Allah ’a nasıl şukredilmelidir? İyilik ve hayır yapmanın faziletleri nelerdir? İyilik ve hayır yapmak ile ilgili hadisler.Hayır yapmanın kolaylığı ile ilgili hadisler ve hadislerin acıklaması…
1- Ebû Hureyre (r.a) der ki: Resûlullah şoyle buyurdu:
“İman yetmiş veya altmış kusur şûbeden ibarettir. Bunların en ustunu «LĂ‚ ilĂ‚he illallĂ‚h» demek, en aşağısı da insana zarar veren şeyleri yoldan kaldırmaktır. HayĂ‚/utanmak da imandan bir şûbedir.” (Muslim, ÎmĂ‚n 58. Ayrıca bkz. BuhĂ‚rî, ÎmĂ‚n, 3; Ebû DĂ‚vûd, Sunnet, 14; NesĂ‚î, ÎmĂ‚n, 16; Tirmizî, Birr, 80; ÎmĂ‚n, 16; İbn-i MĂ‚ce, Mukaddime, 9)
2- Ebû Hureyre ’den (r.a) rivĂ‚yet edildiğine gore Nebiyy-i Ekrem şoyle buyurmuştur:
“Ey Musluman hanımlar! Hicbir hanım, komşusuna bir şeyler vermeyi kucuk gor(up vermemezlik et)mesin. Bu bir koyun pacası bile olsa!..” (BuhĂ‚rî, Hibe, 1; Edeb, 30; Muslim, ZekĂ‚t, 90. Ayrıca bkz. Tirmizî, VelĂ‚, 6)
3- Ebû Hureyre ’den (r.a) rivĂ‚yet edildiğine gore Nebiyy-i Ekrem şoyle buyurmuştur:
“İnsanların her bir eklemi icin her gun bir sadaka gerekir. Bineğine binmek isteyene yardım ederek bindirmek veya yukunu bineğine yukleyivermek sadakadır. Guzel soz sadakadır. Namaz icin mescide giderken atılan her adım bir sadakadır. Yol gosterivermek de bir sadakadır.” (BuhĂ‚rî, CihĂ‚d, 72. Ayrıca bkz. Muslim, ZekĂ‚t, 56; Ebû DĂ‚vûd, Tatavvu ’, 12; Edeb, 160)
4- Ebû Zer ’den (r.a) rivĂ‚yet edildiğine gore Nebiyy-i Ekrem şoyle buyurmuştur:
“Her gun her bir eklem ve kemiğiniz icin bir sadaka gerekir. Her tesbih sadakadır, her hamd sadakadır, her tehlil (LĂ‚ ilĂ‚he illallĂ‚h demek) sadakadır, her tekbir sadakadır, iyiliği tavsiye etmek sadakadır, kotulukten sakındırmak sadakadır. Kulun kuşluk vakti kılacağı iki rekĂ‚t (DuhĂ‚) namazı, butun bunları karşılar.” (Muslim, MusĂ‚firîn, 84; ZekĂ‚t, 56. Ayrıca bkz. BuhĂ‚rî, Sulh, 11; CihĂ‚d, 72; 128; Ebû DĂ‚vûd, Tatavvu ’, 12; Edeb, 160)
5- CĂ‚bir (r.a) der ki: Resûlullah şoyle buyurdu:
“Bir Musluman herhangi bir ağac veya bitki dikerse, ondan yenilen şey kendisi icin sadakadır, ondan calınan şey kendisi icin sadakadır, yabĂ‚nî hayvanların yediği şeyler sadakadır, kuşların yedikleri sadakadır, bir kişinin ondan alıp eksilttiği şey de kendisi icin sadakadır.” (Muslim, MusĂ‚kĂ‚t, 7)
6- Ebû Hureyre ’den (r.a) rivĂ‚yet edildiğine gore Resûlullah şoyle buyurmuştur:
“Bir adam yolda yururken, yol uzerinde bir diken dalı gordu ve onu kenara aldı. Bu sebeple Allah ondan rĂ‚zı olarak karşılığını verdi ve gunahlarını affetti.” (BuhĂ‚rî, EzĂ‚n, 32; MezĂ‚lim, 28; Muslim, Birr, 127; İmĂ‚re, 164)
7- Ebû MûsĂ‚ el-Eş ’arî ’den (r.a) rivĂ‚yet edildiğine gore Resûlullah:
“–Her Muslumanın sadaka verip iyilikte bulunması gerekir” buyurdu. AshĂ‚b-ı KirĂ‚m:
“–YĂ‚ Nebiyyallah! Sadaka verecek bir şey bulamayan kişinin ne yapması lĂ‚zımdır?” diye sordular. Resûlullah:
“–Calışıp elinin emeğiyle kazanır, hem kendisine faydalı olur, hem de ta-sadduk eder” buyurdu.
