Tasavvuf, kÂmil insan yetiştirme sanatıdır. Bu sebeple sabır ve sebÂta en fazla ihtiyac duyulan bir yoldur. Tahammulsuzluk, şikÂyet ve bezginliğin başladığı yerde tasavvuf biter.Tasavvuf ehli; ince, nÂzik ve derin ruhlu olmalıdır. Allah rızÂsını on planda tutmalı, kimseyi incitmemeli ve kimseden incinmemelidir. Allah icin affetmeli, insanları gonul dergÂhında toplayarak MevlÂn Hazretleri gibi “Gel, gel, ne olursan ol yine gel!” diyebilmelidir. Gonul dergÂhına giren kimseler de orada arınıp temizlenmeli ve engin bir huzura kavuşmalıdır.

RUHANİ GUZELLİKLER TAŞIRAN BİR HİKMET PINARI

Peygamberlerin maddî bir mirası yoktur. Onların en guzel mirası, karakter ve şahsiyet mirası, “ahsen-i takvîm” mirasıdır. Bizim de ardımızdan gelecek olanlara bırakabileceğimiz en guzel miras; sağlam bir karakter, yuksek bir seciye ve guzel bir şahsiyet mirasıdır. Bunun icin de irşÃ‚d cok muhimdir. İrşÃ‚dın, dÂim rûhÂnî guzellikler taşıran bir hikmet pınarı olması lÂzımdır ki, bu da kuvvetli bir sabır ve sebat ile mumkun olabilir.

BÂzen insan, irşÃ‚dına gayret sarf edecek kimseyi bulamayınca; “Ne yapayım, kÂbiliyet yok, devran bozuk, kimse gelmiyor!” şeklinde nefsÂnî mÂzeretler uretir. CenÂb-ı Hakk ’ın, taş duvarın icinden incir ağacı cıkarması, bu tur nefsÂnî mÂzeretlere karşı en guzel bir cevaptır. Zira imkÂnsız gibi gorunen nice işler, sabır, sebat ve samimî gayretlere CenÂb-ı Hakk ’ın lutfettiği bereketle mumkun hÂle gelir. Nitekim Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gercekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” (el-İnşirÂh, 5-6)

Bu yolda kızıp, usanıp uzaklaşmak veya birilerine ofkelenip onları uzaklaştırmak asl yoktur. Ofkelenmek; hat ve kusura karşıdır, onu işleyene ise merhametle yaklaşıp hatÂsını duzeltmesi icin sabırla yardımcı olmak gerekir. Bunun icin de dÂim kardeşlerimizin kalbine ve rûhuna girebilecek bir damar bulmamız îcÂb eder.

PEYGAMBERİMİZ SABIRLA MUAMELE EDERDİ

Rasûlullah Efendimiz de dÂim ruhlara girecek bir damar bulurdu. Koleye, cocuğa, bedevîye, sucluya uşenmeden, yorulmadan, incinmeden oyle hoş bir muÂmelede bulunurdu ki onların gonlune omur boyu unutamayacakları tatlı hÂtıralar nakşederdi.

Peygamber Efendimiz hayatı boyunca bedevîlerin kaba, haşin ve nezÂketsiz davranışlarına sabredip dÂim mulÂyemetle karşılık vermiş, onları hoş gorup isteklerini yerine getirmiştir.

Hatt munÂfıkların kasıtlı ve fitne cıkarmak maksadıyla yaptıkları kaba ve hatÂlı davranışlara bile maslahat îcÂbı sabretmiş, onlara ihsanlarda bulunarak hoyrat davranışlarını yumuşatmıştır. Boylece onların pek cok zararlı hÂl ve davranışlarını bertaraf etmiştir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Sohbet ve Adabı, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan