"Gecmiş bayramınız mubarek olsun!” Her bayram sonrası duyarım bu cumleyi. Bir serinlik hasreti olarak vurur kalbe. Hakkı verilmemiş bir değerin, geciştirilmiş bir fırsatın hatırlatıcısı olarak huzursuz da eder. İcimde bir ses itiraz eder: “Bir yanlışlık olmalı burada! Yok, yok; bayram ‘gecmiş ’ olmaz. Olamaz!”Bir ara uzerimize gecirdiğimiz gomlek, ‘gecmiş ’ midir? Hayır! HÂl o gomlekle gorunuruz; hÂl onun icindeyizdir. Bir ağacın kokunden dal uclarına kadar kimliğinin kaynağı olan cekirdek ağacın gecmişinde mi kalmıştır? Hayır! Yaprağının yeşilinden meyvelerinin cekirdeklerine kadar her mevsimde oradadır cekirdek; hep şimdisidir ağacın. Corak toprağın kalbine inmiş olan serin yağmur gecmiş midir? Hayır! Toprağın taze buğusudur yağmur, tohumları uyandıracak saf dokunuştur, taze filizlerin nabzına vuran kalp carpıntısıdır. Toprağın şimdisindedir yağmur.

Evet, evet; yağmura benzer bayram. Gokten iner; yerden bitmez. Tıpkı miracın yekpare Ân ’ı gibi tum zamanlara bakar, gecmiş ve geleceğe sut beyaz ‘ay ’ yumuşaklığıyla dokunur; her an ’ın uzerinde asılıdır. Gecmez, arkada bırakılamaz.Yukarıdan b/akıştır bayram; zeminin olceklerine uymaz; ileri ya da geri diye bir konumu yoktur. Vaktin her koşesiyle eşleşir; her an ’ın yanı başındadır. Omrumuzun goğudur bayram; hangi vakte gidersek gidelim, vaktin neresine varırsak varalım, her daim buradadır. Elimizin erişemeyeceği yerde bekleyen sevinc yuklu bulutlar saklar. Vakti gelince, elimizin eriştiği her şeyi kucaklar; her mekÂnı sarar ama vakti gecmez! Lutfedilir bayram; yukarıdan aşağıya doğru indirilir. Lûtfa donuşturur her Ân ’ı. Kereme boyar her canı. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne kadar muktedir olursa olsun, devletlerin eli bayrama yetişmez. Uluslar bayram icat edemez. Rahman ’dan gelir bayram.

Bir “nuve vakit”tir bayram. O nuveden buyur vaktin dal ucları; o nuvenin kalbinden doğar gelecek zaman meyveleri. Omur ağacının her detayı o nuveden ciceklenir; hayatın govdesi onun uzerinde yukselir, mutluluk cicekleri onun adına tazelenir. “Gecmiş” değildir nuve; hep bu anda, hep buradadır. Eskimiş olamaz; hep taze ve yenidir.

BAYRAMDAN MAKSAT İNSANIN ASLINA DONUŞUDUR

“İade” ve “donuş” anlamlarından kok alır bayram. “İyd” diye adlandırılır ve anılır. “Bayram”dan maksat, insanın aslına donuşudur. Tortularından kurtulması, yeni baştan durulmasıdır. Karmaşadan sıyrılması; sadeliği bulmasıdır. Cokluktan kıyıya cekilmesi; biricikliğini fark etmesidir. Coğaltma telaşından vazgecip az ile sevinmenin pınarından yudumlamasıdır. Başka turlu sevincleri terk edip, Bir ’i bilmenin biricikliğine razı olmasıdır. Sadece Allah ’ın sevindirebileceği bir kalbin sahibi olduğunu hatırlamasıdır.

Yataydaki referanslarından kopar insan bayramda. Dunya ile bağını cozer; otelere dair bir endişenin cekim alanına girer. “Gokcekimi”ne tutulur. Ayağı yerden kesilir. Ağırlığını unutur; gorunmez kanatlar takınır. Govdesinin telaşından ruhunun asudeliğine yukselir. Anlar ki Rahman kendisini “bayram malzemesi” olarak secmiştir. Onu sebepsiz sevincin odağı yapmak istemiştir; onunla sevindirmek istemiştir diğerlerini. Kendisi bayram olmuştur; bayram diye takdim edilmiştir diğerlerine.

