İnsanların farklı milletlere ve toplumlara ayrılmasının nedeni nedir? Allah (c.c) insanları neden farklı ırklarda yarattı? Hucurat suresi 13. ayetinde acıklıyor..."Ey insanlar! Şuphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız icin sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en cok sakınanınızdır. Şuphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdÂr olandır." يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن ذَكَرٍ وَأُنثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ
Muslumanların dunya goruşlerini ve değer olcutlerini dayandırdıkları Âyetlerden biri de budur. Fertler, gruplar, kavimler, ummetler, milletler siyasî, kulturel, biyolojik, coğrafî vb. farklarla birbirinden ayrılır; bu farklara bağlı olarak farklı kimlik sahibi olur, bu kimlikle tanınır ve tanışır.

Ayrıca her biri kendi farkını, ozelliğini bir gurur, değer ve ovunc vesilesi yapar. Âyet farklı yaratılmanın “kimlik edinme ve bu kimlikle tanınma, tanışma” fonksiyon ve hikmetini onaylıyor; ancak farklı sosyal ve etnik gruplara mensup olmanın ustunluk vesilesi olarak kullanılmasını reddediyor; insanın şeref ve değerini, kendi iradesi ile elde etmediği etnik aidiyete değil, kendi irade ve cabasıyla elde ettiği evrensel değerlere bağlıyor.

Âyetteki etka kelimesinin icerdiği takv kavramı, evrensel değerleri, erdemleri edinme ve bunların zıtlarından titizlikle kacınma ve sakınmayı ifade etmektedir (bk. A‘rÂf 7/26). Hak dine iman dışındaki evrensel değerler hangi kişi ve grupta bulunursa o, diğerlerinden daha ustundur, daha değerlidir. Sıra hak dine imana gelince, ozellikle ebedî kurtuluş bakımından başka hicbir değer ve erdem imanın yerini tutamaz, imandan ustun olamaz. Âyetin ortaya koyduğu insanlık değeri ile gruplar arası ilişkiyi –konuyla ilgili başka Âyetleri de goz onune alarak– şoyle ozetlemek mumkundur:

Butun insanlar bir erkekle (Âdem) bir kadından (HavvÂ) yaratılmış, meydana getirilmiştir. Allah Âdem ’i topraktan, eşini de Âdem ’in aslından yaratmış, bunların karı-koca olmalarından sonra da doğum yoluyla insanlık vucuda gelmiş, uremiş ve coğalmıştır. Şu halde butun insanların aslı birdir, aynı maden ve maddeden yaratılmışlardır; hem kok hem de biyolojik temel ozellikleri farklı değildir, bu yonden bir ustunluk veya aşağılık soz konusu olamaz. Kok itibariyle kardeş olan insanlar bircok hikmet yanında farklı kimliklerle tanınıp tanışmaları icin gruplara ayrılmışlardır. Her grup, başkalarından farklı, kendi aralarında ortak ozelliklerine dayalı olarak birleşir ve dayanışırlar. Bu birleşme ve dayanışmada temel unsur dindir. Dini bir olanlar birbirini kardeş bilirler ve genellikle diğer ozelliklerdeki ortaklık bu ozel bağın ustune cıkamaz. Dinin insana kazandırmak istediği en onemli değer ahlÂktır (takvÂ), hem bir grup icinde hem de gruplar arasında ustunluğun, ustun değerin olcutu ahlÂk olmalıdır.
KAVMİYLE OVUNMEYİ MARİFET BİLENLER
Kur ’an ’ın nÂzil olduğu zamanda Araplar ’da da kavimleri ve kabileleri ile ovunme, kendilerini bu yuzden başkalarından ustun gorme Âdeti (kulturu) guclu bir şekilde mevcuttu. İslÂm insanların eşitliği gerceğini ilÂn edince bunu sindirmekte zorlananlar oldu, bazı soylu aileler ve kabileler kızlarını diğerlerine veya Âzatlı (eski) kolelere vermek istemiyorlardı. Hz. Peygamber bunlarla mucadele etti, muminleri eğitti ve meşhur Ved hutbesinde butun insanlığa şoyle seslendi: “Ey insanlar! Şunu iyi biliniz ki rabbiniz birdir, babanız birdir. Arap ’ın başka ırka, başka ırkın Arap ’a, beyazın siyaha, siyahın beyaza, dindarlık ve ahlÂk ustunluğu dışında bir ustunluğu yoktur. Dinleyin! Bu ilÂhî gerceği size tebliğ ettim mi, bildirdim mi?” Kendisini dinleyenler hep birden “evet” dediler. “Oyleyse burada olanlar olmayanlara bildirsin!” buyurdu (Musned, V/411) Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 97-98 İSLAM ’DA MİLLİYETCİLİK VAR MIDIR?


İslam ve İhsan