
Abdest alıp, gusul ve teyemmum yaparken, elbise, ayakkabı, mest ve pantolon giyerken, mescide girerken, diş fırcalarken, surme cekerken, tırnak kesip bıyıkları kısaltırken, koltuk altını temizleyip başı tıraş ederken, namazdan cıkarken, yeyip icerken, tokalaşırken, hacer-i esvedi selÂmlarken, tuvaletten cıkarken, bir şeyi alıp verirken ve benzeri guzel işleri yaparken sağ organları kullanmanın makbûl olduğu; burun silerken, tukururken, tuvalete girerken, mescidden cıkarken, mest, ayakkabı, pantalon ve elbiseyi cıkarırken, tahÂret yaparken ve benzeri işleri îf ederken sol organları kullanmanın makbûl olduğu hadis-i şerifler ışığında şoyle belirtiliyor.“Kitabı sağ tarafından verilen: İşte alın, okuyun kitabımı, der.” (HÂkka Sûresi, 19)
Kitabı sağ tarafından verilen kişi, yukarıdaki sozlerini şoyle tamamlar: “Ben hesabımla karşılaşacağıma kesin olarak inanıyordum.” Âyetin devamında bu mutlu insandan şoyle soz edilmektedir: “Artık o hoşnut olacağı bir hayat icindedir. Yuksekce bir cennette, meyveleri yakın, eli altında bir yerde bulunacak; (onlara şoyle denilecek

AMEL DEFTERİ SAĞ TARAFTAN VERİLEN KİMSELERBu Âyet, aşağıdaki Âyetlerle birlikte acıklanacaktır.
“Sağda olanlar, nasıl da mutludur onlar! Solda olanlar, nasıl da mutsuzdur onlar!” (VÂkıa sûresi (56), 8-9)
“Sağda olanlar”, bir onceki Âyette belirtilen, kitabı sağ tarafından verilen kimselerdir. Her iki Âyette de, kitabı, yani dunyada yaptığı butun işlerin yazılı olduğu amel defteri sağ tarafından verilen kimselerin rahatı, bahtiyarlığı ve kendinden eminliği belirtilmektedir. VÂkıa sûresinde, yukarıdaki Âyetlerin devamında, sağda olanlara ikram edilecek nimetler daha teferruatlı olarak sayılmaktadır.
Kur ’Ân-ı Kerîm ’de, dunya hayatında başarılı bir imtihan veren ve CenÂb-ı Hakk ’ın kendileri icin cizdiği doğrultuda hareket eden mu ’minleri belirtmek uzere kullanılan terimlerden biri, “sağda olanlar” veya “kitapları sağdan verilenler” sozudur. Bunlar daha cok ashÂbu ’l-yemîn veya ashÂbu ’l-meymene ifadeleriyle anılırlar.
Yine Kur ’Ân-ı Kerîm ’de ashÂbu ’ş-şimÂl veya ashÂbu ’l-meş ’eme sozleriyle de, Allah ’ın buyruklarına uymayan, bu sebeple de kendilerine ve yakınlarına zararı ve uğursuzluğu dokunan kimseler anlatılmak istenmiştir. Sonuc itibariyle, bunlara da, amel defterlerinin sol veya arka taraflarından verileceği belirtilmiştir.
İsr Sûresi ’nin 13-14., İnşikÂk sûresinin 7-15. Âyetleriyle ve daha başka Âyet-i kerîmelerde, amel defteri hakkında bilgi verilmektedir.
Meseleye konumuz acısından bakınca şunları da soylemek gerekir: Sağ el ve sağ taraf sozleriyle, dinimizde ve dinî kitaplarımızda sağlamlık, durustluk, uygunluk, temizlik, uğur, hayır ve kazanc gibi olumlu mÂnalar kastedilmiştir. Yaptığımız iyilikleri yazan meleklerin sağda olduğu, hatalarımızı yazan meleklerin de sol tarafımızda bulunduğu kabul edilir. Meleğin insana sağdan, şeytanın soldan yaklaştığı duşuncesi de boyledir. Bu arada iyilerin amel defterlerinin sağdan, gunahkÂrların amel defterlerinin soldan verileceği Âyetleri de dikkate alınca, sağ tarafın iyi ve guzeli temsil ettiği, sol tarafın da olumsuzlukları hatıra getirdiği gorulmektedir. İşte bu sebeple guzel işlerin hep sağ organlarla, boyle olmayanların da sol organlarla yapılması uygun gorulmuştur.
