Hikayemizdeki kral, halkı icin geniş bir yol yaptırmaya karar vermiş. Yapımı tamamlanan yolu halka acmadan once hatırlarda kalacak bir yarışma duzenlemek istemiş. İsteyen herkesin bu yarışmaya katılabileceğini ilanmiş ve yarışmanın sonunda bu yoldan ''en guzel gececek'' kişiyi kendisinin belirleyeceğini soylemiş. Yarışma gunu memleketin her yerinden insanlar başkente akın etmiş. Bazıları en guzel arabalarını bazıları da en guzel elbiselerini getirmiş. Kadınlardan kimi saclarını en guzel bicimde taramış kimi de yanlarında en guzel yiyecekleri getirmiş.
Genclerden bazıları spor kıyafetler icinde yol boyunca koşmaya hazırlanıyordu. Nihayet butun bir gun insanlar bu yoldan gecmiş, fakat yolu tamamlayıp tekrar kralın yanına donduklerine hepsi krala aynı şikayette bulunmuş: "Yolun bir yerinde buyukce bir taş ve moloz yığını vardı ve bu moloz yığını yoldan gecişi zorlaştırıyordu. Hatta bu yuzden geri donenler bile oluyordu". Gunun sonunda yalnız bir yolcu da bitiş cizgisine yorgun argın ulaşmış. Ustu başı toz, toprak icindeymiş, ve kralın onunde buyuk bir saygıyla eğilerek ona, altınla dolu bir torba uzatmış ve demiş ki: "Yolculuğum sırasında yolu tıkayan, insanların yolculuk etmesini zorlaştıran bir taş ve moloz yığını gordum. İnsanlar rahat etsinler diye bu taş ve moloz yığınını ortadan kaldırabilmek icin durdum. Yolu temizlerken, taşların altında da bu altınla dolu torbayı buldum. Halktan kimsenin bu kadar altını olamayacağına gore, bu altınlar size ait olmalı buyurun"
Kral gulumseyerek cevap vermiş: "O altınlar sana ait." "Hayır, benim değil diye cevap vermiş bizim yolcu. "Benim hicbir zaman o kadar cok param olmadı." "Evet" demiş kral. "Bu altınları sen kazandın, cunku yarışmanın galibi sensin. Yoldan ''en guzel gecen'' kişi sensin. Cunku, YOLDAN EN GUZEL GECEN KİŞİ; YOLDA, SADECE KENDİNİ DUŞUNMEYİP ARDINDAN GELENLER İCİN YOLDAKİ ENGELLERİ KALDIRAN KİŞİDİR!" İşte gercek bir yoneticinin yapması gereken de budur. Birlikte calıştığı kişilerin onundeki engelleri kaldırıp onlara yol acan, bu yolu aydınlatan, bu yolculuk icin onları yureklendiren kişiler olmalı yoneticiler. Ulkemizde her an kazılıp bir turlu kapanmayan yollar geleneğini artık devam ettirmememiz gerekir. Daha iyi yapacağız bahanesiyle var olanı yok etmeye calışan yol calışmalarına kayıtsız kalmayalım.
Ağızları arsız, dipsiz karanlık kuyular gibi acılan, ışığa ve gecişe izin vermeyen, ilerlemenin mumkun olmadığı yolları gorduğumuzde bunlara karşı cıkalım. Bu yolları bir an once, hic vakit kaybetmeden bircok kişinin faydalanabileceği aydınlık ve guvenli, guzel yollar haline getirelim. İnsanlar, bir gun giderler bu dunyadan, ama bu acılan aynı yollardan başka başka insanlar gelir, gider. Bu yollar hicbir zaman yok olmamalı. Daima insanları hedeflerine ulaştıracak, insanlığa katkısı ve faydası olacak yolları hep beraber acalım. Sadece acmak ve actırmakla da kalmayıp o yolların periyodik olarak bakımlarını da yapalım, yapılmasına destek olalım. Bu yollar hepimizin yolları, sınırları ortadan kaldırabilmek icin bu yollara hepimizin ihtiyacı var. Hepimizin bu aydınlık yollardan guzel gecmesi gerekiyor. Bunu insanlık adına yapmamız lazım. Hikaye icin teşekkurler sevgili Ozlen Eker.
Yol Acın, Yolunuz Acılsın
Kariyer0 Mesaj
●60 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Kariyer
- Yol Acın, Yolunuz Acılsın