“–Buna gucu yetmeyen ne yapmalı?” dediler.
“–Darda kalana, ihtiyac sahibine yardım eder” buyurdu.
“–Buna da gucu yetmezse?” dediler.
“–İyilik yapar ve kotulukten uzak durur. Bu da onun icin sadakadır!” buyurdu. (BuhĂ‚rî, ZekĂ‚t, 30; Edeb, 33; Muslim, ZekĂ‚t, 55)
8- Ebû Zer (r.a) der ki: Nebiyy-i Ekrem bana şoyle buyurdu:
“Din kardeşini guler yuzle karşılamak şeklinde bile olsa, sakın hicbir iyiliği kucuk gorme!” (Muslim, Birr, 144. Ayrıca bkz. Ebû DĂ‚vûd, LibĂ‚s, 24; Tirmizî, Et ’ime, 30)
HADİSLERİN ACIKLAMASI Ebedî saĂ‚dete nĂ‚il olmaları icin, kullarına kucuk buyuk demeden devamlı hayır yapmalarını emreden CenĂ‚b-ı Hak, nihĂ‚yetsiz lûtfunun bir eseri olarak, onlara hayır yapma ve sevap kazanma yollarını son derece kolaylaştırmıştır. Birinci hadisimizde gorulduğu uzere, en buyukten en kucuğune kadar pek cok hayır ceşidi mevcuttur. Her seviyeden insanın yapabileceği bir iyilik, muhakkak vardır. Yol uzerinde gelip gecenlere eziyet veren bir taşı kenara almak gibi insanların dikkate almadığı basit davranışlar bile, iyilik olarak kabul edilmekte ve mu ’minlere sevap kazandırmaktadır.
Diğer taraftan az veya cok butun iyilikler imanla alĂ‚kalıdır. Allah ’a iman ve O ’nun rızĂ‚sını kazanma duşuncesi olmaksızın, sıhhatli ve esaslı bir iyilik yapmak mumkun değildir. Bu niyetle hareket edildiğinde ise, kişinin ibadetle hic alĂ‚kası yokmuş gibi gorulen duyguları, sozleri ve fiilleri bile hayır ve iyilik dĂ‚iresine girer. İyilik duygularının devamlılığı, Allah ’a ve Ă‚hirete iman etmeye bağlıdır. Zira Allah ’a ve Ă‚hiret gunune iman, kişiye yaptığı iyilik ve hayırlardan mĂ‚nevî bir lezzet almasını sağlayarak onu devamlı hayır işlemeye sevkeder.
İMAN NEDİR? Nitekim Resûlullah, “İman nedir?” diye soran sahĂ‚bîsine:
“–Yaptığın iyilik seni sevindiriyor, kotuluk de uzuyorsa sen mu ’minsin!” buyurmuştur. (Ahmed, V, 252, 255; Heysemî, I, 86)
Peygamber Efendimiz ’in bu sozu, İslĂ‚m ’daki iyilik ve hayır idealinin ne kadar koklu ve ihĂ‚ta edici olduğunu gostermeye kĂ‚fîdir.
