İnsanın en kıymetli varlığı, şahsiyeti, onuru ve hurriyetidir. Bu itibarla insan, Allah ’ın dışında hicbir varlığın onunde eğilmemeli, izzetini yaralamamalı ve O ’nun verdiği insaniyet şerefini hicbir bedel karşılığı satmamalıdır.İnsan, coğu zaman haketmediği bir şeyi elde etme adına kendi şahsiyetinden odun verir. HÂlbuki insanlara karşı istiğn hÂli, izzeti korur. Nitekim Allah Resûlu (sallallÂhu aleyhi ve sellem) şoyle buyurur:

“Mu ’minin şerefi, geceleri kaim olmasında; izzeti ise, insanlardan mustağnî kalmasındadır!”[1]

HulÂsa şÃ‚irin ifadesiyle:

Kimsenin lutfuna olma tÂlip
Bedeli cevher-i hurriyettir

SENİN YERİN GERCEKTEN BURASI MI?

“KethudazÂde Arif Efendi, Valide sultanın yakını olduğu icin BÂb-ı Âli ’de muhim vazifeye kayrılan; fakat aslında bu makama lÂyık olmayan dostu Azmi Efendi ’ye, yakınlarından bir zÂtın oğluna vazife verilmesini rica eder. Azmi Efendi eski dostunun yuzune uzun uzun bakar ve şoyle der:

“Sizi sevdiğimi bilirsiniz. Sonra uzulmenizi istemem. Onun icin diyeceğim ki, tavsiye ettiğiniz genc, istediği işe lÂyık olup olmadığını ispat icin imtihana girsin, muvaffak olsun, sonra alalım.”

Asabi ve aşırı alıngan bir zÂt olan KethudazÂde Arif Efendi, bu makama imtihansız, tepeden inme bir ferman ile geldiğini bildiği Azmi Efendi ’ye cıkışır:

“Birader Efendi hazretleri! ZÂt-ı fÂzılÂneleri buraya imtihan ile mi geldiniz?”

Azmi Efendi huzunlenerek icini ceker:

“Hah işte, bunun icindir ki imtihanla girsin diyorum ya. Benim cektiğimi cekmemesi icin, adam yerine konulması icin, herkesin bakışından “senin yerin burası değil amma nasıl geldiğini biliriz” sitemine muhatap olmaması icin…”

KethudazÂde bu mÂnÂlı cevap karşısında ozur dileyerek şoyle der:

“Aferin Azmi! İnsanda hay hissi oldu mu, ikbÂl mevkiinde bile hakikati gorurmuş.”[2]

DİPNOTLAR

[2] HÂkim, Mustedrek, IV, 360-361/7921.

[1] İbrahim Refik, Tarih Şuuruna Doğru, II, 122.

Kaynak: Adem Ergul, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan