Canon’un 13 Avrupa ulkesini kapsayan "Ofiste ofke" araştırması, ofis calışanlarının yuzde 14’unun bugune kadar bir şey tekmelemiş veya kırmış, yuzde 32’sinin masalarına şiddet uygulamış, yuzde 12’sinin ise yazıcı tekmelemiş olduğunu ortaya cıkardı. ICM Research adlı araştırma şirketine yaptırılan ve toplam 1.857 calışanın katıldığı araştırmaya gore calışanları en cok uzun ve anlamsız toplantılar kızdırıyor.
-Her 10 kişiden 8’i, ofis ortamında bir başkasının gorunur bir şekilde ofkesini kontrol edemediğine şahit olmuş. Bu oran yuzde 94’le en yuksek İtalya’da, yuzde 68’le en duşuk Kuzey Avrupa ulkelerinde.

-Calışanların yuzde 68’i işyerinde ofkesini kontrol edemiyor. Ofkeyle kalkanların meydana getirdikleri zarar sonucları ise şoyle: Toplamda yuzde 14’u bir şey tekmelemiş veya kırmış, yuzde 32’si masalarına şiddet uygulamış, yuzde 12’si ise yazıcı tekmelemiş veya kırmış.

-Katılımcıların yalnızca yuzde 5’i şimdiye kadar hic ofkelenmediklerini soyluyor.

-Katılımcıların yuzde 66’sı kısmen ve yuzde 64’u tamamen acık ofislerin, stres seviyesinin yukselmesinde rol oynadığını duşunuyor.

-Kapalı ofislerde calışan katılımcıların ise yuzde 48’i ofis ortamının stres seviyelerini etkilediğini hissediyor.

-Ofis ortamının daha ’guzel’ olduğuna inanan calışanların stres seviyesi duşuyor. Calışanlar havalandırma sistemi (yuzde 43), iyi depolama (yuzde 37) ve doğal ışık (yuzde 26) yetersizliğinden yakınıyor, temiz hava (yuzde 48), ucretsiz icecek ve meyve (yuzde 45) ve dinlenme mekanları (yuzde 37) istiyor.

-Bu sonuc, calışanların ’ofis ortamında bulunduklarını kabul etmeme’ cabalarının bir yansıması olarak yorumlanıyor. Yani bilincaltında ’ofis = kontrol altında olmak’ anlamına geliyor, bu nedenle calışanlar ofisi daha az ofis yapan her şeyi memnuniyetle kabul ediyor. Bu aynı zamanda insanların yuzde 38’inin evden calışmanın stresi azaltacağına inanmasının sebebi.

-Calışanların yuzde 24’u yeni bir patronun ofis hayatını daha iyi yapacağını duşunuyor.

Araştırmayı değerlendiren Psikoterapist Lucy Beresford, "En stres dolu durumlar bizleri cok daha fazla etkiler, cunku kabul etmek istemediğimiz bir durumu gozler onune serer: Her şeyin kontrolumuzde olmadığını!" diyor: "Bu durum bizim icin kucuk duşurucudur ve hayat bizim istediğimiz gibi surmediğinde ofke, icimizde ayaklarını yere vurup tepinen kucuk cocuğumuzdur. Bu araştırmaya yanıt veren 1.857 kişinin yuzde 88’i orta ve alt kademelerde calışanlardan oluşuyor. Bu kişiler, iş yaşamlarında kontrolun ellerinde olmadığını hissediyorlar. Ofis yaşantısıyla ilgili bir diğer sorun ise bir grubun parcası olmamızdan kaynaklanıyor. Ekip, aynı firma icin calışmak uzere bir araya gelmiştir ancak aynı zamanda her birimiz zaman, kaynaklar veya oduller icin rekabet eden bireyleriz. Diğer taraftan gunumuzun stresli gecip gecmeyeceğinde belirleyici olacak şekilde grubun diğer uyelerine, arac gerec, dışarıdan gelen bilgiler doğrultusunda bağlıyız. Uzun ve anlamsız toplantılar bizi sinirlendiriyor cunku bilincaltımız bize zamanımızı kontrol edemediğimizi hatırlatıyor. Bu toplantılarda tek mutlu olan kişi, toplantıyı duzenleyendir."

