara bireysel gorevler verip ekip calışmasından uzak tutabilirsiniz. Boylece onlar cevrelerine zarar veremez. Kaytarıcılaraın bireysel iş yukunu kademeli olarak artırdığınızda ise, zaten kendisi işyerinde durmak istemeyecektir.

İşkolik, mutsuzluğunu cevreye de yansıtır

İşkolik, ilk bakışta calışkan ve ciddi bir eleman gibi gorunur ama zamanla cevresindekileri de huzursuz eder.

*O, hayatındaki boşluğu ve huzursuzluğu gidermek icin işine aşırı olcude sarılır. İş onu uyuşturur ve gercek hayattan koparır. Bu vatan kurtaran aslan rolune soyunmuş kişi, sık sık yorgunluktan şikayet eder, gastritten ise hic
kurtulamaz..

*Siz işyerine geldiğinizde, o masasının başındadır. Akşamları ona hic "gule gule" demek fırsatını bulamazsınız.

*Yemek yerken bile onun aklı işinde kalır. Omzunda tum şirketin yukunu taşıdığını duşunduğu icin yuzunde aşırı ciddi bir ifade vardır. İşkolikliği yuzunden eşini şini ve cocuklarını ihmal ettiğinde daha da mutsuz olur.

*Yetki devrine inanmaz. Bir işi nadiren başkasına emanet eder. Emanet ettiğinde de bir gozu hep iş arkadaşının ustundedir. Uretilen işi de pek beğenmez. İşyerine verdiği emeğe gore az kazandığına inanır. Arkadaşlarının ise işi kaytardıklarını ve aldıkları parayı hak etmediklerini duşunur.

*O, bir stres jeneratorunden farksızdır. Onun bulunduğu her yerde stres vardır, gectiği her yerde mutsuzluk izleri bırakır. İşkolik mudur veya elemanın yaydığı stres ışınları, işyerinden calışanların evlerine kadar uzanır.

*Esasında bu aşırı işguzarlığın temelinde korku ve guvensizlik bulunur. İşkoliklerin bilincaltında işini kaybetme korkusu cok gucludur. Yıllık izin aldıklarında koltuklarını birileri kapacakmış gibi huzursuz olurlar.

Kaytarıcı, bir ''mikser'' gibidir

Neşeli,sozu sohbeti yerinde olan kaytarıcı, gun gectikce ofisteki iş disiplinini darmadağın eder.
*Kaytarıcı, mazeret uretmekte cok ustadır. Hep onun bilgisayarı bozulur, hep onun dosyaları kaybolur.
*Sık sık değerinin bilinmediğinden yakınır. "Bu işyerinde motivasyon yok!" diyerek sucu ustlerinin ustune atmayı pek sever.
"Gercekten calışmaya niyetlendiğinde ise muduru ne dediyse onu yapar. İşine kendi beyninden ve gonlunden bir şey katmaz.
*Kendini olduğundan daha bilgili ve becerikli zannettiği icin somurulduğune inanır. "Bu kadar paraya, bu kadar iş cok bile..." duşuncesi ile verimini bilerek duşurur. Boylece bindiği dalı keser.
*Duşuk verimini gozlerden uzak tutmak icin, işyerindeki guc ilişkilerinden medet umar. Bazen bir "mikser" gorevine soyunur ve işyerindeki ilişkileri icinden cıkılmaz hale getirir.
*İşkoliğin aksine kaytarıcının davranışı bulaşıcıdır. Onun "Boş ver abi ya, şirketin anahtarını sana mı verecekler" lafına kapılanlar olabilir.
*Onu sık sık telefonla konuşurken gorebilirsiniz. Cay ve sigara molalarını da uzun tutar.
"İşyerine erken gelemedim bari erken cıkayım..." diyerek calışma suresini iyice kısaltma eğilimindedir.
*Foyası meydana cıkınca iş değiştirir. Bir işyerinde uzun sure calışmadığı icin kalıcı başarı elde edemez.

Gorev adamının icraatı gosterişinden fazladır

Neyse ki bir işyerinden calışanların coğunluğu, icraatı gosterişinden fazla olan gorev adamlarından oluşur.
*Gorev adamı, neyin onemli olduğunun ve onceliklerin farkındadır. İşleri onemli veya rutin diye ayırmaz. Her işi elinden geldiğince en iyi şekilde yapmayı amaclar.
*Onun icin calışma suresinin kısalığı veya uzunluğu değil, işin eksiksiz tamamlanması onemlidir.
*Kendi erdem ve zaaflarını bilir. Bilgi ve beceri acığını gerekitğinde kendi başına tamamlar.
*Başkalarının ne yaptığı ile fazla ilgilenmez. Kendi kendisi ile yarışır. Hedefi her yıl oncekinden daha uretken olmaktır.
*Makamı ne olursa olsun, herkesin saygıyı hak ettiğine inanır. Başkalarının rolunu calmadan ekip calışması yapmaya yatkındır.
*Epey canlı olan sosyal hayatından ve kulturel uğraşlarından, işini daha iyi yapmasını sağlayacak ipucları cıkarabilir. Oz eğitimini hayatı boyunca surdurur.
*Mazeretlere sığınmak yerine once kendi eksikliklerini araştırır. İşine gonlunu kattığı icin fark yaratabilir.
*O, hicbir iş başarısının, eşini ve cocuklarını surekli olarak ihmal etmeye değmeyeceğini bilir.
*Her işin olumlu olarak sonuclanmayacağını bilse de, her işe pozitif bir yaklaşımla başlar. Hatalarının sorumluluğunu ustlenir.En huzursuz anlarında bile cevresini mutsuz edecek davarnışlardan uzak durur.

Alıntı