PEYGAMBERİMİZ SAĞ TARAFTAN BAŞLAMAYI PEK SEVERDİHazret-i Ayşe, şoyle dedi:
“Resûlullah temizlenmeye, taranmaya, ayakkabısını giymeye varıncaya kadar her işe sağdan başlamayı pek severdi.” [1]
Hazret-i Ayşe, şoyle dedi:
“Resûlullah sağ elini temizlik ve yemek icin, sol elini de tuvalette temizlenmek ve benzeri işler icin kullanırdı.” [2]
SAĞIN İSLAM'DAKİ OZEL MÂNASIKonumuzun başındaki Âyetleri acıklarken, sağın İslÂmiyet ’te ozel bir mÂnası bulunduğunu, sağlamlık, durustluk, uygunluk, temizlik, uğur, hayır ve kazanc gibi olumlu mÂnalar ifade ettiğini, kısaca sağ tarafın iyi ve guzeli temsil ettiğini belirtmiş ve buna misaller vermiştik.
İşte bu sebeple Peygamber Efendimiz abdest alırken, sacını, sakalını tararken, ayakkabısını ve elbisesini giyinirken, yerken ve icerken, birine bir şey verirken veya alırken, kısacası guzeli ve temizliği ifade eden her işi yaparken sağdan başlamayı veya bunları sağ elle yapmayı Âdet edinmişti ve boyle yapmaktan hoşlanırdı. 722 numaralı hadisin Sahîh-i BuhÂrî ’deki rivayetlerinde, Resûl-i Ekrem Efendimiz ’in bunu “mumkun olduğu olcude yapmaya calıştığı” belirtilmektedir.
“Sol” ve “sol taraf” mefhumu dinimizde coğu zaman olumsuz bir mÂna taşıdığı icin Resûl-i Ekrem Efendimiz, genellikle burun silmek ve tuvalette tahÂret yapmak gibi kirli bir şeyden temizlenmek, kirliliği hatıra getiren tuvalet ve benzeri yerlere girmek veya insanın vucudunu orten ve koruyan mest, ayakkabı, pantalon ve elbise gibi şeyleri cıkarmak, yahut mescit gibi ulvî bir mekÂndan cıkmak gerektiğinde hep sol el veya ayağını kullanmayı tercih ederdi. Tukururken bile sağ tarafına değil sol tarafına tukururdu.
Bir musluman bu genel kaideleri dikkate alarak hangi işleri sağ elle, hangilerini sol elle yapmak gerektiğine karar verebilir. Mesel cÂmiye girerken ayakkabısıyla birlikte kitabını taşımak durumunda olan bir kimsenin, kitabı sağ eline, ayakkabıyı da sol eline alması uygun olur.
HADİSLERDEN OĞRENDİKLERİMİZ1- İyi, guzel ve olumlu her işi sağ elle, boyle olmayanları sol elle yapmak gerekir.
2- İnsanda guzellik ve ulvîlik duygusu uyandıran bir yere girerken sağ ayakla, boyle olmayan yerlere de sol ayakla girmelidir.
ABDESTE SAĞ TARAFTAN BAŞLAMAK SUNNETTİRUmmu Atıyye ’den (r.a.) rivayet edildiğine gore, Resûlullah kızı Zeynep ’i (r.a.) yıkayan kadınlara şoyle buyurdu:
“Sağ tarafından ve abdest organlarından başlayın.” [3]
Hz. Zeyneb, Peygamber Efendimiz ’in en buyuk kızıydı. Annesi Hz. Hatice ’ydi. Hz. Zeyneb teyzesi HÂle ’nin oğlu ve Kureyş ’in zengin ve guvenilir tÂcirlerinden olan Ebu ’l-Âs İbnu ’r-Rebî` ile evliydi. Bu evlilikten Ali ve UmÂme adlarında iki cocukları oldu.
