psikolojik kontrat
Personeldeki nedensiz gorunen gonul kırıklıkları, motivasyon duşukluğu, devamsızlık yoneticileri oldukca meşgul ediyor. Gorunuşte herşey yolundayken birdenbire işinden ayrılanlar şaşırtıyor. Butun bunların nedenlerinden biri de şirketle eleman arasındaki psikolojik kontratın bozulması.

"Psikolojik Kontrat" terimini ilk kez 1960 yılında Argyris kullanmış. İnceleme yaptığı fabrikalarda işcilerle formen arasında yazılı olmayan ama performansı etkileyen kurallar olduğunu farkeden Argyris şoyle yazıyor: "Formen, işcilerin kulturune, bağımsızlık, adalet beklentilerine karşılık verdiği surece, işciler de az devamsızlık yapıyor, iyi performans gosteriyor, kurallara uyuyor."

Kişiyle kurum arasındaki yazılı olmayan acıkca paylaşılmış veya belki de ima edilmiş beklentiler, kişisel inanclar ve kurumun davranışlarıyla şekilleniyor. Kişiler kurumlarından kendilerine yatırım yapmasını, doğru duzgun iş arkadaşları işe almasını, başarıları hakca odullendirmesini bekliyor. Şirketler de sozleşmede yazmasa da calışanlarından sadakat, kişinin kendini yonetmesini, işi sahiplenip geliştirmesini istiyor.

Yanlış anlama kazaları

"Gorunduğu gibi değil", "Oyle demek istemedim.", "Bu da nereden cıktı?" Eski yerli filmlerimizin bircoğunun senaryosu "yanlış anlama" uzerine kurulu. Olumunu gormemesi icin sevgilisini kendisinden uzaklaştıranlar, yıllardır gormediği kardeşine sarılırken eşine gorunenler, yalancılıkla suclanmış, ne acılar cekmiştir. İşyerlerinde de durum farklı değil. Bilmeden, istemeden, zaten yazılı olmayan kontratlar bozulabiliyor. Hem calışan hem de patron acıkca beklentilerini paylaşmadığı icin veya "zaten bilinir" varsayımı yuzunden.

Yazılı olmayan bu psikolojik kontratlarda, kimin nerede hangi beklentiyi karşılamadığını, kimin neye alındığını, neyi beklediğini bilmenin tek yolu acık iletişim.

Psikolojik Kontratlar değişiyor

90''larda kariyerlerine başlayanlarla 2000''lerde başlayanların beklentileri farklı. Geniş bir yaş grubunu, değişik ekolleri, ceşitli sosyo ekonomik statuden kişileri icinde barındıran şirketlerin her bir tur calışan icin gecerli olacak psikolojik anlaşmaları keşfetmesi gerekiyor.
Farklı calışma duzenlerinin iş yaşamına girmesi de, kontratları etkiliyor. Altı Avrupa ulkesi ve İsrail''de calışanlar arasında yapılan bir araştırma, suresiz sozleşmeli calışanların diğer calışanlara gore psikolojik kontratlarının daha guclu olduğunu gosteriyor. Gelecek 5 yıl icinde Batıda işgucunun %50''sinin yarı zamanlı calışanlardan ve gecici personelden oluşacağı soyleniyor. Bu durumda kurumlar yazılı olmayan sozleşmelerini guclendirmek icin yontem bulmak zorunda.

Kontrat bozulunca ne oluyor?

Kuculme, birleşme, dıştan kaynaklama (outsourcing), hak ve odeneklerin kesilmesi, zam oranlarının duşmesi gibi kararlar calışanlarla işveren arasındaki psikolojik kontratları yıpratan faktorler. Sonuclarıysa, devamsızlık, verim duşukluğu ve son olarak işten ayrılma.
Korkutucu olan sonuc ise oc alma isteği.

Organizasyonel Davranış uzmanı Prof. Judi McLean Parks, psikolojik kontratlarının bozulması halinde, bazı calışanların şiddete ve hileye başvuracağını soyluyor. "İhanete uğradığını duşuneler, farklı bicimlerde oc alabilir." Yasadışı işler yaptığı ortaya cıkan şirketlerin buyuk bir bolumunu calışanları ihbar ediyor. Bu calışanların bir kısmı bir sure goz yumdukları ahlakdışı olaylara, ancak kendi psikolojik kontratları bozulunca, muhbir olarak tepki veriyorlar.

Milliyet