
Dunyada Hakk ’a kullukta en muhim sermÂyemiz, muhabbettir. Muhabbeti ona lÂyık olana yoneltebilmek, en buyuk mÂnevî kazanc vesîlesidir. Bunun zıddına onu lÂyık olmadığı yonde ziyan etmek de ebedî bir felÂket sebebidir.LÂyıkını bulamayan muhabbetler, fÂnî hayÂtın hazin israflarıdır. Mubtezel ve bayağı menfaatlerin kıskacında kalan muhabbetler, kaldırım kenarlarında acan ciceklere benzer ki, er-gec ciğnenmeye ve mahvolmaya mahkûmdur. Sokağa duşurulmuş bir pırlanta ne kadar tÂlihsizdir! LiyÂkatsiz bir elin haksız malı olmak, ne hazin bir ziyanlıktır!
HER ŞEY ZIDDIYLA KÂİMDİR
Bu Âlemde her şey zıddıyla kÂimdir. Muhabbetin zıddı da nefret olduğundan, AllÂh ’ın sevmediklerinden nefret etmek de, AllÂh ’ı sevmenin en tabiî olcusudur. ÎmÂnı seven, kufurden nefret eder; sevÂbı ve hayrı seven, gunahtan ve şerden nefret eder. Bu sebeple “Allah İcin Muhabbet ve Buğz” sahibi olmak zarûrîdir. ÎmÂnımızın temel harcı, “lÂyıkına muhabbet, mustehakkına nefret” olmalıdır.
Zıtlarına nefret edilmeden yaşanan bir muhabbet noksandır, ciddiyet ve samimiyetten uzaktır. “Muhabbet ve Buğzda Samîmiyet” ise, Allah muhabbetinden hicbir şekilde tÂviz vermemek ve AllÂh ’ı gazaplandıran şeylere hicbir şekilde meyletmemek ve hatt Allah icin bir tepki gosterebilmektir.
ŞUURLU MU ’MİN İSTİKÂMETİNİ BOZMAZ
Bu cihÂnın bir imtihan Âlemi olduğunu bilip “FÂnîliği Unutmamak” şuuruyla yaşayan bir mu ’min, ne pahasına olursa olsun, dunyevî ve nefsÂnî menfaatler uğruna istikÂmetini bozmaz. Ebedî bir saÂdeti fÂnî dunyanın gel-gec sevdÂları uğruna ziyan etmez. Seraplara aldanmaz. Dunyanın fÂnî oyuncaklarına gonul bağlamaz. Uhrevî bir kazancı, hicbir dunyevî zevke değişmez. DÂim “Âhireti Dunyaya Tercih” eder. Dunyevî nîmet ve imkÂnları da, Âhiretteki ebedî saÂdetin sermÂyesi kılma gayreti icinde bulunur.
Kısacası; bir omur takv hayÂtı icinde yaşar. Bu takv hayÂtı da, kulu Hakk ’a dost eyler.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Ornek AhlÂkından 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan