Hayatta her şeye nefsÂniyet penceresinden bakmaya karar verip kendini o yonde şartlandıranlar RahmÂnî sadÂlara sağır, rûhÂnî vitrinlere Âm kesilirler.Herkes kalbî yapısına gore bir idrÂke sahiptir. Mesel Hazret-i Ebû Bekir -radıyallÂhu anh-, Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’e bakınca insan sûretinde bir fazîlet Âbidesi gordu, O ’na hayran oldu, “Canım-malım Sana fed olsun y RasûlÂllah!” dedi.

Ebû Cehil ise Peygamber Efendimiz ’e bakınca, kendi ic dunyasındaki katranı gordu, bu yuzden dehşetli bir nefrete kapıldı, azılı bir duşman kesildi.

SENİN KALBİN HANGİSİ?

MevlÂn Hazretleri buyurur ki:

“Ey insan, dunyadan birbirine zıt iki ses gelir. Acaba senin kalbin hangisini almaya istîdatlı?

O seslerden biri AllÂh ’a yaklaşanların hÂli, diğeri ise aldananların (fısk u fucûra dalanların) hÂlidir. Bu seslerden birini kabul ettin mi, oburunu duymazsın bile! Cunku seven bir kimse, sevdiğinin zıddı olan şeylere karşı Âdeta kor ve sağır olur.”

İşte hayatta her şeye nefsÂniyet penceresinden bakmaya karar verip kendini o yonde şartlandıranlar da, RahmÂnî sadÂlara sağır, rûhÂnî vitrinlere Âm kesilirler.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 391
İslam ve İhsan