
Hayırlı ve faziletli gorduğu birine kızıyla, kardeşiyle veya bir yakınıyla evlenmesini teklif etmek İslÂm buyuklerinin Âdetidir. Bunu utanıp sıkılma konusu yapmamak gerekir. Resûlullah ve ashÂbı evlenme ve evlendirme konusunda daha rahat ve tabii idiler.Abdullah İbni Omer radıyallahu anhum ’dan rivayet edildiğine gore Hz. Omer, kızı Hafsa ’nın dul kaldığı zamandan bahisle dedi ki:
- Osman İbni AffÂn ile karşılaştım ve ona Hafsa ’dan soz ederek “İstersen sana Hafsa ’yı nikÂhlayayım” dedim. Osman:
- Hele bir duşuneyim, cevabını verdi. Aradan birkac gun gectikten sonra karşılaştığımızda, “Şimdilik evlenemeyeceğim” dedi. Sonra Ebû Bekir ’e rastladım. Ona da:
- İstersen sana kızım Hafsa ’yı nikahlayayım, dedim. O ise sustu; ağzını acıp da bir soz soylemedi. Bu sebeple ona Osman ’a gucendiğimden daha fazla kızdım.
Aradan birkac gun gectikten sonra Hafsa ’ya Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem talip oldu. Ben de kızımı ona nikÂhladım. O sıralarda Ebû Bekir ’le karşılaştığımızda bana:
- Hafsa ’yla evlenmemi istediğin, benim de sana cevap vermediğim zaman herhalde bana gucenmişsindir, dedi. Ben:
- Evet, diye cevap verdim. Ebû Bekir şunları soyledi:
- Bana bu konuyu actığında sana bir cevap vermeyişimin sebebi, Hz. Peygamber ’in Hafsa ile evlenmekten soz etmesidir. Elbette Resûlullah ’ın sırrını ifşÃ‚ edemezdim. Şayet Nebiyy-i Muhterem Hafsa ile evlenmekten vazgecseydi, elbette onunla evlenirdim. (BuhÂrî, NikÂh 33, 36, 46, MegÂzî 12. Ayrıca bk. NesÂî, NikÂh 30)
FAZİLETLİ KİMSELERE EVLİLİK TEKLİF EDİLMESİ
Hz. Hafsa, Abdullah İbni HuzÂfe ’nin kardeşi Huneys ile evliydi. İlk muslumanlardan olan Huneys Habeşistan ’a hicret etmiş, Bedir Gazvesi ’nde (bazı rivayetlere gore daha sonra Uhud Gazvesi ’nde) bulunmuş faziletli bir sahÂbî idi. Savaşta aldığı yara sebebiyle Medine ’de vefat edince, o sıralarda yirmi yaşında bulunan Hz. Hafsa da dul kaldı. Hz. Omer kızının iyi bir insanla evlenmesini arzu ediyordu.
Bugun oğlumuzu evlendirirken iyi bir gelin aramak bize nasıl tabii geliyorsa, İslÂmiyet ’in butun incelikleriyle yaşandığı o saÂdet devrinde, bir babanın kızı icin damat araması da aynı şekilde tabii karşılanırdı. Bir insanın ahlÂkından ve faziletinden emin olduğu kimselere kızıyla evlenmelerini teklif etmesi asla yadırganmazdı. BuhÂrî ’nin bu hadisi Sahîh ’inde, “bir kimsenin faziletli birine kızıyla veya kız kardeşiyle evlenmesini teklif etmesi” başlığı altında zikretmesi de bunu gostermektedir. Ayrıca şunu da belirtelim ki, o fazilet devrinde, kocası olen bir kadının, iddet muddeti dediğimiz dort ay on gunluk bekleme suresi bittikten sonra fazla beklemeden evlenmesi de uygun gorulurdu. İşte bu sebeple Hz. Omer kızının iyi bir kimse ile evlenmesini arzu ediyordu.
Bedir Gazvesi ’nin kazanıldığı gunlerde Resûl-i Ekrem Efendimiz ’in kızı Rukiyye vefat etmiş, Hz. Osman da dul kalmıştı. İşte bu sebeple Hz. Omer ona kızıyla evlenmesini teklif etmişti. Fakat Hz. Osman bu teklife hemen cevap vermemiş, bir muddet duşundukten sonra evlenemeyeceğini soylemişti. Belki de Resûl-i Ekrem ’in Hafsa ile evlenme duşuncesine o da vÂkıf olmuş ve tıpkı Hz. Ebû Bekir gibi Resûl-i Ekrem ’in sırrını ifşÃ‚ etmek istememiş, bu sebeple Hz. Omer ’e evlenmeyi duşunmediğini soylemişti. Hatıra bir başka sebep daha geliyor: Hz. Osman Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ’in dul kızı Ummu Gulsum (Ummu Kulsûm) ile hicretin ucuncu yılında evlendiğine gore, belki de onunla evlenme hususunda bazı umitleri vardı ve Hz. Omer ’in teklifini bu sebeple kabul etmemişti.
Hz. Ebû Bekir ’in durumu ise daha farklıydı. Resûl-i Ekrem ona bir sırrını acmıştı. Belki de kayınpederi olması sebebiyle ileride ona gonul koymaması icin Hafsa ile evlenme duşuncesinden ozellikle soz etmişti. Hz. Omer kendisine kızıyla evlenmeyi teklif ettiği zaman ona Resûl-i Ekrem ’in tasarısından bahsetse, Resûlullah ’ın emanetine hiyÂnet etmiş olurdu. Kim bilir belki de Resûl-i Ekrem, Hafsa ile evlenme duşuncesinden vazgecerdi. O zaman da Omer Allah ’ın Resûlu ’ne gonul koyabilirdi. “En iyisi Omer ’i gucendirmek pahasına da olsa cevap vermemektir” diye duşundu. Şayet Resûl-i Kibriy bu evlenme duşuncesinden vazgecerse, o zaman arkadaşının teklifini seve seve kabul ederdi. Cunku Omer, kendisinin evli olduğunu bile bile kızıyla evlenmesini teklif etmişti. İşte bu muşkil durum sebebiyle Hz. Omer ’in teklifine musbet veya menfi bir cevap veremedi.
Hz. Ebû Bekir ’in bu nÂzik tavrı, bir İslÂm edebine dikkatimizi cekmektedir. Bir kimsenin guvendiği bazı dost ve arkadaşlarına actığı geleceğe donuk tasarısı, onlara emanet ettiği bir sırdır. Hele bu sır biriyle evlenmek gibi hassas bir konuya dair ise, onun izni olmadan bu tasarıyı başkalarına soylemek emanete hiyanettir.
HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ
1- Hayırlı ve faziletli gorduğu birine kızıyla, kardeşiyle veya bir yakınıyla evlenmesini teklif etmek İslÂm buyuklerinin Âdetidir. Bunu utanıp sıkılma konusu yapmamak gerekir.
2- Resûlullah ve ashÂbı evlenme ve evlendirme konusunda daha rahat ve tabii idiler.
3- Sırlar birer emanettir. Bu emanete hiyÂnet etmemek gerekir. Hele bu sır evlenme gibi hassas bir konuda ise daha dikkatli davranmalıdır.
4- Bazı sebeplerle kendisine her şey acıkca soylenemeyen bir dosta, ortada sakınca kalmadığı zaman, olup bitenler anlatılarak gonlu alınmalıdır.
Kaynak: Riyazus Salihin, Hadis-i Şerif Tercumesi, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan