
Hayat iyilikle kotuluğun mucadelesi şeklinde gecmektedir. Ve butun iyilikler, kotuluklerin zıddı, belki hasmıdır. Muslumanlığımızı kemiren kotulukleri azaltarak izÂle etmenin yolu iyilikleri coğaltmaktır. O bakımdan, yapılacak nefis sorgulamasında verilecek olumlu cevapları artırmak, hayatî derecede onemli.Hûd sûresinde şoyle buyruluyor: “O halde seninle beraber tovbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Cunku O, sizin yaptıklarınızı cok iyi gorendir. Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız). Sizin Allah ’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O ’ndan da) yardım goremezsiniz! Gunduzun iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde namaz kıl. Cunku iyilikler kotulukleri (gunahları) giderir. Bu, oğut almak isteyenlere bir hatırlatmadır. (Ey Muhammed!) Sabırlı ol, cunku Allah guzel iş yapanların mukÂfatını zayi etmez.”[1]
MUSLUMANLIĞIMIZI DOKUYAN BAŞLICA OZELLİKLER
Bu mubÂrek Âyetler, Musluman­lığımızı dokuyan başlıca umdelerden bazılarını hatırlatıyor. Bunlar; doğruluktan ayrılmamak, aşırı gitmemek ve butun yapılanları Yuce Allah ’ın gorduğu, bildiği bilinciyle yaşamaktır. ZÂlimlere meyletmemek, ilÂhî azaptan sakınmak ve CenÂb-ı Hakk ’ın mu ’minlerin dostu olduğunu akıldan cıkarmamaktır. Bu şuurda yaşamazsak O ’ndan yardım gormeyeceğimizin bilincinde olmaktır. Farz namazları ihlasla, huşû ile ta‘dîl-i erkÂna riÂyet ederek, vaktinde ve mumkun mertebe cemaatle eda etmektir. Buraya kadar sayılanların sonuncusu vesilesiyle hasbe ’l-beşeriyye işlenen gunah ve kotuluklerin giderileceği beyanına burada dikkat cekmek isteriz. Evet, konumuzu teşkil eden Âyetler, oğut almak isteyenlere bunları hatırlatıyor ve muvaffakiyet icin sabrı tavsiye ediyor. Guzel iş yapanların ecri zÂyi edilmez mujdesini veriyor. Aslında bunlar, hepsi de ayrı ayrı uzerinde durmayı gerektiren onemli hususlar. Ancak biz burada sadece bir cumle uzerinde duracağız.
İYİLİKLER KOTULUKLERİ GİDERİR
Şoyle ki; bu Âyetleri okuyunca “Kur ’Ân-ı Kerîm mu ’min gonullere sanki her an nuzûl ediyor” diye duygulanıyorum. “Dinginlikle huzûruna oturabildiğimiz vakitlerde sÂdece bir Âyet-i kerîmeden veya oradaki bir cumleden onumuze ufuklar acılıyor.” Beni boyle duşunmeye sevk eden “İyikler kotulukleri (gunahları) giderir” cumlesi oluyor. “YÂ Rab! Bu ne kadar kapsayıcı bir oğut! Hayatımıza iyilikleri hÂkim kılmak icin ne teşvikkÂr bir ifade!” diye icin icine sığmıyor. Duşunun; burada sayılanlara sahip cıktıkca, bunların zıddı olan kotuluklere karşı bir cehdi aynı zamanda kuşanmış oluyorsunuz.
NAMAZ İNSANI İYİLİĞE TAŞIR
Burada “iyiliklerin kotulukleri gidereceği” mujdesinin, namaz emrinden hemen sonra verilmesi onemlidir. Cunku Muslumanlığımızı ayakta tutan umdelerin başında namaz var. Kelime-i şehÂdetle girilen İslÂm dairesinde Âkıl ve bÂliğ olan herkesin omrunce edÂsıyla mukellef ve muşerref olduğu alÂmet-i fÂrika namazdır. Tefsirde belirtildiğine gore her namaz bir hasene/bir iyilik demektir. Ve gunde beş vakit namaza devÂm eden mu ’minin beşeriyet icÂbı yaptığı hatalar silinip gider. Rasûlullah (s.a.v.) “Buyuk gunahlardan uzak durmak kaydıyla bir namaz, diğer namaza kadar olan gunahlara keffarettir (yani onları giderir.)”[2] mujdesini veriyor.
NAMAZ KOTULUKLERDEN ALIKOYAR
Başka bir hadîs-i şerîfte ise “Kul bir gunah işler de peşinden kalkıp abdest alır ve namaz kılar, gunahından mağfiret dilerse, onu bağışlamak Allah TeÂl ’ya hak olmuş olur.”[3] buyuruyor. Âyet-i kerîmede ise “(Resûlum!) Sana vahyedilen Kitab ’ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayÂsızlıktan ve kotulukten alıkoyar... Allah ’ı anmak elbette (ibadetlerin) en buyuğudur. Allah yaptıklarınızı bilir.”[4] buyrulmaktadır. Nitekim hakkı verilerek kılınan namazın, ruhu ulvîleştireceği ve mutlaka kotulukten alıkoyacağı, yukarıda zikredilen Âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerle benzerlerinde beyÂn edildiği gibi[5] iyiliğe sevk etmeyen, kotuluklerden alıkoymayan namazın ise sırtta taşınan bir vebal olacağı İslam buyukleri tarafından ifade edilmiştir.