HİCBİR İYİLİĞİ KUCUMSEME İkinci hadisimizde Resûlullah, hicbir iyiliği kucumsemeden yapmaya gayret etmek gerektiğini soylemiş ve bu esĂ‚sın iyice anlaşılması icin bir misĂ‚l vermiştir: Muslumanlar, bir koyun pacası ikrĂ‚m etmek şeklinde bile olsa iyilikten geri durmamalıdır. Başta kadınlar olmak uzere, butun Muslumanlar, tembelliği, cimriliği ve gosterişi bir tarafa bırakarak, ellerinden geldiğince hayır işleme gayreti icinde bulunmalıdırlar. Zira, Allah Resûlu şoyle buyurmaktadır:
“Biriniz, yapacağı en kucuk iyiliği dahî asla hakir gormesin! Yapacak hicbir şey bulamazsa kardeşini guler yuzle karşılasın! Eğer et satın alır ya da bir tencere yemek pişirirsen, suyunu biraz fazla koyup, ondan komşuna da bir miktar ikram et!” (Tirmizî, Et ’ıme, 30/1833)
HER NİMET ŞUKRU GEREKTİRİR Ucuncu hadisimizde, hayır yapmanın insan icin luzumlu olduğuna, kişinin Allah ’ın lûtfettiği her bir nimetin şukrunu, iyilik ve hayır yapmak sûretiyle odemesi gerektiğine işaret edilmiştir. İnsan, vucudundaki her bir eklem ve kemiğe sıhhat bahşettiği icin hergun Allah ’a şukretmek, bunu da sadaka, iyilik ve hayır sûretinde gostermek mecbûriyetindedir. Cunku, her nimetin bir kulfeti vardır ve her nimet şukru gerektirir. Sağlık ise, her şeyin başıdır ve buyuk bir devlettir. Bunun şukrunu edĂ‚ etmek ise hic de zor değildir. CenĂ‚b-ı Hak, bineğine binmek isteyene yardım etmeyi, yukunu bineğine yukleyivermeyi, guzel bir soz soylemeyi, namaz icin mescide giderken atılan her bir adımı, yabancı bir insana yol gosterivermeyi, iyilik ve sadaka kabul etmiştir.
Diğer rivĂ‚yette bunlara, “iki kişi arasında adĂ‚letle hukmetmek” ve “gelip gecenlere eziyet veren şeyleri yoldan gidermek” de ilĂ‚ve edilmiştir. (BuhĂ‚rî, Sulh, 11; CihĂ‚d, 72, 128; Muslim, ZekĂ‚t, 56)
Butun bunlar, hemen herkesin yapabileceği kolay işlerdendir. Ancak samîmî bir niyetle yapıldıklarında insana Allah ’ın rızĂ‚sını kazandırırlar.
İYİLİK VE HAYIR İŞLEMENİN KOLAY YOLLARI Dorduncu hadisimiz, Allah ’ı hoşnut edecek iyilik ve hayırları işlemenin daha kolay yollarını gostermektedir. Resûlullah, “SubhĂ‚nellĂ‚h”, “ElhamdulillĂ‚h”, “LĂ‚ ilĂ‚he illallĂ‚h” ve “AllĂ‚hu ekber” diye yapılan her bir zikrin sadaka ol-duğunu haber vermektedir. Yani, sadaka ve hayır icin mutlaka bir mal vermek gerekmez. Malı olmayan fakir kimseler, elleri, dilleri ve tebessumleriyle pek cok hayır işleyebilirler. Ancak malı ve imkĂ‚nı olan kimseler, sadece bunlarla mesûliyetten kurtulamaz. Zira herkes, kendisine verilen nimetler nisbetinde mes ’ûl tutulacaktır.
Bunların yanında iyiliği tavsiye etmek, kotulukten sakındırmak da sadaka olarak kabul edilmiştir. İnsanın yaptığı farz ve nĂ‚file ibadetler, Cuma namazı, hutbeyi dinlemek, Ramazan-ı Şerif ’i değerlendirmek… hep iyilik ve hayır cumlesindendir. Butun bu iyilik ve hayırlar, hem mu ’minlerin derecelerini artırmakta, hem de işledikleri kucuk gunahlara keffĂ‚ret olmaktadır.
