
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor: “Kim AllÂh ’a ve Âhiret gunune inanıyorsa ya hayır soylesin, yahut sussun (sukût etsin). Kim AllÂh ’a ve Âhiret gunune inanıyorsa komşusunun şerefini korusun (komşusuna iyilik etsin). Kim de AllÂh ’a ve Âhiret gunune inanıyorsa misÂfirine ikrÂm etsin.” (BuhÂrî, Muslim)“Sizden biriniz akarını (ev, bostan, bahce gibi sÂbit mulkunu) satmak isterse onu evvelÂ, komşusuna arz etsin. (Cunku ona komşusu ya tÂlip olur, yahut iyi bir komşuluk edecek hayırlı bir muşteri bulur.)” (Ebû YÂlÂ)
KEFARETİ OLMAYAN BEŞ GUNAH
“Şu beş gunahın keffareti yoktur; yani bunlar keffaretle de odenmezler:
1- CenÂb-ı AllÂh ’a eş koşmak.
2- Haksız ve hukumsuz cana kıymak.
3- Mu ’mine iftira etmek.
4- MuhÂrebe gunu kacmak.
5- Bir malı haksız olarak kesecek (ve hakkı iptal ve) hapsedecek yemin (ile and-etmek).” (Ahmed bin Hanbel)
Hadîs-i şerîfin metninde gecen (صٰابِرَةٌ) sabır, lugatte hapsetmek demektir. Yemin ile ilzam ve hukmedilen ve bundan dolayı gerek oluyorsa hapsolunan adamın andına da orfte “yemîn-i sabr” denilir.
HER AMEL VE HAREKETİNDE ALLAH'IN RIZASI
“YÂ Allah! Hakîkî hayat Âhiret hayatıdır. Artık sen ensarı da muhacirleri de mağfiret et! Yargıla!” (BuhÂrî, Muslim)
Enes -radıyallahu anh- rivÂyet ediyor:
Rasûlullah -sallallÂhu aleyhi ve sellem- Medîne-i Munev-vere ’nin mudafaası icin hazırlanmakta olan hendeğin yanına doğru cıkmıştı. Gordu ki muhacirlerle ensar sabahın soğuğunda hendeği kazıp duruyorlar. Bu işlerini yapacak koleleri de yok. Onların bu hizmetini ve (buna munzam olan) aclığı gorunce bu hadîs-i şerîfi îrad buyurdu. Bunun uzerine ensar ve muhacirler şu recez ile cevap verdiler:
“Biz sağ oldukca (duşmanlara) cihad (etmek, savaşmak) uzere Hazret-i Muhammed -sallallÂhu aleyhi ve sellem- ’e bey ’at ettik, kat ’î soz verdik.”
Bu hadîs-i şerîften oğrendiğimize gore muslumanlar, her amel ve hareketinde AllÂh ’ın rızÂsını kazanmaya niyet etmeli ve hareketleri de o niyete uymalıdır.
FIRSAT BİLİNECEK BEŞ ŞEY
“Beş şeyi şu beş şeyden evvel ganîmet (ve fırsat) bil!
1- Olumden evvel hayatını.
2- Hastalığından evvel sıhhatini.
3- Meşguliyetten evvel boş (ve musÂ-it) vaktini.
4- İhtiyarlıktan evvel gencliğini.
5- Fakirlikten evvel zenginliğini.” (HÂ-kim)
“Kula kıyÂmet gununde ilk sorulacak nîmet -suali- kendisine -şoyle- denilmesi olacaktır:
Senin bedenine sıhhat vermedik mi? Seni soğuk sudan icirip kandırmadık mı?” (Tirmizî

“Kim bir hastayı ziyÂret ederse oradan donunceye kadar cennetin devşirilmiş meyveleri icinde kalmakta devam eder. (Yani cennetin nîmetlerine kavuşanların sevabına nÂil olur.)” (Muslim)
“Hastanın yanına girdiğiniz zaman ona ecel hakkında iyice soluk aldırın (yani ferahlık ve umit verin). Bu gercek bir şey gidermez -ecelin onune gecemez amma- o hastanın rûhuna sukûn ve emînlik verir. (Onu ferahlandırır.)” (Tirmizî

(Ramazanoğlu M. SÂmi, MusÂhabe-5, s. 155-160)
Kaynak: Mahmud Sami Ramazanoğlu, Altınoluk Dergisi, 383. Sayı
İslam ve İhsan