Beresford, "İhtiyaclarımızla ilgilenmeyen yonetime de sinirleniriz cunku yonetimin bir derecede bizim vekil ailemiz olmasını isteriz" diyor: "İcerde bir yerde, iş cercevesinde bir ’ticari anlaşma’ vardır: ’Senin icin calışıyorum, bu yuzden ihtiyaclarımı karşılayacaksın.’ Bu anlaşmada herhangi bir uyuşmazlık algılandığında şikayetler başlar. Calışkan yoneticiler orneğin yuzde 23’umuzu sıkar, toplantılara hazırlıksız katılanlar yuzde 30’umuzu sıkarken, destek eksikliğinden dolayı sinirlenenlerin oranı yuzde 36’dır. Sinirlendiğimiz zaman bunu kendi icimizde tutamıyoruz. Kendimizi caresiz hissediyoruz, bu nedenle cansız bir nesneyi tekmeleyerek, kırarak o an icin kendimizi guclu ve kontrollu hissediyoruz. Ofis ekipmanları ofkemize en cok maruz kalan nesneler."

Ofis calışanlarını cileden cıkaran nedenler

1. Uzun anlamsız toplantılar (yuzde 50)

2. Saygısızlık ve hor gorulme (yuzde 48)

3. Kotu ısıtma ve havalandırma koşulları (yuzde 37)

4. Destek eksikliği (yuzde 36)

5. Ofis politikaları (yuzde 31)

6. Yazıcı aksaklığı / hazırlıksız toplantıya katılan insanlar (yuzde 30)

7. BT yetersizliği (yuzde 28)

8. Cevreye saygı gostermeyen insanlar (yuzde 24)

9. Cok hırslı yoneticiler (yuzde 23)

10. Telefonun sesini kısmadan masasında bırakan insanlar (yuzde 22)

11. Network’te dokuman aramak (yuzde 20)

12. Dağınık ofis mutfağı (yuzde 16)

13. E-posta kirliliği / farklı uygulamalarla dokuman alma (yuzde 14)

14. Park yerinin başkası tarafından kullanılması (yuzde 7)

Turkler en cok yazıcıya sinirleniyor

Araştırmanın gercekleştirildiği bircok ulkede uzun toplantılar, saygısızlık, ofis koşulları gibi durumlar ofkeye neden olan ilk sebepleri oluştururken, Turkler yuzde 50’yle en cok yazıcı aksaklığına sinirleniyor. Yazıcı aksaklığı, toplam sonuclarda yuzde 30’la altıncı sırada. Turkiye’de calışanların ofkelenmesine neden olan en buyuk ikinci nedeni ise yuzde 49 oranla ofis politikaları oluşturuyor. Diğer nedenler cok hırslı yoneticiler (yuzde 47), ışıkları sondurmeme, yazıcıyı kapamama, cevreyi duşunmeme (yuzde 45) ve masada cep telefonunu sessize almadan bırakma (yuzde 36).

Strese karşı 5 onemli ipucu

1. Kendi sınırlarınızı anlamaya calışın. Neler yapabileceğinizi ve neyin size fazla geleceğini bilin.

2. ’Hayır’ demekten korkmayın.

3. Rahatlayın. Belki gun icerisinde canlandırıcı bir yuruyuş, biraz mağaza gezmek, muzik dinlemek ya da bir roman okumak gibi, kafanızı gunluk endişelere kapatacak eylemlerle kendinize biraz zaman ayırın. Bazı insanlar, jimnastik salonu veya yoga dersine gitmeyi tercih edebilir, egzersiz vucutta endorfin salgılanmasını sağlar.

4. Oğle yemeğini atlamayın ve yemeğinizi masanızdaki beş dakikalık bir sandvicle geciştirmeyin. Calışma gununun ortasında ara vermek, zihinsel ve fiziksel olarak işten uzaklaşmanız icin size iyi gelecektir. Yemeklerinizi de hissederek yiyin. Fazla şeker ruh halinde dengesizliklere neden olur ve sağlıklı olmayan gıdalara olan isteği tetikler.

5. Yeterli uyuduğunuzdan emin olun.