Calışanların, uzun bayram tatili ve yıllık izin sonrasında iş hayatına uyum sağlamada zorluk cekebildiğini belirten uzmanlar, tatil akabinde ağır bir tempo yerine derece derece işlerin yoğunluğuna adapte olunmasını oneriyor.




Psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Sayar, "tatil sonrası sendromu"nun insanların iş hayatından beklentileriyle alakalı olduğunu soyledi.

Tatil sonrası adaptasyon sureciyle ilgili en temel meselenin, insanların işlerini sevip sevmemesi olduğunu ifade eden Sayar, "İşinizi severek yapıyorsanız sendrom yaşamazsınız. Ama işinizi sevmiyorsanız, kendinizi oraya ait hissetmiyorsanız sendrom yaşarsınız." dedi.
KENDİNİZİ ARALIKLARLA DİNLENDİRİN

Tatil gunlerinin zihni berraklaştırma zamanı olarak duşunulmesi gerektiğini aktaran Sayar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sıkıntı yaşamamak adına insanların tatile karşı bakış acılarını değiştirmeleri gerekiyor. Tatilin, sadece daha guclu bir şekilde ileriye sıcramak icin bir dinlenme ve guc biriktirme molası olduğunu duşunursek hayatı 'Hep tatil olsun.' kıvamında yaşamayız. Tatili ozlenilen, hep o kıvamda yaşanılması gereken bir zaman dilimi olarak değil, derlenip, toparlanıp biraz daha guclenip, zihni berraklaştırma zamanı olarak duşunmek lazım.

Tatil donuşunde ise işlere hemen gomulmek, cok ağır bir tempoyla calışmak yerine derece derece kendimizi işlerin yoğunluğuna muhatap edersek ve donuşteki hayatımızda da normal iş tempomuzun icinden rahatlayabileceğimiz imkanlar yaratarak, kendimizi ara ara dinlendirmeyi başarabilirsek tatil sonrası sıkıntıları pek yaşamayız."
İNSANI TATİL NE KADAR TUTAR?

Sayar, uyum surecindeki temel sorunun, insanların tatil yaşantılarının vazgecilmez olduğunu duşunmelerinden ve hep surmesini istemelerinden kaynaklandığını belirterek, bu beklentinin azaltılması gerektiğine dikkati cekti.

Prof. Dr. Sayar, "Tatil tatilde olur. O sorumsuzluk ve neşe tatile ozgu bir şeydir ama bugunku iş hayatımızı da daha neşeli, coşkulu yaşayabilirsek o zaman tatille iş hayatı arasında bu kadar ağır bir kontrast ve celişki olmamış olur. Turk insanı 1 hafta ila 10 gun kendisine gelemiyor, tatili ozluyorlar. Fakat en guzel, en neşeli, en harika tatilin bile etkisi 2 ila 3 hafta surer. Yani tatil insanı 1 sene tutmaz. O yuzden, insanın sadece tatile bel bağlamaması gunluk hayatının icinde de işiyle eğlence ve dinlenme hayatını dengede tutmaya gayret etmesi lazım." ifadelerini kullandı.
TATİL SONRASI UYKUSUZLUK, İSTEKSİZLİK

Uzman Klinik Psikolog İhsan Oztekin ise tatilin ardından, gunluk hayata uyum surecindeki fiziksel ve psikolojik gozlemlere değinerek, "Tatil donuşu sık olarak baş ağrısı, uykusuzluk, sindirim sistemi problemleri, iştahsızlık, sabahları yorgun uyanma, eklem ağrıları, odaklanma gucluğu, kolay sinirlenme ve tahammulsuzluk, duşuk motivasyon, sosyal ilişkilerde zorlanma, ofke ve isteksizlik gibi sorunlar gorulebiliyor." dedi.
TATİLİ ANIMSATAN ETKİNLİKLERE KATILIN

İş hayatına yuksek motivasyonla donuş sağlanması ve geciş surecinin daha sorunsuz atlatılması icin de onerilerde bulunan Oztekin, mesai gununden bir gun once tatilden donmenin fiziksel ve psikolojik olarak işe başlamak icin daha hazır hissetme şansı sunacağını belirterek, şoyle devam etti:

"İşe gitmek icin erken kalkın. Boylece ilk gun işe başlama stresine, gec kalma stresini de eklememiş olursunuz. Tatil bitti diyerek eve kapanmayın. Gun icerisinde hafif yuruyuşlere cıkmak ve şehir icindeki havuza gitmek gibi tatili anımsatan etkinliklere katılmakta fayda var. Tatilin verdiği moral ve enerjinin etkisiyle işi bırakmak, iş değiştirmek gibi radikal kararlar vermekte acele etmeyin. En onemlisi, bunun bir surec olduğunu, bircok insanın da benzer durumlar yaşadığını bilerek kendinize zaman tanıyın."
Kaynak: AA
İslam ve İhsan