
Ebû Hureyre radıyallahu anh ’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu: “Sizden biriniz, insanlara namaz kıldırdığı zaman, hafif tutsun. Cunku onların arasında zayıf, hasta ve yaşlılar vardır. Herhangi biriniz kendi başına namaz kıldığında ise dilediği kadar uzatsın.” [1]Dinimiz, cemaate buyuk bir onem verir. Allah ’ın yardımı cemaatedir ve cemaat rahmettir. Muslumanlar cemaat hazzını, gunde beş vakit namazda tadarlar. Cuma ve bayram namazları ise daha buyuk cemaatlerin vesilesidir. Bu sebeple cemaat teşvik edilmiş ve cemaatleşmeyi onleyecek davranışlardan kacınılması istenmiştir. Bu hadîs-i şerifte bunun bir orneğini gormekteyiz. Cemaate imam olan kişi, arkasında saf tutan her turlu insanı duşunmek zorundadır. O halde, anlayışlı olması ve dilediğince hareket etme yerine, başkalarının halini gozeterek namaz kıldırması gerekir. İmamın bu yonde yapacağı ilk iş, namazı kısa tutmasıdır. Yani uzun sûreler okumaması, kıyÂmı, rukûu ve secdeyi cok uzun tutmamasıdır. Cunku cemaatte bulunan zayıflar, hastalar ve yaşlılar buna tahammul edemezler.
İMAM NAMAZI KISA TUTMALI
Neticede, cemaate gelmekten vazgecer, hem cemaatin azalmasına, hem de cemaat sevabı kazanmaktan mahrum kalmalarına sebep olunur. Bu ise bir fazilet sayılmaz. Ayrıca bir takım fitnelerin cıkmasına vesile teşkil edebilir.
Namazın uzun veya kısa tutulması yonunde goruş belirten Âlimleri-miz, bunun izÂfî bir konu olduğunu, bir kısım insanların uzun bulduğunu başkalarının kısa bulabileceğini veya aksinin duşunulebileceğini belirtmişlerdir. Ancak rukû ve secdelerdeki tesbîhÂt, yani rukuda “subhÂne rabbiye ’l-azîm” ve secdede “subhÂne rabbiye ’l-a ’l” demeyi ucten fazla yapmamayı tavsiye etmişlerdir. Kıyamda, FÂtiha sûresinden sonra zammı sûre okuma hususunda ise, Hz. Peygamber ’in Osman İbni Ebi ’l-Âs ’a yaptığı tavsiyeyi, “Sen kavminin imamısın. Onların en zayıf olanlarına uy” (Ebû DÂvûd, SalÂt 40) sozunu esas almayı benimsemişlerdir. Bu durumda imam olanlar, cemaatin durumuna gore hareket edecek, fakat umûmî bir prensip olarak namazı hafiften almayı, yani uzun tutmamayı yeğleyeceklerdir. İşte butun bunlar, insanlara karşı bir rahmet ve şefkat eseri olarak bizzat Resûl-i Ekrem Efendimiz tarafından sistemleştirilmiştir.
Tek başına, kendi kendine namaz kılan kimse ise dilediği kadar uzatmakta serbesttir. Nitekim Peygamber Efendimiz de evinde tek başına kıldığı nÂfile namazları dilediğince uzun tutmuşlardır.
HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ
1. Namaz kıldırmak uzere cemaate imam olan kimse namazı hafif kıldırmalı, uzatmamalıdır.
2. Tek başına namaz kılan, dilediği kadar uzatabilir.
3. Namazı uzun kıldıran imamın uyarılması cÂizdir.
4. İslÂm cemaat dinidir. Cemaati onleyici davranışlardan sakınmak gerekir.
5. İslÂm ’ın rahmet ve şefkat dini oluşunu ibadetlerimize de yansıtmalıyız.
Kaynak: Riyazus Salihin, Hadis-i Şerif Tercumesi, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan