İnsanın yaşadığı en tehlikeli fakirlik hangisidir? Bu fakirliğin sebebi nedir? İşte cevabı...Akıl; metafizik / fizik otesi / mÂnevî bahislerde tek başına bir rehber olamamakta, hatt bilÂkis kendisi rehberliğe muhtac kalmaktadır. Bu sebeple, akıl; bu tehlikeli okyanusta, maddî sahadaki usûlunce, suallerin girdabına yakalanırsa, ciddî muşkilÂta duşer.
Bilhassa; sırr-ı kader, CenÂb-ı Hakk ’ın ilmi ve kudreti, sonsuzluk gibi bahislerde, dunya olcusundeki sınırlı aklıyla sualler sorarak cevap aramak; «Bulamadım.» diye de yokluğuna hukmetmek zavallı bir akıl fukarÂlığıdır.
MARİFETULLAH MEKTEBİ Bu cihan, bir mÂrifetullah mektebidir.
İnsan, bu mektebin talebesidir.
Peygamberler bu cihan mektebinin hocalarıdır. İnsanlığa; Hakk ’ı, kitÂbı ve hikmeti tÂlim eylemişler ve onları tezkiye ve terbiye etmişlerdir.
Bu mektebin iki turlu kitabı vardır:
İlÂhî kitap yani Kur ’Ân-ı Kerim. Bir de;
KÂinat kitabı… Cunku Rabbimiz; cihÂnı, bu mektebin bir lÂboratuvarı hÂlinde, tefekkure malzeme olacak şekilde tezyin eylemiştir.
CenÂb-ı Hak; insana bu talebelikte muvaffak olabilmesi icin, kalp, akıl ve idrÂk ihsÂn eylemiştir.
İnsan, cihÂna boş bir bant hÂlinde gelir. Kitap ve Sunnet ’i telÂkkî etmek sûretiyle, kÂmil insan huviyeti kazanır.
Bir mutefekkir der ki:
“Eğer sen bu cihanda guzel bir eğitimci olmak istiyorsan, gokyuzunun talebesi ol! (Kitap ve Sunnet ’in tahsilini îf et! Bir omur onların muhtevÂsında daimî bir vecd, heyecan ve istiğrak ile yaşa!)”
EN TEHLİKELİ FAKİRLİK İnsan; cehlini izÂle etmek icin de oğrenmeye mecburdur. Meraklı ve mutecessistir. Aklını, mantığını, kendisine kadar ulaşan mÂlûmat birikimini, tecrube ve muşÃ‚hedelerini kullanarak bilgisini artırmaya calışır. Bu yolda sualler sorar, cevaplar arar. Bu usûl, maddî ilimler ve fikirler cephesinde işe yarar.
LÂkin, insanın onundeki tahsilin gayesi olan «mÂrifetullah, kendini tanımak, boylece Rabbini bilmek, Âhirete hazırlanmak», husûsunda, kendi akıl ve tecrubesinin cok mahdut bir imkÂnı vardır. Cunku akıl; metafizik / fizik otesi / mÂnevî bahislerde tek başına bir rehber olamamakta, hatt bilÂkis kendisi rehberliğe muhtac kalmaktadır.
Bu sebeple, akıl; bu tehlikeli okyanusta, maddî sahadaki usûlunce, suallerin girdabına yakalanırsa, ciddî muşkilÂta duşer.
Bilhassa; sırr-ı kader, CenÂb-ı Hakk ’ın ilmi ve kudreti, sonsuzluk gibi bahislerde, dunya olcusundeki sınırlı aklıyla sualler sorarak cevap aramak; «Bulamadım.» diye de yokluğuna hukmetmek zavallı bir akıl fukarÂlığıdır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yuzakı Dergisi, Yıl: 2019 Ay: Mart, Sayı: 169
İslam ve İhsan
GERCEK AKIL SAHİPLERİ KİMLERDİR?
TESLİMİYET İLE AKIL ARASINDA NASIL BİR BAĞLANTI VARDIR?