Cennete giden yol Allah ve Resulu ’nun cağırdığı yol, cehenneme giden yolar ise şeytan ve avanelerinin ceşitli reklam vasıtalarıyla allayıp pulladığı sahte yollardır.Hayat butunuyle bir yolculuktur. Yolların eğrisi ve doğrusu vardır. Kestirme yollar, dolambaclı yollar vardır. Muhim olan hedefe en doğru ve en kestirme yoldan varmalıdır.
SIRAT-I MUSTAKÎM NE DEMEK? Kur ’Ân-ı Kerîm ’de yol; tarik, sebil ve sırat kelimeleriyle ifade edilir. Doğru yol ise genellikle “sırat-ı mustakîm” olarak tanımlanır. Bu ifade otuz uc defa zikredilmektedir.
Yuce MevlÂ, Muslumanın uyması gereken belli başlı prensipleri zikrettikten sonra şoyle buyurmuştur: “Benim doğru yolum işte budur. Ona uyun, başka yollara uymayın ki sizi, Allah ’ın yolundan ayırmasın.” (En ’am, 153) Ayet-i kerimede doğru yol tekil, eğri yollar ise subul şeklinde coğul olarak zikredilmiştir. Zira hak birdir, batıl ise coktur. Batıl yollar ya doğrudan doğruya insanlar tarafından uydurulmuştur veya semavî dinlerin tahrifi şeklinde ortaya cıkmıştır. Bidat ve hurafeler, tekfrika ve fitneler, din ve mezheb kavgaları genellikle bu tahrifin sonucudur. Bu tahrifin sebepleri arasında cehalet, taassup, duşmanlık ve her turlu menfaat duygusu başta gelmektedir. “Dinlerini parca parca edip gruplara ayrılanlar var ya senin onlarla hic bir ilişkin yoktur.” (En ’am, 159)
“İnsanlar din işlerini kendi aralarında parca parca bolduler. Her grup kendi inancıyla ovunmektedir.” (Mu ’minun, 53)
İbn Mesud (r.a.) den rivayet edildiğine gore Hz. Peygamber, eliyle yere bir cizgi cizdi ve “Bu, Allah ’ın dosdoğru olan yoludur” buyurdu. Sonra bu cizginin sağına ve soluna bir cok cizgi daha cizdi ve “Bu yollar arasında şeytanın cağırmadığı hic bir yol yoktur” dedi ve şu ayeti okudu: “Şuphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. Başka yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah yolundan ayırır.” (A. b. Hanbel 1/465. NesÂi, VasÂy 11)
Sonu cennete cıkan yol Nebilerin, Sıddıkların, şehidlerin ve salihlerin yuruduğu yoldur. Bu yol Kur ’an ’ın, sahih sunnetin, peygamber vÂrisi ehliyet ve ihlas sahibi Âlimlerin yoludur. Temelinde siyasetin, menfaatin, cehalet, ihanet ve taassubun bulunduğu eğri yollar ummeti paramparca etmiştir. Dun olduğu gibi, bugun de aynı hastalık ve zaaflar sebebiyle “sırat-ı mustakîm”de buluşulamadığı icin, insanlığa onder ve ornek olmak icin gorevlendirilmiş ve “en hayırlı” olması gereken ummet; fitne ve tefrika hastalığıyla boğuşmaktadır. Cenab-ı Mevl bu bataklıktan kurtulmanın yolunu bizlere ceşitli ayetlerle gostermiştir. “Eğer bir hususta anlaşmazlığa duşerseniz -Allah ’a Âhirete gercekten inanıyorsanız- onu Allah ve Resulu ’nun hakemliğine havale ediniz.” (Nisa, 59)
“Hep birlikte Allah ’ın ipine (Kur ’an ’a) sarılın, bolunup parcalanmayın. Allah ’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize duşman idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O ’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz bir ateş cukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah ayetlerini size boyle apacık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.” (Al-i İmran, 103)
CENNETE VE CEHENNEME GİDEN YOL Cennete giden yol Allah ve Resulu ’nun cağırdığı yol, cehenneme giden yolar ise şeytan ve avanelerinin ceşitli reklam vasıtalarıyla allayıp pulladığı sahte yollardır.
