
Ebû Abdullah Nu ’mÂn İbni Beşîr radıyallahu anhum ’dan rivayet edildiğine gore Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu: “Ya saflarınızı duzeltirsiniz, ya da Allah TeÂl sizin aranıza duşmanlık, buğz ve kalblerinize ihtilÂf koyar da birbirinizden yuz cevirirsiniz.” [1]Muslim ’in bir başka rivÂyeti şoyledir:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sanki okları duzeltir gibi saflarımızı duzeltirdi. Bizim buna alıştığımızı gorunceye kadar boyle yapmaya devam etti. Kendisi bir gun namaza cıktı ve namaz kıldıracağı yerde durdu. Tam tekbir almak uzere iken goğsu saf hizasından dışarı cıkmış bir adam gordu. Bunun uzerine şoyle buyurdu:
“Ey Allah ’ın kulları! Ya saflarınızı duzeltirsiniz, ya da Allah TeÂl sizin aranıza duşmanlık, buğz ve kalblerinize ihtilÂf koyar da birbirinize yuz cevirirsiniz.” (Muslim, SalÂt 128)
DUZGUN SAF TUTMAK NEYİN ALÂMETİ SAYILIYOR?
Peygamber Efendimiz, namazda safların duzgun olmasına buyuk onem verirdi. Bu konudaki hadisler, insanı şaşırtacak kadar coktur. İslÂm, insanın ic dunyasında olmasını arzuladığı Âhenk ve duzeni, dış dunyada da meydana getirmeyi veya dış dunyasına da yansıtmayı hedeflemiştir diyebiliriz. Duzgun bir saf, aynı zamanda doğruluğun, durustluğun, birlikteliğin, hedef ve gaye birliğinin alÂmeti sayılır. Cunku Allah TeÂl bu nitelikleri sever. Eğriliği, yalancılığı, bolunmuş ve parcalanmışlığı, dağınıklığı, arzu ve emellerin ceşitliliğini ve bunlardan doğan gayesizliği ise sevmez. Nitekim bir Âyet-i kerîmede: “Allah, kendi yolunda kurşunla kaynatılmış binalar gibi saf bağlayarak carpışanları sever” [Saf sûresi (61), 4] buyurulur. Namaz, muslumanları gunde beş defa Allah ’ın huzurunda bir araya getiren bir eylem, bir cihad kabul edilebilir. Cephedeki cihad gibi, namazda da saflar oluşur. Namazda muslumanlar birlik ve beraberliklerini, nizam ve intizamlarını, disiplinlerini hem kendileri gorup moral kazanırlar, hem de bu hallerini duşmanlarına gostererek onların kalblerine korku salarlar.
Sanki safların duzenli olmayışı, ruh ve duşuncenin, niyetin doğru olmayışının bir gostergesidir. Cunku Peygamber Efendimiz, safların duzgun olmayışının sonucunu, kalblerin uyuşmaması ve neticede muslumanların birbirlerinden yuz cevirmeleri ile acıklamaktadır.
Peygamber Efendimiz ’in safların duzgunluğune gosterdiği bu hassasiyet, aynı zamanda onun estetiğe verdiği onemin de bir delili sayılabilir. Cunku gelişi guzel bir saf, insanın goz zevkine, dolayısıyla gonul zevkine zarar verir. Bu sebeble Peygamber Efendimiz, toplumda goze ve gonle hoş gelmeyen, insan zevkini okşamayan cirkinlikleri de ortadan kaldırmayı hedeflemiştir.
Bir başka yonden baktığımızda bu bir eğitimdir. Hz. Peygamber, oğrettiği ve emrettiği şeylerin bizzat eğitimi ve tatbikatıyla da meşgul olmuşlardır. İnsanlara hem fert, hem de toplum boyutunda bunu gostermiş ve ornek olmuştur.
HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ
1. Namazda safları duzgun tutmaya teşvik vardır.
2. KÂmetle namaza başlama arasındaki konuşma, namaza engel teşkil etmez ve kÂmetin tekrarı da gerekmez. Ancak bir kısım Âlimler, bu konuşmanın namazı ilgilendiren bir konuda olması gerektiğini belirtmişlerdir. Namazla ve ibadetle alÂkalı olmayan konuşmaların, kÂmetin tekrarını gerektireceğini soylemişlerdir.
3. Sunnetle konulan edebe uymak gerekir. Sunnete muhalefet edenler maddeten veya mÂnen ceza gorurler.
[1] BuhÂrî, EzÂn 71; Muslim, SalÂt 127. Ayrıca bk. Ebû DÂvûd, SalÂt 93; Tirmizî, MevÂkît 53; İbn Mace, İkÂme 50.
Kaynak: Riyazus Salihin - Hadis-i Şerif Tercumesi, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan