
Muslumanların gizli-acık her konuşma ve tavırları olumlu ve hayırlıdır. Bir kişiyi dışlayarak fısıldaşmak İslÂmî edebe aykırı ve haramdır.Uc kişi birarada bulunurken - ihtiyac hali dışında- ucuncuden izin almaksızın diğer iki kişinin gizlice konuşmalarının yasaklanmış olduğu...
"Gizli konuşmalar şeytandandır." (MucÂdele sûresi (58), 10
NecvÂ, gizli gizli konuşmak, fısıldaşmak demektir. İslÂm'ın başlangıcında İslÂm duşmanları bir araya gelir ve gizli gizli bir şeyler fısıldaşırlardı. Yasaklanmış olmasına rağmen onların bu yasağa uymayıp gunah işlemek, duşmanlık yapmak ve Hz. Peygamber ’e karşı gelmek hususunda gizli gizli konuşmaya devam ettikleri aynı sûrenin sekizinci Âyetinde haber verilmektedir. Onların maksadının "mu'minleri uzmek" olduğu onuncu Âyetin devamında acıkca bildirilmektedir. Şeytanın işi de zaten muminleri uzmek, şaşırtmak ve yoldan cıkarmaktır. Ne var ki, "Şeytan, Allah'ın izni olmadıkca mu'minlere hic bir zarar veremez." Bunun icin mu'minlerin Allah'a guvenip dayanmaları gerekmektedir.
İslÂmiyet, muÂşeret kurallarına son derece onem veren bir dindir. Medenî bir toplumun oluşmasında beşerî ilişkilerin tanzimi ve işletilmesi buyuk bir yere sahiptir. Bu sebeple muslumanların gizli-acık her konuşma ve tavırları olumlu ve hayırlıdır. Tıpkı MucÂdele sûresinin dokuzuncu Âyetinde buyurulduğu gibi: "Ey mu'minler! Aranızda gizlice konuşacağınız zaman gunahı, duşmanlığı ve Peygamber'e karşı gelmeyi fısıldaşmayın. İyilik ve takvÂyı konuşun. Huzuruna toplanacağınız Allah'tan korkun!"
Âyet, birinci derecede Hz. Peygamber zamanındaki mu'minlere veya bazı mufessirlerce işaret edildiği uzere, mu'min gorunen munÂfıklara hitabediyorsa da cağrısı butun muslumanlaradır.
FISILDAŞMA YASAĞI
İbni Omer radıyallahu anhumÂ'dan rivayet edildiğine gore Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
"Uc kişi bir arada iken, diğerini bırakıp ikisi fısıldaşmasın."[1]Hadisi Ebû DÂvûd şu ziyÂde ile rivÂyet etti (Edeb 24): RÂvilerden Ebû SÂlih dedi ki; İbni Omer'e "Peki dort kişi olurlarsa?" diye sordum. "O zaman sakıncası yoktur" dedi.
İmam MÂlik Muvatta'da (KelÂm 13,14) Abdullah İbni DînÂr'ın şoyle dediğini nakleder:
Bir gun ben Abdullah İbni Omer ile birlikte HÂlid İbni Ukbe'nin carşı icindeki evinde bulunuyordum. Bir kişi gelip İbni Omer'in yanında benden başka kimse olmadığı halde onunla gizlice konuşmak istedi. Bunun uzerine İbni Omer, derhal bir başkasını cağırdı, biz evde dort kişi olduk. İbni Omer, bana ve cağırdığı kişiye, "Siz biraz birlikte oyalanınız. Zira ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in, "Uc kişi bir arada iken, ikisi oburunden ayrı olarak fiskos etmesin" buyurduğunu işittim, dedi.,
FISILDAŞMA UCUNCU KİŞİYİ UZER
İbni Mes'ûd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine gore Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
"Uc kişi bir arada bulunduğunuz vakit, başka insanlara karışıncaya kadar, (icinizden) iki kişi, diğerini bırakıp fısıldaşmasın. Cunku bu fısıldaşma, o kişiyi uzer." [2]Uc kişi bir arada iken, ikisinin bir tarafa cekilip gizli gizli konuşmaları, ucuncu kişiyi işkillendirir. Kendisi hakkında kotu bir şey planlandığını zanneder. En azından, kendisini konuşmalarına ortak etmedikleri icin uzulur. Boyle bir tavır, orada bulunanlar arasında soğukluğa ve guvensizliğe sebep olur. Bu sebeple Resûl-i Ekrem Efendimiz, boyle bir davranışın İslÂm muÂşeret kurallarına uygun olmadığını bildirmiş ve yasaklamıştır. İmam MÂlik ve Nevevî bu yasağın, haram anlamında olduğu goruşundedirler. Ancak hemen hatırlatalım ki, ucuncu kişiden izin almak suretiyle yapılacak gizli konuşmada, pek tabii ki herhangi bir sakınca yoktur.
