Biz adaylar icin iş ilÂnları cok onemlidir. Onları genellikle, pazar kahvaltılarının değişmez ceşnisi İK eklerinden veya internet sitelerinden takip ederiz. İş ilÂnına başvurmak, uc hafta arka arkaya 6 bileni cıkmamış Sayısal oynamak veya yılbaşında Milli Piyango bileti almak gibidir. Hayal gucumuz aniden fazla mesai yapmaya başlar. Moralimiz, dopingli atlet misali yerinde duramaz coşar, kopurur, kanatlanır…

Oysa, iş ilÂnları daha cok Kazı-Kazan’a benzer; foyasını hafifce tırnaklarsanız, altından bambaşka şeyler cıkar. Bazı firmalar ve kelle avcıları, gorevleri oyle abartır, gercekleri oyle saklarlar ki, sarımsak bunların kaleme aldığı bir iş ilÂnına pozisyon olsaydı, en az kırk gun kokusu cıkmazdı.

Yetmezmiş gibi, bazıları pozisyonu unutup şirketinin reklamını yapar. Bazıları ise ilÂn altından sopa gosterip, kendi personeline “Bakın minnacık bir genel başvuru cıktım. Binlerce hayranım kapıya uşuştu. Ayağınızı denk alın.” mesajı verir.

Bu şartlarda da adaya duşen, iş ilÂnlarının kurdu olmak, yazılanları deşifre edip ayakları yere sağlam basmaktır. Oyleyse gelin, en sık kullanılan ilÂn klişelerini ve onların gercek anlamlarını oğrenerek işe başlayalım.

28 yaşını aşmamış adayların resimli ozgecmişleriyle başvurmaları...
Bolum olarak karar verdik, patronu da ikna ettik; bu pozisyona genc ve guzel bir hanım alacağız.

Sabırlı, azimli ve insan ilişkilerinde başarılı…
Suratınızı asmadan ve hastalanmadan, bir kaldırımda gunde sekiz saat ayakta durup, gelip gecene kredi kartı pazarlayacaksınız.

Sorumluluk almaya hazır…
Yanlış giden her şeyden bu kişiyi sorumlu tutacağız…

Planlama ve organizasyon becerileri yuksek…
Mudurlerin ucak biletlerini ayarlayıp, otel rezervasyonlarını yapacaksınız.

Gelişmeye ve yeniliğe acık…
Bu kişinin ne yapacağını henuz bilmiyoruz. Patron yeni bir eleman icin istediğimiz butceyi onaylayınca fırsat kacmadan birisini alalım dedik. Ne iş olursa yapmaya hazırlanın.

Şirkette cok stratejik bir konuma sahip bu pozisyon...
Masanız tuvaletin hemen yanında olacak.

Erkek adaylar askerlik hizmetlerini tamamlamış olmalıdır.
Harbi konuşmak gerekirse, bu ozelliğin yapılacak işle bir ilgisi yok. Ama, askerliğini yapanlar emir almayı ve otoriteye itaat etmeyi daha iyi biliyor. Yapmayanlar ise her şeyi sorguluyor, alınan kararları mudurleriyle tartışmak istiyor. Bu yaklaşım da şirket kulturumuze ters duşuyor…

Takım oyuncusu…
Cıkıntılık yapmayacak, uyumlu ve efendi birisini arıyoruz. At kuyruklu, kupeli metroğlanlar veya dovmeli tiki kızlar boşuna zahmet etmesin.

Ehliyetli ve seyahat engeli olmayan adaylar…
Haftada en az uc bin kilometre direksiyon sallayacaksınız…

İkinci yabancı dil, MBA ve doktora tercih sebebidir.
Aslında bu işi bir lise mezunu da yapabilir. Zaten onerdiğimiz para asgari ucret. Ama millet işsizlikten kırılıyor. Basit bir pozisyona bile MBA’li ve doktoralı kişiler başvuruyor. Almışken elemanın ful aksesuarlısını niye almayalım.

Marka stratejisini yonlendirecek…
Arkadaşımız, sorumluluk bolgesindeki bakkalları dolaşarak, deterjanlarımızın on raflarda sergilendiğini kontrol edecek. Azalan urunlere takviye yapacak. Ayrıca, supermarketlerde standlar kuracak ve ortalıkta aval aval gezen muşterileri bizim markaya yonlendirecek…

Danışmanlığını yaptığımız bilgileri gizli firma, takım arkadaşları arıyor.
Bu muşterinin piyasada cok kotu bir unu var. İlÂna ismini yazınca kimse başvurmuyor. Biz de “şirket bilgileri gizli” ayağına yatıp goruşmeye gelenleri kafalamaya calışıyoruz.

En “değerli” varlığımız insan kaynaklarımızdır...
Haklısınız, oncekileri biraz ufurduk; ama bu gercekten doğru. Finanscıların gecen ay yaptıkları hesaba gore, şirkette en yuksek verim personelden sağlanıyormuş. Biliyorsunuz ulkemizde sermaye, makine, arsa-bina gibi uretim faktorleri cok pahalı. Emek ise ucuz; bir koyup on alıyoruz…

Sektor lideri şirketimiz…
Abi, sektoru Cin bitirdi. Piyasada bizden başka aynı işi yapan kalmadı. Diğerleri malı mulku satıp parayı repoya, borsaya yatırdılar. Eski teknolojiye sahip olduğu icin bu fabrika patronun elinde patladı…

Yurt dışında şubeleri olan şirketimiz…
Aldığımız ballı-imtiyazlı devlet kredisindeki şartları yerine getirmek icin Viyana’da bir posta kutusu kiraladık, işin aslı budur…

Tamamı yabancı sermayeli firmamız…
Necati abi, yani patron, yirmi sene Koln’de otomobil fabrikasında calıştıktan sonra kesin donuş yaptı. Bizim atolyenin, pardon şirketin, kuruluş sermayesi onun emekli ikramiyesidir…

Yoğun başvurulardan dolayı, sadece nitelikleri pozisyona uyan adaylara yanıt verilecektir.
Aslında iki satır “Başvurunuz elimize ulaştı” mesajı gondermek bir dakikamızı bile almaz; ama biz boyle inceliklere pek inanmayız. Kafamız, o mesajı/mektubu otomatik hÂle getirecek kadar da calışmıyor. Ozgecmiş ve kapak yazınızın elimize gecip gecmediğini asla bilemeyeceksiniz…

Kredi kartı pazarlamak, otel rezervasyonu yapmak veya standda durmak gibi işleri kucumsuyor değilim; benim eleştirim asıl, şirketlerin bu gorevleri tarif ederken kullandıkları abidik gubidik lÂflara. Yazsana kardeşim işin gercek tanımını. Neden insanların gozunu boyamaya calışıyorsun?...

Şimdi ilÂnlarla ilgili kulağa kupe bir iki noktaya bakalım:

• İlÂna başvurmadan once, butun terim ve ifadeleri doğru anladığınızdan emin olun. Metin icinde bilmediğiniz terimler varsa, buyuk bir ihtimalle, o pozisyon size gore değildir.

• Bir yerde calışıyorsanız, başvuracağınız pozisyonu secerken cok daha titiz davranın. Ne demişler, “İbadet de gizli, iş başvurusu da.” Bu konuyla ilgili eski bir yazımızı tekrar okuyalım: Calışırken iş aramanın incelikleri

• Gazetede iş ilÂnını gorduğunuz şirketin internet sitesine girin ve pozisyonla ilgili ayrıntılı bilgi edinin. Kapak yazınızı ve ozgecmişinizi bu bilgilere gore yeniden duzenleyin.

• İnternet ve gazetedeki ilÂnlarla yetinmeyin. İlgilendiğiniz sektorlere ait meslek dergilerini karıştırın. Onları daha az kişi okuduğu icin şansınız artacaktır.

• İş arama stratejinizi gazete ve internet ilÂnlarıyla sınırlı tutmayın. Adayların, ne olduğunu iyi bilmedikleri icin, torpil ile karıştırdıkları “networking”i oğrenin. Şu yazıya tekrar bakın: Cevrenin Genişliği mi Yoksa İşlevi mi Onemli?

Gullu Hanım’ın, Unluler Ciftliği isimli muhim dizide beynime sapladığı “İki turlu turşu vardır; biri yemeklik turşu, biri oteki turşu...” şeklindeki saptamasından aldığım ilhamla konuya son noktayı koymak istiyorum: İki tur iş ilÂnı vardır; biri, adayın niteliklerine ve deneyimine uygun pozisyona ait olan, diğeri de sırf dostlar alışverişte gorsun diye başvurduğu “oteki.”

Bana sorarsanız, şu otekilere yanıt vermeden once iyi duşunun. Başvuru listenizi az ve oz tutmanız daha akıllıcadır. Bakarsınız aynı şirket, gelecek ay, size uyan bir başka pozisyonla karşınıza cıkar. Bırakın istediğiniz işi bulmanız biraz gec olsun; ama aday profiliniz “Ne iş olsa yaparım abi” olmasın…


alıntı