
İbadet denince, akla sadece namaz, oruc gibi şeyler gelmemeli, namazda okunan ayetlerin hayata tatbikatı duşunulmeli.Dunyada buyuk bir fikri karmaşa yaşandığını soyluyorsunuz, bence boyle bir şey olmadı ve olmaz da. İnsanlık tarihi boyunca iki fikir surup gitmiştir: İslami olan, olmayan. “Fikir karmaşası”ndan kasıt, “Muslumanların, beşeri goruşlerle, İlahi hukumlerin anaforunda kalması, kastediliyor.” zannındayım. Bu, Muslumanların hatasıdır. Musluman, sosyolojiye, felsefeye, hukuka. iktisada ve fen ilimlerine İslami acıdan bakmak zorundadır. İslamiyet mihenktir, İslam ’a uyanlar kabul edilir, uymayanlar reddedilmelidir. Meseleler Şeriat-ı garra ve Şeriat-ı fıtri acısından ele alınırsa, her turlu ilmin ve tekniğin, İslam icinde yer aldığı gorulecektir.
Sosyalizmin bittiği soyleniyor. Bunun icin bir hatıramı anlatayım. Anadolu ’nun şipşirin bir kasabasında konferans verecektim. Sinema kiralanmış, her şey hazır, konferans zamanı yaklaştığında SHP ’li Belediye Başkanı, “Dînî konferans istemem” diye, ipe un seriyor. Kaymakam, Emniyet Muduru devreye giriyor, halk sinemanın onunde beklemektedir. Zar zor konferansa başlandı. Ben “Dînî konferansa hayır” ibaresi uzerinde duracağım. Sosyalizm bitsin veya bitmesin “Dînî sohbetlere hayır” diyebiliyorlar mı, o zaman, sosyalistler ringte gard değiştirmiş oluyor. Şimdiye kadar sol vurdular, bundan sonra da sağ kroşe aparkatlar vuracaklar, demektir. Dovulen yine Musluman. Oyle ise sosyalizmin batmasına sevinmeyelim, Muslumanlar bir şey yapabiliyorlarsa, hic değilse dovulmekten, itilip horlanmaktan kurtulabilirlerse, ona sevinelim.
Muslumanların kapitalist sistemle karşı karşıya geldiği soyleniyor. Bugune kadar Muslumanların kapitalist gibi gozukmeleri en buyuk hata. Sosyalizm, İslam ’a ne kadar aykırı ise, kapitalizm de o kadar aykırıdır. Zaten kapitalizm, Turkiye ’ye sadece bankalarla değil, mustehcen basın-yayını, plajı, barı ve meyhanesiyle gelmiştir. Başka turlu de olamaz. İktisat Fakultelerinde İslam İktisadı okutulmadığına dikkatinizi cekmek isterim.
MUSLUMANA DUŞEN VAZİFE Her Musluman kendine şu soruyu sormalıdır: “Acaba İslam ’ın hangi emrini yapmadık ki, bu hale duştuk?” Ve İslam ’ı yeniden ele almalıdır. Ozellikle Siyasete, iktisada ve kulture, İslamî acıdan bakmalıdır. İslam ’ı, bir butun olarak ele almalı, sırat-ı mustakimde yaşamaya calışmalıdır. İttihad-ı İslam ’ı hedef almalıdır. İbadet denince, akla sadece namaz, oruc gibi şeyler gelmemeli, namazda okunan ayetlerin hayata tatbikatı duşunulmeli. Carşı, pazar İslam ’a uygun hale gelmeli, cekler, senetler geri donmemeli. Almanın pensesi sağlam, Muslumanın pensesi curuk olmamalı. Her halimiz, her sozumuz İslam ’a uymalı. Sahabenin super guc olmasındaki sır budur.
Kaynak: İsmail Hekimoğlu, Altınoluk Dergisi, Sayı: 59
İslam ve İhsan