İnsanı aslına doğru yoğurur bayram. Bayram sabahı ağırlıkları dokulur insanın, kalbindeki paslar silinir, omuzlarından dunya yuku indirilir; ozune doğru bir yolculuğa başlar. Yamaclarındaki kayalar ufalandıkca sivrilen dağlar gibi, incelir insan, incileşir, biricikleşir. Sahibine yaklaşır, dunyadan uzaklaşır. Delice kanatlanır yureği; dunyanın parcalanmışlığının uzerine cıkar; yekpare bir nefese donuşur varlığı. Nefes nefese yukselir hilalin goğsune. Rahim ’in serin bakışına terk eder ateşli telaşlarını.

Allah ’tan başkası bayram edemez insanı. Allah ’tan başkası bayram edemez insanla. İnsanı yoktan var eden, oluyken dirilten, unutulmuşken hatırını sayan kim ise, insandan bayram cıkaracak olan da odur. İnsanın Rabbi kim ise, ruhunu bayram sevinciyle yoğuracak olan odur. İnsanın Melik ’i kim ise, kalbinin sınırlarını bayrama dÂhil edecek olan odur. İnsanın İlah ’ı kim ise, insanın cokca kaygısını bire indirecek olan, turlu turlu korkularını silecek olan odur. Hic kimse elinde tutamadığı bir kalbin sevincine ortak olamaz. Hic kimse emek vermediği tarlanın hasadını sahiplenemez. Hic kimse gizlisini bilmediği, sırrına vakıf olmadığı ruha huzur vaad edemez.

BAYRAM YERYUZUNUN TEBESSUMUDUR

Yeryuzunun tebessumudur bayram. Goğu gamzeleyen hilal gorunur gorunmez yerin yuzu cizgilenir, o da sessizce gamzelenir. Doğu ufkundan guneşle birlikte huzur da yukselir. Işıklar başka turlu duşer eşyanın uzerine. Renkler yenilenir; simalara kan yurur. Gorunmez cicekler acar loş kuytularda. Sıcacık bir yakınlık sızar sokaklara. Eşi gorulmemiş bir aşinalık doluşur meydanlara. Yuzu guler şeylerin; duvar dipleri ciceklenir, pencere onlerine begonyalar salınır. Yeniden ruh uflenir her şeye, herkese. Adı konulmamış bir rayiha gezinmeye başlar insanlar arasında.

Taze nefestir bayram; atmosferi yeniden kurar uzerimize. Bıkkınlıkları keser. Dargınlıkları unutturur; kuskunlukleri sona erdirir. Gozenekler acar kalplerden kalplere. Dunyanın tuzakları sessizce kalkar; ayaklar altından cekilir derin ucurumlar. Vaktin eşiğine sonsuzluk nefhası dokunur. Yekpare bir an icinde yeniden var olur insan. Gelecekten korkusu kalmaz; gecmişten dolayı huzunlenmez olur. Avuclarına bahar edası iner. An icre sonsuzluğu tadar. Şeffaflaşır insanın teni; gecirgenleşir bedeni. Kerim ’in gorunmez eli kavrar her meyveyi, her lokmayı, her su damlasını…

Ne guzel bir nasiptir insanın Allah tarafından sevindirilmek uzere secilmesi. Sevindirmeyi murat eden Allah ise, sevinc ebedidir, sahihtir, derindir, tazedir, yenidir, diridir. Sevinmek ki kalpten başlar. İceriden alır malzemesini.

Bayramda insanı icinden dışarıya taşır Sahibi. Kalbini kalıbının onune gecirir. Festivallerde, karnavallarda ve şu meşhur “milli bayram” dediklerinde dışarıdan boca edilir sevinc malzemeleri. Zoraki sevindirilmek istenir kalpler… Kalbin sırrına ÂgÂh olmayan, dunyayı da yığsa onune kalpte zerrece sıcaklık var edemez oysa.

İnsanı sevindirmek isteyenin hic yoktan var eden, oluleri dirilten, gunahları bağışlayan, kotulukleri orten, ayıpları saklayan Allah olması, nefes kesici bir haberdir! Bayrama bile bayram ettirir. Yuzlerdeki kavunici tazelikten belli değil mi?

Kaynak: Senai Demirci, Altınoluk Dergisi, Sayı: 389
İslam ve İhsan