İHLASLA YAPILAN HAYRIN SEVABI Beşinci hadisimizde, ihlĂ‚sla yapılan ufacık bir hayrın bile ne kadar bereketli bir sevap kapısı olduğu haber verilmektedir. Bir Muslumanın diktiği ağac veya ektiği ekinden insanların ve kurdun-kuşun yediği, coluk cocuğun aldığı ve kesilip kırılmak sûretiyle eksiltilen her şey, mahsulden istifĂ‚de edildiği surece, o Musluman icin ayrı ayrı sadaka sayılmaktadır. O ağac ve ekinden tohum yapılarak yeni mahsuller uretildikce, bunlar da aynı hukme dahil olmakta ve sadaka hukmu boylece devam edip gitmektedir.
Yani, hayır sahibi bir mu ’minin uzulmesi icin hicbir sebep yoktur. Allah malına bereket verir artırırsa onlardan infak eder ve sevap kazanır; malını herhangi bir zarara uğratıp telef ederse bu da onun icin sadaka sayılır, yine ecir kazanır. O hĂ‚lde mu ’min, elinden geldiğince hayır yapmalıdır. İyilik yapıp denize atmalı ve onun hicbir zaman zĂ‚yî olmayacağına gonulden inanmalıdır.
Resûlullah beyan etmeden evvel, insanlar, hayvanlara iyilik yapılabileceğini dahî bilmiyorlardı. Allah Resûlu, insanlığa butun guzellikleri oğrettiği gibi, diğer canlılara, bitkilere ve hattĂ‚ cemĂ‚dĂ‚ta iyilik yapmayı da oğretmiştir.
Bir gun Resûlullah şoyle buyurmuştu:
“Vaktiyle bir adam yolda giderken cok susadı. Bir kuyu buldu ve icine indi; su alıp dışarı cıktı. Bir de ne gorsun, bir kopek, dili bir karış dışarıda soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalayıp duruyordu. Adam kendi kendine; «Bu kopek de tıpkı benim gibi pek susamış!» deyip hemen kuyuya indi, mestini su ile doldurdu ve ağzına alarak yukarı cıkıp kopeği suladı. Onun bu hareketinden Allah TeĂ‚lĂ‚ rĂ‚zı oldu ve adamın gunahlarını affetti.”
AshĂ‚b-ı KirĂ‚m hayretle:
“–Ey Allah ’ın Rasûlu! Bizim icin hayvanlardan dolayı da sevap var mı?” diye sordular. Resûlullah:
“–Her canlı sebebiyle sevap vardır!” buyurdu. (BuhĂ‚rî, MusĂ‚kĂ‚t, 9; MezĂ‚lim, 23; Edeb, 27; Muslim, SelĂ‚m, 153; Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d, 44; İbn-i MĂ‚ce, Edeb, 8)
Altıncı hadisimizde, yoldaki bir diken dalını kenara cekivermek gibi kucuk gorulen hayırların bile nasıl buyuk mukĂ‚fĂ‚tlar kazandırdığı ifade edilmektedir. En buyuk mukĂ‚fĂ‚t, Allah ’ın rızĂ‚sına nĂ‚il olabilmektir. CenĂ‚b-ı Hak da kullarına zarar verecek bir şeyin yolun kenĂ‚rına cekilmesinden son derece memnûn kalmaktadır. Bunu, şu rivĂ‚yette de gormek mumkundur:
Allah Resûlu şoyle buyurmuştur:
“Adamın biri, yol uzerinde bir ağac dalı gordu ve «Allah ’a yemin ederim ki, bunu Muslumanları rahatsız etmemesi icin buradan kaldıracağım» dedi (kaldırdı ve) bu yuzden cennete konuldu.” (Muslim, Birr, 128)
CENNETE GİRMEYE VESİLE OLACAK AMEL Yedinci hadisimizde, iyilik ve hayırdan uzak kalmak icin hicbir mĂ‚zeretin olmadığı gorulmektedir. Sadaka verecek bir şey bulamayan kimse, AshĂ‚b-ı Kiram gibi sırtında yuk taşır, iki avuc yiyecek kazanarak birisini Ă‚ilesine bırakır, diğerini de tasadduk eder. Bunu yapamazsa akıl, soz ve bilek kuvvetini kullanarak darda kalan birine yardım eder. Onu da yapamazsa, insanlara guzel muĂ‚mele eder ve kotuluk yapmaktan geri durur. Mu ’minin kimseyi incitmeme gayreti icinde bulunması da kendisi icin bir hayır ve iyiliktir.