Hz. Zeynep hicretin sekizinci yılında vefÂt etti. Resûl-i Ekrem, cenÂzeyi yıkayan Ummu Atıyye ’ye (r.a.) ve ona yardım eden diğer kadınlara, yıkamaya sağ taraftan ve abdest organlarından başlamalarını soyledi. Hadis kitaplarımızın hemen hepsinde yer alan bir başka rivayete gore Peygamber, Ummu Atıyye ’ye, kızını su ile ve o zamanlar yaprakları sabun yerine kullanılan sidr adlı bitkinin yapraklarıyla uc veya beş, hatta gerekirse daha fazla yıkamalarını da tavsiye etti. Sonuncu defa yıkarken kÂfur veya benzeri guzel bir koku kullanmalarını soyledikten sonra, işleri bitince haber vermelerini tenbih etti. Yıkama işinin tamamlandığı soylenince, izÂrını onlara vererek, “Bunu kızıma ic gomleği yapınız” buyurdu. (BuhÂrî, CenÂiz 8, 9, 12, 13, 15)
Abdest, Muslumanın en belirgin ozelliklerinden biridir. Onun namaz kılarken Mevl ’sının huzuruna abdestli cıkması emredildiği gibi, olumden sonra Rabbi ’ne kavuşurken yine abdestli olması uygun gorulmuştur.
Musluman, cenazesi yıkanırken bile sağdan başlandığını unutmamalı, yaşadığı surece her iyi ve guzel işi sağdan başlayarak yapmalıdır.
HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ1- Peygamber Efendimiz ’in sağdan başlanmasını tavsiye ettiği işler, sağdan başlanarak yapılmalı; onun bu tavsiyesi, Âhiret yolcusuna da uygulanmalıdır.
2- Abdest organları insanın en şerefli uzuvları olduğundan, onun son temizliğine yine bu organlardan başlanması uygun gorulmuştur.
HER İYİ VE DEĞERLİ İŞE SAĞDAN BAŞLAMAK SUNETTİR
Enes (r.a.) şoyle dedi:
Resûlullah Mina ’ya gelince hemen cemreye gitti ve taşları attı. Sonra Mina ’daki dinlenme yerine gitti ve kurbanını kesti. Bu işler bitince berberi cağırdı ve ona once başının sağ tarafını, sonra sol tarafını gostererek:
“Buralardan kes!” buyurdu. Daha sonra kesilen saclarını halka dağıttı. [4]
Diğer bir rivayet ise şoyledir:
Resûl-i Ekrem cemrede taşları atıp, kurbanını kestikten sonra tıraş olmak istedi. Başının sağ yanını berbere uzattı; o da tıraş etti. Peygamber Ebû Talha el-EnsÂrî ’yi cağırarak kesilen saclarını ona verdi. Sonra başının sol tarafını berbere uzatarak:
“Tıraş et!” buyurdu. Berber de tıraş etti. Resûl-i Ekrem kesilen sacları yine Ebû Talha ’ya vererek:
“Bunları halka taksim et!” buyurdu. [5]
Hadisimizde Resûl-i Ekrem Efendimiz ’in Ved haccında, Muzdelife ’den sonra Mina ’ya gelir gelmez hemen şeytan taşlama gorevini yaptığı, sonra da kurbanını keserek tıraş olduğu anlatılmaktadır.
Burada olayın konumuzu ilgilendiren tarafı, Peygamberin tıraş olurken bile once sağ taraftan başlamasıdır. Tıraş olmak, insanın guzel ve temiz gorunmesini sağlayan bir iştir. Her iyi ve değerli iş gibi ona da sağdan başlanması gerekir.
Resûlullah ’ın Ved haccındaki berberi, İslÂmiyet ’i erken bir tarihte kabul eden ve Mekkeli muşriklerin zulmunden kurtulmak icin ikinci kafileyle birlikte Habeşistan ’a hicret eden Ma`mer İbni Abdullah el-Kureşî el-Adevî idi.