Ancak tefsirde belirtildiğine gore “iyiliklerin kotulukleri silip goturmesi, sadece namaza mahsus bir durum değildir. Konumuzu teşkil eden Âyet-i kerîmede namaz, misal olarak verilmiştir. Aynı durum diğer ibadetler icin de gecerlidir. Îmanla birlikte yapılan her iyilik, insanı kotuluklerden uzaklaştırır. Gunahların affedilmesine, kotuluklerin giderilmesine vesîle olur.”[6]
İYİLİKLERİN EN İYİSİ ALLAH'I HAKKINCA BİLMEKTİR
Rûhu ’l-BeyÂn ’da ise “İyiliklerin en iyisi Allah ’ı hakkınca bilmektir. Bunun yolu tevhîde sarılmak ve nefsin hevÂsına karşı koymaktır.”[7] denilmiştir. Sahabe-i kirÂm; “YÂ Rasûlallah! LÂ ilÂhe illallÂh demek iyiliklere dÂhil midir dediklerinde, Efendimiz (s.a.v.); O, iyiliklerin en iyisidir.”[8] buyurmuşlardır.
Hayat iyilikle kotuluğun mucadelesi şeklinde gecmektedir. Ve butun iyilikler, kotuluklerin zıddı, belki hasmıdır. Konumuzu teşkil eden Âyetlerde bu iki zıddın birincisini olabildiğince coğaltmak gerektiğine işaret edilmiştir.
GUNAHA GOTUREN İSTEKLERDEN KURTULMANIN YOLU
Nitekim herhangi bir kapta birden fazla karışımdan meydana gelen bir kutle bulunsa, bunlardan birinin miktarını artırdıkca tabiî olarak diğerleri azalmış olacaktır. Gitgide miktarı artırılan nesnenin rengi, kokusu ve tabiatı kabın icinde hÂkim olacak, oburleri yok denilecek derecede silik ve etkisiz kalacaktır. Gunaha goturen isteklerin baskısından kurtulmanın ve ruh yuceliğine erişmenin en sağlam yolunu gosteren bu Âyetlerden anlıyoruz ki bu, en geniş manada Allah ’ı anmakla mumkundur. O da Kur ’an tilavetinde ve namazlardadır.
Kur ’Ân tilÂveti, manasını duşunerek okuyanlar icin daha once farkına varılmayan nice hikmet ve ibretlere kapı acar, duygu ve duşunceyi ulvî Âlemlerde seyrettirir. Pek cok hadis-i şerîfte Kur ’Ân tilavetinin teşvik edilmiş olması, bunun delilidir.[9] Namazın butun heybet muhabbetiyle şahsiyete yerleşmesi de bu acıdan fevkalÂde muhimdir. Bilincli bir musallînin bilerek kotuluk işlemesi ve kotulukte ısrar etmesi tasavvur olunamaz.
MUSLUMANDA BULUNMASI GEREKEN HUSUSİYETLER
Kanaatimizce yukarıda meÂli arzedilen Âyetlerde sayılanlardan başlayarak, Muslumanda kÂmil mÂnÂda bulunması gereken hususiyetler uzerinde tek tek durup duşunmek lÂzım. Mesel doğrulukla ilgili, mesel zÂlimlere meyl etmemekle ilgili, mesel maiyyet şuuruyla yaşamakla ilgili... VelhÂsıl, girişilecek ciddî bir muhasebede tespit edilecek butun madde başlıkları uzerinde; “Bu konuda neredeyim, nerede olmam gerekiyor?” gibi bir muhasebeye girişmek lÂzım.
Muslumanlığımızı kemiren kotulukleri azaltarak izÂle etmenin yolu iyilikleri coğaltmaktır.[10] O bakımdan, yapılacak nefis sorgulamasında verilecek olumlu cevapları artırmak, hayatî derecede onemli.
Dipnotlar: 1) Bkz; 11/112-115. 2) Muslim, TahÂret, 16. 3) Ebû DÂvud, Vitr, 26. 4) Ankebût sûresi, 29/45. 5) Muslim, TahÂret, 7 ve 14. vb. 6) Hakk ’ın DÂveti Kur ’Ân-ı Kerîm MeÂli ve Tefsîri, Prof. Dr. Omer Celik, Erkam Yayınları, 2013, c. 2, s, 590. 7) Bkz; c. 8, s. 556. 8) Munzirî, Terğîb, III/75. 9) Bkz; BuhÂrî, FezÂilu ’l-Kur ’Ân, 21; BuhÂrî, Tevhîd, 52; BuhÂrî, İlm, 55; Muslim, MisÂfirîn, 152 ve 253; Ebû DÂvud, Vitr, 20. 10) Bkz; Nahl sûresi, 16/125.
Kaynak: Cafer Durmuş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 395
İslam ve İhsan