BerĂ‚ bin Âzib (r.a) şoyle anlatır:
“Nebiyy-i Ekrem Efendimiz ’e bir bedevî gelerek:
«–Ey Allah ’ın Resûlu, bana, cennete girmeme vesile olacak bir amel oğretiver» dedi. Allah Resûlu:
«–Sozu kısa soyledin ama cok muhim ve buyuk bir şey istedin. Bir canı Ă‚zĂ‚d et ve koleyi hurriyetine kavuştur» buyurdu. SahĂ‚bî:
«–YĂ‚ Resûlullah, ikisi de aynı şey değil mi?» diye sordu. Allah Resûlu:
«–Hayır. Bir canı Ă‚zĂ‚d etmek (ıtku ’n-neseme), tek başına senin bir koleyi Ă‚zĂ‚d etmendir. Koleyi hurriyetine kavuşturmak (fekku rakabe) ise onun kolelikten kurtulması icin calışıp gayret gostermen ve anlaşmalı kole ucretini odeyebilsin diye ona maddî yardımda bulunmandır» diye cevap verdikten sonra mubarek sozlerine şoyle devam etti:
«Sonra sutlu bir hayvanı istifade etmeleri icin fakir bir Ă‚ileye odunc ver ve seninle bağını koparan akrabaya iyilik edip sıla-i rahimde bulun. Bunlara gucun yetmezse acı doyur, susuz olana su ver, mĂ‚rufu emret ve munkerden nehyet. Bunlara da gucun yetmezse dilini tut, sadece hayır konuş!».” (Ahmed, IV, 299; İbn HibbĂ‚n, Sahîh, II, 97/374; HĂ‚kim, II, 236/2861)
Resûlullah, hicbir iyilik yapamayan insanlara, Musluman kardeşlerine guler yuz gostermek sûretiyle de olsa hayır işlemelerini tavsiye etmektedir. Yani iyilikten geri kalmak icin hicbir mĂ‚zeret soz konusu değildir. Can bedenden cıkmadığı muddetce, her insan guler yuz gosterebilir. Bunu yapamayacak insan yoktur. Dolayısıyla Muslumanlar, hicbir imkĂ‚n bulamasalar bile, din kardeşlerine guler yuz gostermek sûretiyle hayır yapabilirler.
Allah Resûlu diğer bir rivĂ‚yette şoyle buyurur:
“Her iyilik bir sadakadır. Kardeşini guler yuzle karşılaman ve kovandan kardeşinin kabına su boşaltman bile iyilikten sayılır.” (Tirmizî, Birr, 45/1970)
Demek ki, iyi niyet ve ihlĂ‚s olduğu surece, mu ’minin her sozu ve her hareketi sadaka ve hayırdır. Bu durum, Allah ’ın cok buyuk bir lûtfudur.
O hĂ‚lde, bir Musluman hicbir gunahı kucuk gormediği gibi, hicbir iyiliği de kucuk gormemelidir. Zira, kucumsenerek ihmal edilen iyilik ve hayırlar, sonucta buyuk kayıplara sebep olmaktadır. Musluman, samîmî bir niyetle hareket ederek butun soz ve davranışlarını iyilik ve hayra cevirmelidir.
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Efendimiz ’den Hayat Olculeri, Erkam Yayınları


İslam ve İhsan