KÂinatın Efendisi bu hac esnasında, dunyaya ve ashÂbına pek yakında ved edeceğine dair bazı ip ucları vermekteydi. 63 yaşında olduğu o sene, keseceği yuz deveden 63 tanesini bizzat kesmesi, ashÂbına hitÂbederken “Belki bu yıldan sonra bir daha goruşemeyiz” şeklinde konuşması ve hele benden size hÂtıra olsun, alın saklayın dercesine mubarek saclarını ashÂbına dağıtması Hz. Peygamber ’in Rabbi ’ne doneceğini gostermekteydi.
AshÂb-ı KirÂm, Peygamber aleyhisselÂm ’ın sadece saclarını değil, onun mubarek vucuduna temas eden abdest suyunu bile elde etmek icin birbiriyle Âdeta yarış ederlerdi. Bu davranış Allah ’ın Resûlu ’nu sevmenin farklı bir goruntusu olduğu icin Nebiyy-i Muhterem Efendimiz bunu yadırgamazdı. Ved haccında tıraş olduktan sonra mubarek saclarını sahÂbîlerine bizzat dağıttırması, Peygamber sacına sahip olmanın, boyle bir devlete sahip olmayı arzu etmenin ve bu serveti zaman zaman cıkararak Resûlullah ’ı yÂd etmenin İslÂm ’a ve onun ruhuna uygunluğunu kesinlikle belirtmektedir. Nitekim gerek ashÂb-ı kirÂm gerekse onlardan sonra gelen İslÂm Âlimleri, Resûlullah ’ın gul kokulu saclarına sahip olmayı buyuk bir zenginlik saymışlar, gozlerinin uzerindeki bir tel Peygamber sacıyla Âhirete gocmeyi en buyuk bahtiyarlık kabul etmişlerdir.
Resûl-i Ekrem Efendimiz ’in mubarek başının sağ tarafından kesilen sacları Ebû Talha el-EnsÂrî ’ye vermesi son derece mÂnidÂrdır. Zira Efendimiz, hizmetkÂrı Enes İbni MÂlik ’in uvey babası olan Ebû Talha ile ailesine buyuk değer verirdi. Kuba Mescidi ’ni ziyarete gittiği zaman onların evine misafir olur, orada nÂfile namaz kılar, kaylûle dediğimiz oğle uykusuna yatardı. 45 numaralı hadiste Allah ’ın Resûlu ’nu memnun eden bir davranışları anlatılan, 1687 numaralı hadiste hayatından soz edilecek olan Ebû Talha ile karısı Ummu Suleym, ileri derecede birer Peygamber Âşığı idiler. Ummu Suleym Resûl-i Ekrem ’in mubarek sacı ile cennet kokusu taşıyan terini koku şişesinde biriktirmeyi pek severdi. Resûlullah Efendimiz işte bu sebeple sacının onemli bir kısmını bu değerli aileye hediye etmişti.
HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ1- Tıraş olurken sağ taraftan başlamalıdır. Berberler de buna uymalı ve tıraş ettiği kimsenin sağından başlamalıdır.
2- Hz. Peygamber ’in sacına sahip olmak ve onu bir hatıra olarak saklamak bahtiyarlıktır.
3- Birilerine lutufta bulunan kimsenin herkese eşit davranması gerekmez.
DİPNOTLAR
[1] BuhÂrî, Vudû ’ 31, SalÂt 47, Et`ime 5, LibÂs 38, 77; Muslim, TahÂret 66, 67. Ayrıca bk. Ebû DÂvûd, LibÂs 41; Tirmizî, Cum ’a 75; NesÂî, TahÂret 90, Gusul 17, Zînet 8, 63; İbni MÂce, TahÂret 42.
[2] Ebû DÂvûd, TahÂret 18.
[3] BuhÂrî, Vudû ’ 31, CenÂiz 10-11, Muslim, CenÂiz, 42-43. Ayrıca bk. Ebû DÂvûd, CenÂiz 29; NesÂî, CenÂiz 31; İbni MÂce, CenÂiz 8.
[4] BuhÂrî, Vudû ’ 33 ; Muslim, Hac 323-325. Ayrıca bk. Ebû DÂvûd, MenÂsik 78.
[5] Muslim, Hac 326. Ayrıca bk. Tirmizî, Hac 73.
Kaynak: Riyazus Salihin, Hadis-i Şerif Tercumesi, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan