Kurabiye hikayesi

Hava alanında aktarma yapmak isteyen yaşlı bir hanım, ucağın 2 saat gecikmeli olduğunu oğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna gecmiş. Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, yanında bulunan kitabı okumaya dalmış. Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğa oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini acıyor ve de yemeye başlıyor. Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış. Hatta canı o an istemediği halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış. Herhalde kurabiyelerin sahibinin kim olduğunu artık anlamıştır diye duşunurken, adam bir tane daha ağzına atmaz mı. Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışma başlamış, adam bir tane, kadın bir tane…

Sonucta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu hızlıca kaparak ortadan bolmuş ve gulerek kadına ikram etmiş. O sırada, kadın ucağın alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler icin kadın bankoya gitmiş. Pasaportunu cıkartmak icin cantası actığında, ne gorsun, kendi kurabiye paketi, hic acılmamış olarak cantasında durmuyormuş meğer, adamın kurabiyesini kadın yiyormuş
Başkaların duşunce ve davranışları hakkında hukum verirken, elimizdeki veriler coğu zaman yeterli olmayabilir. Davranışların nedenini bilmeden cok yanlış yargılara varabiliyoruz maalesef.

Cok tutulan bir araba uretiyordu Henry Ford. Bu arabalar sadece siyah renkliydi. Yardımcısı ona muşterilerin başka renk arabalar da istediğini soylediğinde yardımcısına şoyle demişti: ”İstedikleri her model arabayı alabilirler, yeter ki siyah olsun.” Ancak Dodge Fabrikası, yeni bir model araba cıkardığında ve her renk araba imÂl ettiğinde Henry Ford duşuncesinden vazgecmek zorunda kaldı.
Karşılaştığımız en zor şartlarda dahi cozumler uretebilme potansiyelini verir. Bu durumda kişi soruna değil, daha cok cozume odaklanır. Cozume odaklanan kişi, problemin icinde boğulup kalmayacağı icin o anın telÂşına ve ofkesine kapılmaz. Soğukkanlı ve mantıklı duşunmesi onun karşılaşacağı olumsuz durumdan en az zararla kurtulur.

Esneklik problem cozucudur

İnsanlar, yaratılışları gereği takdir edilmek isterler. Bu nedenle, etkili iletişimi iyi bilen kişiler, en olumsuz şartlarda bile karşılarındaki insanı motive ederek olumsuz durumu olumluya cevirebilme yeteneğine sahiptirler. Cevremizdeki insanları onurlandırmak, onların bize karşı bakış acısı olumlu yonde değiştirecektir.
Aikido, mukemmel bir dovuş sanatıdır. Bu sporun ozelliği ise karşıdan gelebilecek bir darbeye karşı herhangi bir hareket yapılmaz. Bilakis yara almadan saldırı geciştirilir. Yani kuvvete karşı kuvvetle cevap verilmez. İşte tam burada iletişimciler de, aynen Aikido hocası gibi, birilerinin goruşlerine tepki vermek yerine once esnek olmalı ve uzlaşma noktaları bulmalıdır.