
Maddî mÂnevî yukselmek cok calışmakla olur. İnsan calışması kadar derece kazanır, boylece AllÂh ’a kulluk vazifesi de her turlu calışmada kendini gosterir.
Ey kardeş!
İnsanlık tarihinde; İslÂmiyet kadar, calışmanın ehemmiyetini bildiren bir din gorulmemiştir.
İSLAM'DA BAŞKALARINA YUK OLMAK YASAKTIR
İslÂm dîni, hicbir Muslumana; tembelliği, miskinliği hicbir zaman cÂiz gormemiştir. Cunku tembel insan, mutlaka başkalarının sırtından gecinmek ister. Calışıp kazanmaktan kacar ve herkese yuk olur.
İslÂmiyet ’te başkalarına yuk olmak da yasaktır.
CenÂb-ı Hak; insanlara vereceğini va‘dettiği rızkı, calışmak şartına bağlamıştır. Rızık icin olanca kudretiyle calışmak, insanın vazifesi; rızkı yaratmak ve ihsan etmek de AllÂh ’ın şÃ‚nındandır.
Yol yurumekle, merdiven cıkmakla biter; maddî mÂnevî yukselmek de cok calışmakla olur. Zaten, insanın calışmasına luzum olmasaydı; Allah rızık icin calışmak kaidesini kÂinÂta hÂkim kılmazdı. Yine de her şeyi vermeye Allah muktedirdir. HÂlbuki insan; calışması kadar derece kazanacak, Allah ’tan isteyecek, boylece AllÂh ’a kulluk vazifesi de her turlu calışmada kendini gosterecek.
CALIŞMAYAN MİLLET BAŞKALARINA MAHKUMDUR
Şu muhakkaktır ki:
Calışmayan insan, herkesin nazarında hor ve hakirdir. Calışmayan millet, başkalarına esir olmaya mahkûmdur.
Dinde, ahlÂkta, ilimde, sanatta vesÂir butun hayat şubelerinde, tarlada, ticarette daima calışmak başta gelmektedir. Bunu bilmeyen millet, yabancılara muhtac kalmaktan kurtulamaz. Başkalarından ihtiyacını alabilmek icin de bircok hususlarda zarar cekmeye ve kıymetli varlıklarından fedÂkÂrlık yapmaya mecbur olur.
BinÂenaleyh; ailece, milletce refaha kavuşmanın, yukselmenin tek caresi calışmaktır. Herkes omuzundaki vazifeyi doğru durust yapmalıdır.
HER AKIL SAHİBİNİ MESULİYETİ
En kıymetli sermaye olan vakit nimetinin boş yere gecirilmesi icin; eğlence yerlerine koşmak, kahve koşelerine sokulmak, kumar masalarına sarılmak, icki Âlemlerinde sızmak ve sÂir batakhÂnelerde surunmek, hatt bunların yapılmasına ve boylelerin coğalmasına goz yummak bile, doğrusu en buyuk millî zarar, en fecî felÂketlerin, cinayetlerin başlıca sebebidir. Bunda buyuk kucuk her akıl sahibinin mes ’ûliyeti coktur.
Vatanında huzur, hayatında yukselme isteyen her vatandaş, bilhassa bu vatanın asıl sahibi Musluman Turkler; hicbir anlarını boş gecirmemelidirler. Para, vakit ve sıhhat sermayelerini en iyi şekilde değerlendirmelidirler. Bunu dînî, vatanî, vicdÂnî ve millî en buyuk vazife bilmelidirler.
Sermayesini sokağa atan tuccar, mutlaka nasıl iflÂs ederse; omur sermayesini kahvehÂne, meyhÂne, oyunhÂne, kumarhÂne, tembelhÂnelere atan, israf edip olduren insan da elbette ebedî iflÂsa mustehak olur. AllÂh ’ın huzûruna eli boş ve kara yuzle gider. Borc icinde bunalmış olarak gider. Bu vatanda yaşayan herkes; nerede, ne iş yaparsa yapsın, milletce kalkınmayı gaye edinmeli, durust calışmalı, istiklÂli korumak icin cok calışmanın şart olduğunu unutmamalıdır.
CenÂb-ı Hak buyurur ki:
“Biz (Azîmu ’ş-ŞÃ‚n) geceyi istirahat, gunduzu de calışma zamanı olarak yarattık.” (el-Furkān, 47)
Allah sevgisini, calışmaya bağlayan Sevgili Peygamberimiz de rivÂyete gore şoyle buyurmuştur:
“Allah, elinden iş gelen sanatkÂr mum ’in kulu sever.” (TaberÂnî, Evsat, 8/80; Beyhakî, Şuabu ’l-ÎmÂn, 2/88)
Yine hadis olarak meşhur, hat levhalarında da cok gorduğumuz bir ifade de şoyledir:
“Calışan, AllÂh ’ın sevgili kuludur.”
Calışan, vazifesini yapan; dunyada da sevgilidir, Âhirette de sevgilidir. LÂkin îmÂna hizmet ve AllÂh ’a kulluk başta olmak uzere, butun vazifeleri yapmaya calışmak şarttır. (Tahsin YAPRAK, Sesleniş 1, s. 143-145 ’ten tasarrufla istifade edilmiştir.)
HelÂl kazanmaya gayret edenler,
Hakk ’ın rızÂsına erer, demişler.
HelÂl kazancından infÂk edenler,
Cennet-i a‘lÂya girer, demişler. (GulzÂr-ı İrfan)
Kaynak: İrfan Ozturk, Yuzakı Dergisi
KADINLARIN CALIŞMASI KONUSUNDA İSLAM'IN HUKMU NEDİR?
İslam ve İhsan