Musluman icin Allah Rasû­lu ve diğer peygamberler ornek insanlardır. Bunlardan sonra sahabeler ve Allah dostlar İslam'da model insanlar yani ornek şahsiyetlerdir.İnsanoğlu, edindiği tecrubeleri sonra gelen nesle aktaran bir varlıktır. Diğer bir tabirle sonra gelen nesil oncekilerin tecrubelerinden ve davranışlarından istifade eder ve onlar gibi olmaya calışırlar.

Bu anlamda sonra gelen nesil onceki neslin olumlu yanlarını ornek almalıdırlar. Bu durum insanlarda olduğu gibi peygamberlerde de boyledir. Allah TeÂl Kitab ’ında gecmiş peygamber ve kavimlerden bahsederek aynı hataya Hz. Peygamber ’in (sav) ve Muslumanların duşmemesini istemektedir.

Allah TeÂlÂ, sıkıntılar karşısında DÂvûd (SÂd, 38/17) ve azım sahibi peygamberleri (AhkÂf, 46/35) ornek almasını tavsiye ederken; “Balık sahibi (Yunus) gibi olma” (Kalem, 68/48) buyurarak da Peygamber ’ini (sav) uyarmıştır. Muslumanlar da onceki kavimlerin peygamberlerine karşı yaptığı hataları yapmamaları konusunda uyarılmışlardır. (Bakara, 2/108; AhzÂb, 33/69).

YAŞAYAN KUR ’AN EFENDİMİZ (SAV)

Bu anlamda ilk modelimiz başta sevgili Peygamberimiz ve O ’nun guzide ashabıdır. Allah ’ın Rasûlu, sıradan bir insan değildir. “Muhammed, sizin erkeklerinizden hicbirinin babası değildir. Fakat o, Allah ’ın Rasûlu ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” (AhzÂb, 33/40). Rabbimiz, Rasûlu ’nun yuce bir ahlak uzere olduğunu haber vermektedir: “Ve sen (Ey Rasûlum) elbette yuce bir ahlÂk uzeresin.” (Kalem, 68/4).

Yine Rabbimiz, elcisinin ahlakından ovguyle bahsetmektedir. “Andolsun ki, Rasûlullah, sizin icin, Allah ’a ve ahiret gunune kavuşmayı umanlar ve Allah ’ı cok zikredenler icin guzel bir ornektir.” (AhzÂb, 33/21). Âyeti nazil olunca sahabeden Sa ’d b. HişÃ‚m, Allah Rasûlu ’nun guzel ahlakının nasıl olduğunu Hz. Aişe annemize sorunca “Sen Kur ’an okuyorsun değil mi? O ’nun ahlakı Kur ’an ’dı” demiştir. (Muslim, SalÂtu ’l-Misafirîn, 139;Ebû DÂvûd, Tatavvu, 26). Âyetlerde ve hadislerde sık sık ornekliğinden bahsedilen bir peygamber de DÂvûd (as) ’dır.

BİR MODEL İNSAN HZ. DÂVÛD (AS)

Hz. DÂvûd (as), kendisine verilen peygamberlikle birlikte bir krallık verilmiş hatta adÂleti tesis icin davaları başkasına bırakmamış genellikle kendisi bakmış (EnbiyÂ, 21/78, 79; SÂd, 38/21-25), devlet imkÂnlarıyla gecinmek istememiş ve bir meslek sahibi olarak ailesinin gecimini sağlamıştır. Allah TeÂl da kendisine demiri kullanışlı hale getirerek zırh yapımını oğretmiştir. “… Ona (DÂvûd) demiri yumuşattık. Geniş zırhlar imal et, dokumasını olculu yap…” (Sebe, 34/10-11. Ayrıca bkz. EnbiyÂ, 21/80).

Hz. Peygamber (sav) de Hz. DÂvûd ’un (as) bu hasletini takdir etmiş ve ashabına bizzat O ’nun ismini de vererek ornek almalarını tavsiye etmiştir. “İnsanın yediğinin en guzeli kendi kazandığıdır. Allah ’ın nebisi DÂvûd kendi elinin emeğinden başkasını yemezdi.” (BuhÂrî, Buyu ’, 15, EnbiyÂ, 37).

Guzel sesiyle bol bol Allah ’ı zikrederdi. Hz. DÂvûd ’a (as) guzel konuşma (SÂd, 38/20) ve guzel bir ses verilmiştir. Hz. Peygamber (sav) bir gun Ebû Mûse ’l-Eşari ’ye “Ey Ebû MûsÂ! Sana DÂvûd ’un mizmarlarından bir mizmar verilmiştir” buyurdu. (BuhÂrî, FedÂilu ’l-Kur ’an, 31; Muslim, MisÂfirîn, 235, 236) DÂvûd (as) kendisine verilmiş bu guzel sesle yetinmez aynı zamanla cok hızlı Zebur ’u okuduğu Ebû Hureyre ’den rivayet edilen bir hadiste belirtilmiştir: “DÂvûd ’a kıraat kolaylaştırılmıştır. O bineğinin hazırlanmasını emreder ve daha bineği hazırlanmadan Zebur ’u okurdu…” (BuhÂrî, EnbiyÂ, 37).

Kur ’an-ı Kerim ’de Hz. DÂvûd ’un (as) hep Allah ’a yoneldiği (SÂd, 38/20) sabah akşam Allah ’ı tesbih ettiği (Sebe, 34/10; SÂd, 38/18) hadislerde ise insanların en cok ibadet edeni olduğu (Muslim, SıyÂm, 182; Tirmizî, DeavÂt, 72) bildirilmiştir. DÂvûd ’un (as) bu ozelliğini Hz. Peygamber (sav) ashabına da tavsiye etmiştir. Abdullah b. Amr, Rasûlullah ’ın kendisine şoyle tavsiye ettiğini bildirmektedir: “Allah ’a en sevimli olan oruc, DÂvûd Peygamber ’in orucudur. DÂvûd bir gun oruc tutar, bir gun tutmazdı. Allah ’a en sevimli olan namaz da yine DÂvûd Peygamber ’in namazıdır, O gecenin yarısını uyur, ucte birinde namaz kılar, altıda birinde tekrar uyurdu.” (BuhÂrî, EnbiyÂ, 37, Teheccud, 7; Muslim, SıyÂm, 188).

Musluman icin Allah Rasû­lu ’nun ve diğer peygamberlerin ornekliğinden sonra O ’nun guzide arkadaşları sahabiler gelir.

ALLAH RASÛLU ’NUN ARKADAŞLARI

Allah Rasûlu ’nun arkadaşları olan SahÂbe, canlarını ve mallarını tereddut etmeden İslÂm icin ortaya koymaları, Hz. Peygamber ’e (sav) gonulden bağlanmaları, Kur ’an ve sunneti yaşama ve yaşatmadaki gayretleri sebebiyle Allah TeÂl tarafından insanlığa ornek gosterilmişlerdir. Bununla ilgili bazı Âyet meÂlleri şoyledir:

Onlar sıkıntı anlarında bile Allah ve Rasûlu ’ne kulak verdiler. “O muminler ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah ve Rasul ’un cağrısına kulak verdiler. Onların icinden, guzel işler yapıp takvaya sarılanlara buyuk bir odul vardır. O muminler ki, insanlar kendilerine, “halk size karşı bir araya gelmiş, korkun onlardan” dediklerinde, bu onların imanını artırdı da şoyle dediler: “Allah bize yeter. Ne guzel vekildir O.” (Âl-i ImrÂn, 3/172-173).

İnanıp iyi işler yapanlara bağışlanma ve buyuk ecir vardır. “Muhammed Allah ’ın elcisidir. Beraberinde bulunanlar da kafirlere karşı cetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rukûya varırken, secde ederken gorursun. Allah ’tan lutuf ve rıza isterler. Onların nişanları yuzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat ’taki vasıflarıdır. İncil ’deki vasıfları ise şoyledir: Onlar filizini yarıp cıkarmış, gittikce onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, govdesi uzerine dikilmiş, bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin hoşuna gider. Allah boylece onları coğaltıp kuvvetlendirmekle kafirleri ofkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve buyuk mukafat vadetmiştir.” (Fetih, 48/29).

Kendileri ihtiyac icinde olsalar bile kardeşlerini kendilerine tercih ederler. “ Daha once Medine ’yi yurt edinmiş ve gonullerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine goc edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı iclerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendilerine zaruret icinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Haşr, 59/8-10).

GUZİDE İNSANLAR

Ebû Mûs el-Eşarî (r.a) anlatır: Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber akşam namazı kılmıştık. Aramızda “Burada oturup yatsı namazını da onunla birlikte kılsak” dedik ve oturduk. Derken yanımıza geldi ve “Hala burada mısınız?” buyurdular. Biz de “Evet” dedik. “İyi yapmışsınız!” buyurdu ve sıkca yaptığı gibi başını semaya kaldırdı ve şoyle buyurdu: “Yıldızlar semanın emniyetidir. Yıldızlar gitti mi vaat edilen şey semaya gelir. Ben de ashabım icin bir emniyet ve guven kaynağıyım. (Hayatta kaldığım surece, ashabım arasında nizam, intizam ve guven devam edecektir.) Ben gittiğim zaman, ashabım icin varit olan tehdit, insanların başlarına gelecektir. Ashabım da, ummetim icin bir emniyet ve guven kaynağıdır. Ashabım gidince de, ummetime vaat edilen şey gelir.” (Muslim, FedÂilu ’s-SahÂbe, 207; Ahmed b. Hanbel, el-Musned, IV, 399).

Her sahabenin kendisine has ama bizlere ornek olabilecek ozellikleri vardır. “Ummetimin en merhametli olanı Ebû Bekir ’dir. Allah ’ın emri hususunda en titiz olanı Omer ’dir. En hayÂlı olanı ise Osman ’dır. (Davalarda) en isabetli karar veren Ali ’dir. HelÂl haramı en iyi bilen MuÂz b. Cebel ’dir. FerÂiz ilmini en iyi bilen Zeyd b. SÂbit ’tir. Kur ’an okumayı en iyi bileni Ubey b. KÂb ’dır. Her ummetin bir emini vardır. Bu ummetin emini Ebû Ubeyde b. CerrÂh ’tır.” (Tirmizî, MenÂkıb, 32; İbn MÂce, Mukaddime, 17). “Doğru sozluluk bakımından Ebû Zer ’den daha iyisini ne yeryuzu barındırmış, ne de gokyuzu golgelendirmiştir.” (Tirmizî, MenÂkıb, 35; İbn MÂce, Mukaddime, 18). Daha bircok hadiste bazı sahÂbilerin one cıkan ozellikleri sayılmakla birlikte aslında hepsi bizler icin bir onderdir. “Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız doğru yolu bulursunuz.” (İbn Batta el-Ukberî, el-İbÂnetu ’l-KubrÂ, II, 569).

Başta sahÂbe olmak uzere Allah dostlarının dunyada olduğu gibi ahiret gunu de faydalı olacağı umulmaktadır. “Ashabımdan herhangi biri bir yerde olurse, mutlaka o, (o belde) insanları icin kıyamet gunu bir nur ve kılavuz olarak diriltilir.” (Tirmizî, MenÂkıb, 58). Onlar, bu mertebeyi Efendimiz ’i (sav) gormekle birlikte dini yaşama konusundaki gayretleri ve dine olan bağlılıklarıyla elde etmişlerdir.

Bize duşen Efendimiz ’in (sav) bu guzide arkadaşlarını saygıyla yÂd etmek ve onların ornekliğinden azami derecede istifade etmektir. Bunu zaten Rabbimiz istemektedir. “…Onlardan (sahabeden) sonra gelenler de şoyle derler: “Rabbimiz! Bizi ve bizden once iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz sen cok şefkatli, cok merhametlisin.” (Haşr, 59/10).

Kaynak: Mustafa Karabacak, Altınoluk Dergisi, Sayı: 384

PEYGAMBER EFENDİMİZİ NASIL ORNEK ALABİLİRİM?
İslam ve İhsan