
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan ve tum camilerde okunan bugunku Cuma hutbesinin konusu “Allah Katında Din İslam ’dır” oldu. İşte Cuma hutbesi...Cumanız Mubarek Olsun Aziz Kardeşlerim!
Resûlullah Efendimiz (s.a.s) ’in hizmetinde calışan Yahudi bir genc, amansız bir hastalığa tutulmuştu. VefakÂrlık orneği Peygamberimiz, olum doşeğinde yatan bu genci ziyarete gitti. Gencin, ruhunu bu şekilde teslim etmesine gonlu razı olmayan Rahmet Elcisi, şefkat dolu uslubuyla bir kez daha onu Musluman olmaya davet etti. Genc, cekingen bir edayla yanında bulunan babasına baktı. Belli ki Musluman olması durumunda ailesinin tepkisinden korkuyordu. Lakin sonuc korktuğu gibi olmadı ve babası, Allah Resûlu ’nun bu nazik davetini kabul etmesini istedi. Genc de kelime-i şehadet getirerek İslam ile muşerref oldu. Bu duruma son derece sevinen Peygamber Efendimiz (s.a.s), şoyle diyerek şukrunu ifade etti: “Benim vasıtamla bu genci ateşten kurtaran Allah ’a hamdolsun.”[1]
Aziz Muminler!
Hutbemizin başında okuduğum ayet-i kerimede Yuce Rabbimiz şoyle buyurmaktadır: “Şuphesiz Allah katında din İslam ’dır.”[2]
Peygamberimiz (s.a.s) de okuduğum hadis-i şerifte şoyle buyurmaktadır: “Kim kalbiyle tasdik ederek Allah ’tan başka ilÂh olmadığına ve Muhammed ’in Allah ’ın Rasûlu olduğuna şahadet ederse Allah ona cehennemi haram kılar.”[3]
Kardeşlerim!
Hz. Âdem ’den itibaren butun peygamberler, insanlığı sadece bir olan Allah ’a teslimiyet ve ibadete davet etti. Tevhid inancından uzaklaşıldığı, yaratılış gaye ve hikmetinin unutulmaya yuz tuttuğu donemlerde Yuce Rabbimiz, peygamberleri vasıtasıyla davetini yineledi. Bu kutlu davanın son elcisi, Âlemlere rahmet olarak gonderilen Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.s) oldu. O, kendisinden onceki peygamberler gibi sadece Allah ’a iman ve ibadete, hak ve hakikate, bilgi ve hikmete, ahlak ve erdeme cağırdı.
“Bugun dininizi kemale erdirdim. Nimetlerimin tamamını size bahşettim ve sizin icin din olarak İslÂm ’dan hoşnut oldum.”[4] Âyetinde de belirtildiği uzere İslam, Resûl-i Ekrem Efendimiz ile kemale erdi. O, dunya ve ahiret saadetine ulaşmanın yollarını insanlığa oğretti.
Aziz Kardeşlerim!
Bizler, butun peygamberlerin Allah ’ın kulu ve elcisi olduklarına, onlar aracılığıyla gonderilen kitapların aslına iman ederiz. Yine biliriz ve iman ederiz ki Allah katında kıyamete kadar gecerli olan tek hak din İslam ’dır. Butun insanlığın ebedi kurtuluşu Allah ’ın son dini İslam ’a teslim olmaktan gecer. Dunya ve ahiret saadeti, Kur ’an-ı Kerim ’in hayat veren mesajlarına, Resûlullah Efendimizin eşsiz ornekliğine imana bağlıdır.
Gonulden kelime-i şehadet getiren, Allah ’ın huzuruna itaatle, salih amelle, hayır ve iyiliklerle cıkan her bir mumin, Rabbimizin rahmetine mazhar olacaktır. Rab olarak Yuce Allah ’ı, din olarak İslam ’ı, peygamber olarak Muhammed Mustafa (s.a.s) ’i, kitap olarak Kur ’an ’ı tasdik etmeyenler ise kendilerine yazık edeceklerdir.[5] Onlar hakkında Yuce Rabbimiz, Kur ’an-ı Kerim ’de şoyle buyurmaktadır: “Her kim İslam ’dan başka bir din ararsa, bu kendisinden asla kabul edilmeyecektir. Ve o, ahirette husrana uğrayanlardan olacaktır.”[6]
Aziz Muminler!
İslam ’ın dalga dalga yeryuzunde yayılmasını ve gonullerde yankılanmasını hazmedemeyenler, oteden beri dinimizin aleyhine turlu teşebbuslerde bulunmuşlardır. Butun insanlığın kurtuluş umidi olan, şefkat ve merhamet, huzur ve guven dini İslam, gunumuzde de teror, şiddet gibi bir takım haksız ithamlarla karalanmaya calışılmaktadır. Dunyanın pek cok yerinde Muslumanlar, otekileştirme, ayrımcılık, baskı, şiddet ve zulum gibi insaf ve vicdanla bağdaşmayan turlu uygulamalara maruz bırakılmaktadır. Her gecen gun İslamafobi hızla yaygınlık kazanmaktadır.
Kardeşlerim!
Tarih boyunca dinimizi, inancımızı, değerlerimizi zedelemeye ve yok etmeye yonelik girişimler, İslam hakikatine hicbir zarar verememiştir. Allah ’ın izniyle bundan sonra da zarar veremeyecektir. Yeter ki bizler, butun bu olumsuzluklara rağmen dinimizin kıymetini iyi bilelim. Bu dini bizlere lutfeden Rabbimize cokca şukredelim. Yuce dinimizi, Kur ’an ve sunnete dayalı sahih bilgilerle oğrenelim ve gelecek nesillere oğretelim. Yeter ki İslÂm ’ın iman, ibadet ve ahlÂk esaslarını hayatımıza doğru bir şekilde yansıtalım ve insanlığa iyi ornek olalım. İnancımız ve ibadetlerimize, kardeşlik ve muhabbetimize, hÂsılı butun değerlerimize hep birlikte sahip cıkalım.
Kıymetli Kardeşlerim!
Hutbemi Kur ’an-ı Kerim ’de bizlere oğretilen şu dualarla bitirmek istiyorum:
“Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma, bize tarafından bir rahmet bağışla! Kuşku yok ki lutfu bol olan yalnız sensin”[7]
“Ey Rabbimiz! Bizim gunahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla! Ayaklarımızı dinin uzere sabit kıl! Ve kÂfirler guruhuna karşı bize yardım et, bize zafer ihsan eyle!”[8]
[1] BuhÂrî, CenÂiz, 79.
[2] Âl-i İmrÂn, 3/19.
[3] BuhÂrî, İlim, 49.
[4] MÂide, 5/3.
[5] Muslim, ÎmÂre, 116.
[6] Âl-i İmrÂn, 3/85.
[7] Âl-i İmrÂn, 3/8.
[8] Âl-i İmrÂn 3/147.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı
İslam ve İhsan