Yuzakı Dergisi, 150. sayısında rahmet insanı olmayı dosya konusu olarak işliyor. Yuzakı bu sayısını şoyle tanıtıyor:

"KÂinat kitabı da Âyetlerle doludur. Bize Hakk ’ın vahdÂniyetini, kudretini, azametini ve de rahmetini anlatır bu Âyetler...

Su, cihanda hayÂtiyetin ve rızkın nişÃ‚nıdır. Bu sebeple onun bir adı da «Rahmet»tir. RahmÂn ve Rahîm olan MevlÂ; suyu, bol olduğu deniz ve okyanuslardan buharlaştırır ve dunyaya tekrar indirir. Boylece dağlar, taşlar, ovalar, vadiler suya kanarlar. Coller bile zaman zaman bu rahmet nasibinden payını alır.

Aynı rahmet tevzîi insandan da beklenir. Maddî imkÂnlarca deniz gibi olanlar, dağ-taş gibi mahrum kalanlara devamlı bir aktarım icinde olmalıdırlar. Hazret-i MevlÂn ne guzel demiş:

“Comertlikte Akarsu Gibi Ol!”

Akarsu gectiği yere rahmet sacarak gecer. Cicekler, ağaclar, mahlûkat ve insan... Herkes nasiplenir o rahmetten. Akarsu hic korkmaz kaybetmekten, bitmekten. Asla cimri olamaz.

İnsan kendine saklamaya kalkarsa su bile kokar. Bataklık olur. Bu sebeple;

“Comertlik İnsanlığımızın ŞiÂrıdır!” dedik ve size, bize, kendimize seslendik:

Gonlunu DergÂh HÂline Getir ki;

RAHMET İNSANI OLASIN!

Rabbimiz ’in ikram ettiği iki bayramdan biri olan kurban iklimindeyiz. Kurban kimi col ve kurak iklimler gibi mahrum sîneler icin bir başka bayram... Belki yılın «sofrada et gorulebilen» tek zaman dilimi de ondan... Bu bayramı yaşatacak, uzatacak, genişletecek bir rahmet ve merhamet hamlesi, insanlık şiÂrı değil midir?

MÂnevî mevsim, Arafat ’ta mağfiret devşirme zamanıyken, coğrafî mevsim de bereketli hasatların zamanı... LÂkin hasadın asıl bereketi; «Rahmet İnsanı» olmayı unutmamakta. Oşuru, zekÂtı, infÂkı bir nehir gibi mahrum ve kurak sînelere ulaştırmaya devam etmekte...

Genel Yayın Yonetmenimiz M. Ali EŞMELİ; Hak Terazisi yazı dizisinin ucuncusunde; dînimizin kaynaklarını bulandırmaya yonelik felsefî bilgicliklere kuvvetli cevaplar verdi. Rahmet insanı olmak; kalbî ve zihnî dengeyi sağlamaya bağlı.

Gecen aydan devam eden Hak Terazisi yazı dizisinin ucuncusunde, ilm-i ilÂhî ve meşîet mevzuuna temas etmekte.

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi ise; «Mes ’ûliyetlerimiz»i kaleme aldı. Rabbimiz ’e, Peygamberimiz ’e, insanlığa, ummete, ailemize, evlÂtlarımıza, neslimize karşı mes ’ûliyetimiz, daima «Rahmet insanı» olmak mecburiyetimizi pekiştirmekte.

MevlÂn Hazretleri ’nden gonul dunyamıza ikram edilen sır ve hikmet incilerinde ise, comertlik mevzuuna zıddından, kalbimize haram olan «cimrilik» nokta-i nazarından bir bakış var. Şeytanın gonulleri colleştirici telkinlerinden kurtuluş careleri var.

Kalemlerimiz; sosyal yardımlaşmaya katkısı ve gelir paylaşımı adÂletsizliğine şifÂsı yonunden zekÂt ve hayrat rûhunu ele aldılar. Toplum emniyetini sağlamak, servete karşı nefreti onlemek, sosyal patlamaları engellemek başka nasıl mumkun olabilir ki? LÂkin bunları bu sosyal mecburiyetle değil, Allah rızÂsına erişmek ve AllÂh ’ın kullarına karşı mes ’ûliyetini yerine getirme duygusu ve rahmet insanı olma heyecanıyla ed etmek, bizim başkalarıyla farkımız... Tam da burada, batının humanist maskesini indirip, onun altındaki Âhiretsiz, acımasız, vicdansız, kole tuccarı, işgalci, emperyalist suratı da teşhir etmek şart...

Not: Hamd olsun, bu ay 150. sayımıza ulaştık. Siz değerli okuyucularımızın alÂka ve desteğiyle daha nice yıllar nice hakikatleri paylaşmak dileğiyle...

Not: Dergimizin kardeş kuruluşu Bir Gonul Derneği İstanbul Sancaktepe ’de kurban organizasyonu gercekleştirmekte. Kur ’Ân talebeleri ve muhÂcir kardeşlerimizin yararına gercekleştirilen bu hayır seferberliğine desteklerinizi bekleriz."

Ayrıntılı Bilgi: www.yuzaki.com
İslam ve İhsan