“İblis dedi ki; Andolsun ki beni azdırmana karşılık ben de onları saptırmak icin Senin doğru yolunun uzerine oturacağım. Sonra (pusu kurarak) onlara onlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım. Sen de onların coğunu şukredici bulamayacaksın.” (A ’raf, 16-17) İmtihan edilmek uzere geldiğimiz bu dunyada şeytan bir imtihan aracı olarak gorevini yapmakta, insanı yoldan cıkarmak icin ona karşı her yonden tuzak kurmakta ve soylediği gibi, pek coklarını doğru yoldan cıkararak Mevl ’ya karşı isyana sevketmektedir.
İblisin gorevini, iblisleşmiş pek cok kimseler de ustlenmekte, haramiler gibi davranmaktadırlar. Ceşitli illuzyon ve şaklabanlıklarla cennete giden yolu karartmakta, cehenneme giden yolu ise allayıp pullamakta, cennet yolunu matem, cehennem yolunu duğun yolu gibi sunmaktadırlar.
İnsanlığın kurtuluşu icin yegane yolmuş gibi sunulan sosyalizm, komunizm, kapitalizm, liberalizm gibi sistemler şimdiye kadar kurtuluşa, yukselişe değil savruluşa ve alcalışa sebep olmuşlardır. Bunların karşısında yegÂne alternatif olan İslam ise hem sozde Muslumanlar hem de duşmanlar tarafından devre dışı bırakılmakta, teror ve şiddet dini gibi gosterilerek saadet değil, felaket kaynağı gibi sunulmaktadır. Boylece iblisin tiyatrosunda cennet cehennem gibi, cehennem ise cennet gibi sunulmaktadır.
OLUMSUZ GERCEK Şeytanlar tarafından kurulan ve aldatılmaya yağmaya, soyguna, ahlÂkî ve insanî curumeye hizmet eden butun bu sahne, studyo ve setlerin yıkılması ve yerlerine gerceklerin sunulduğu sahnelerin kurulması, bunun icin doğru ve guzel senaryoların yazılması, başarılı aktorlerin yetiştirilmesi olumlu yalanın yerine olumsuz gerceğin ikame edilmesi gerekmektedir.
Dunyamız yalandan, riyadan, sahteliklerden, kotu algı operasyonlarından ve bunların neticesi olan maddi ve manevi yıkımdan cok cekti. İlac diye sunulan zehirlerle gunden gune olume yaklaşmakta, sağlıklı ve huzurlu bir hayat icin care gozlemektedir. Daima aldatılmanın yorgunluğu ve bıkkınlığı icinde sahil-i selamete cıkaracak bir yol aramaktadır. Eşkıya ve haramilerin yaklaşamayacağı bu guvenli yol, ihlÂs ve liyakat sahibi muminlerce acılacak, herkese guven ve huzur icinde bir yolculuk imkÂnı sağlayacaktır. Bu bir utopya değildir. Zira bu yol zaten vardı ve uzerinde asırlarca huzur icinde yurunmuştu. Butun mesele bu mustakîm yolu gununuz imkan ve şartlarına uygun olarak genişletmek, işaretlerini belirgin hale getirmek ve doğru şekilde herkese tanıtmaktır.
İslam yolunun guvenli, huzurlu ve kestirme olduğuna inandırmak icin oncelikle Muslumanların bu yolda duzgun yurumeleri, bu yol sayesinde hedefe ulaştıklarını gostermeleri gerekir. Vahim olan yolun yolsuz olması değil, yolcunun yolsuz olmasıdır.
İslam yolu tek ve gercek yol olmakla beraber bu yolda uyulması gereken pek cok kural vardır. Sıkıntı yolda değil, kurallara uymayan yolculardadır. İslam ’ın belirlediği trafik işaretlerinin her biri hayat kurtarmaya, guven ve huzur sağlamaya yoneliktir. Kurallara uymayı kulfet sayan tembel yolcular kuralsızlığı sectikleri icin kaza yapmakta, sıkıntı cekmektedirler.
Butun mesele; kuralsız eğri buğru yolları bırakmak, hayat kurtaran kurallarla işaretlenmiş duzgun ana yola girmektir. Allah ve Resulu ’nun cağrısı da budur:
“Ey iman edenler! Size hayat verecek yola cağırdıkları zaman Allah ve Resulu ’nun cağrısına uyun.” (EnfÂl, 24)
Yunusumuz ne guzel soylemiş “Yol odur ki Hakka vara.”
Kaynak: Ali Rıza Temel, Altınoluk Dergisi, Sayı: 396


İslam ve İhsan