UCTEN DAHA FAZLA KİŞİ VARSA YİNE FISILTIYLA KONUŞULMAZ
Ucten cok kişinin bir arada bulunduğu bir mecliste de, bir kişiyi dışlayarak hepsi birden kendi aralarında fiskos edecek olsalar, hukum yine aynıdır. Bu da yasaktır. Ote yandan bir mecliste, iclerinden birinin bilmediği bir dille konuşmak da gizlice fısıldaşmak hukmundedir. Cunku bu durum o kişiyi uzer ve şuphelendirir. Ucten fazla kişinin bulunduğu bir toplantıda iki kişinin kendi arasında fısıldaşması yasak değildir. Cunku, kimse yalnızlığa itilmemiş olup diğerleri de kendi aralarında konuşabilirler.
Resûl-i Ekrem Efendimiz'in sunnetini imkÂn olcusunde aynen yaşamaya cok ozel bir gayret ve titizlik gosteren Abdullah İbni Omer, -Allah babasından ve kendisinden rÂzı olsun- Hz. Peygamber'in bu konudaki tavsiyesine nasıl uyulabileceğini fiilî olarak gostermiştir. Gizli goruşme isteyen bir kişi yanına gelince, daha onceden yanında bulunan arkadaşını yalnız bırakmamak icin hemen bir dorduncu kişiyi cağırıp siz ikiniz şuracıkta biraz meşgul olun, diyerek tedbir almış ve ozel goruşmesini yapmıştır. Boyle davranmasının gerekcesi olarak da Peygamber Efendimiz'in “Uc kişi bir arada iken, ikisi oburunden ayrı olarak fısıldaşmasın" tavsiyesini gostermiştir.
İkinci hadiste yer alan "başka insanlara karışıncaya kadar" kaydını İbni Omer, bir başkasını yanlarına cağırmak suretiyle gercekleştirmiştir. Bu da insanlara karışmanın bir başka yoludur.
Bilhassa İslÂmiyetin ilk yıllarında, musluman olmayanların kendi aralarında gizli gizli konuşmaları, kaş goz işaretleriyle muslumanlar hakkında bir şeyler planladıkları izlenimi vermeleri, muslumanları son derece uzuyordu. Durum bugun de aynıdır. Bazı kişi ve kurumlarda tavır hic değişmemiştir. Kendilerine ağır gelen bir durumu, muslumanların, başkalarına uygulamaları ise, elbette hic yakışık almaz.
HADİSLERDEN OĞRENDİKLERİMİZ
1- Dinimiz, muÂşeret kurallarına buyuk onem vermektedir.
2- Dostluk, acıklık ve şeffaflık ister.
3- Bir kişiyi dışlayarak fısıldaşmak İslÂmî edebe aykırı ve haramdır.
DİPNOTLAR
[1] BuhÂrî, İsti'zÂn 45; Muslim, SelÂm 36; Ayrıca bk. Ebû DÂvud, Edeb 24; İbni MÂce, Edeb 50.
[2] BuhÂrî, İsti'zÂn 47; Muslim, SelÂm 37, 38; Ayrıca bk. Ebû DÂvud, Edeb 24; Tirmizî, Edeb 59; İbni MÂce, Edeb 50.
Kaynak: Riyazus Salihin, Hadis-i Şerif Tercumesi, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan