
Peygamber Efendimiz hayır işlemek icin acele edilmesine musaade etmiş ve kendisi de boyle yapmıştır. Dinimizde hayır işlemekte ne kadar suratli davranmanın gerektiğini ortaya koyması bakımından bize verilen onemli bir ruhsattır, hayırlı işlerde acele etmek.Ebû Sirve ’a (veya Serve ’a) Ukbe İbni HÂris radıyallahu anh şoyle dedi:
Bir keresinde Medine ’de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ’in arkasında ikindi namazı kılmıştım. Resûlullah selÂm verip namazı bitirdi ve sur ’atle yerinden kalktı, safları yararak hanımlarından birinin odasına gitti. Cemaat, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ’in bu telaşından endişe ettiler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kısa surede dondu, kendisinin bu acele davranışından dolayı meraklanmış olduklarını gordu ve şoyle buyurdu:
“Odamızda birazcık altın -veya gumuş- olduğunu hatırladım da beni hayırda acele etmekten alıkoymasını istemedim ve derhal dağıtılmasını emrettim.” [1]
BuhÂrî ’nin bir başka rivayetinde bu ifade şu şekildedir:
“Odada, sadaka (olarak dağıtılacak) bir miktar altın -veya gumuş- bırakmıştım. Onun gece evde kalmasını uygun gormedim.” [2]
HAYIRLI İŞLERDE ACELE DAVRANIN Cami ve mescidlerde cemaatin omuzlarına basa basa gezinmek, cami ÂdÂbına aykırı ve yasaktır. Ancak bu yasak şu hallerde ortadan kalkar:
* İleride boş yer varken gerilere oturulmuş ise... Boyle yapanlar, bizzat kendileri, omuzlarına basılmasına razı olmuşlar demektir. Boylesi hÂllerde safları doldurmak icin ileriye gecmek yasak değil, fazilettir.
* Burnu kanayan veya abdest yenilemek durumunda kalanların, arkalarındaki safları yararak dışarı cıkmalarında da herhangi bir sakınca yoktur. Bu, zarûret halidir. Ozellikle abdest yenileyecek olan imam ise, hic bir sakınca soz konusu değildir.
* Bir de bu hadiste gorulduğu gibi, bir hayır işlemek icin acele edilmesi hÂlinde, saflar yarılıp gecilebilir. Bu, “hayırda acele etmek” hatırına verilmiş bir musaade olmaktadır. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de boyle yapmıştır. Bu, dinimizde hayır işlemekte ne kadar sur ’atli davranmanın gerektiğini ortaya koyması bakımından son derece dikkat cekici bir olay ve bir ruhsattır.
Hz. Peygamber ’in butun hal ve harekÂtını son derece dikkatle izleyen sahÂbîler, onda gormeye alıştıkları sakin ve ağırbaşlı tavırlar dışında, aceleci, telaşlı bir hÂl gorduler mi, “nÂhoş bir şey mi var acaba?” diye meraklanırlardı. Bu kez de oyle olmuştu. Hz. Peygamber ’in selÂm verir-vermez mihrabı hemen terkedip sur ’atle odasına gitmesi ashÂb-ı kirÂmı endişelendirmişti. Peygamber Efendimiz ise, hayır işlemekte ne derece acele davranılması gereğini hem hareketi hem de sozuyle ortaya koymak suretiyle ashÂbını bir yandan teskin ederken bir yandan da eğitiyordu.
GUNDUZUN HAYRINI GECEYE BIRAKMA Hz. Peygamber ’in, “Beni alıkoymasından hoşlanmadım” beyanını, “Allah ’ı anmaktan, O ’na yonelmekten alıkoymasından hoşlanmadım” anlamında yorumlamak ve “Oyle babayiğitler vardır ki, onları ne bir ticÂret ne de bir alışveriş Allah ’ı anmaktan alıkor” [Nûr Sûresi (24), 37] Âyetiyle ilgi kurmak mumkundur. “Beni alıkoymasından hoşlanmadım” sozunu, “Âhirette yoluma mÂni olmasını istemedim” şeklinde anlamak da mumkundur. Fakat hayır işlemekte acele davranmamaktan, hele canım ne acelesi var, dağıtırız, yaparız gibi tenbel bir duygu ve tavra alıştırmasından hoşlanmadım, mÂnÂsına anlamak belki konu ile ilgisi ve muslumanların hayrı geciktirmemeyi oğrenmesi acısından daha isÂbetlidir. Zira altın-gumuş gibi kıymetlerin insana cimrilik ve surekli ekonomi duşuncesi telkin ettiği, ibadet esnasında bile zihni meşgul ettiği bilinen bir gercektir. Yapılacak hayrı, verilecek sadakayı geciktirmemek, bu tur duygulara kapılmaktan insanı kurtarır.
Hadisin ikinci rivayetindeki kaydı dikkate alırsak, “gunduzun hayrını geceye bırakmamak gerek” şeklinde bir sonuc cıkarabiliriz. Cunku hayır, zamanında yapılması halinde hayır olur. Gecikmiş ya da geciktirilmiş hayır, kendisinden beklenen sonucu vermez.
HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ 1. Namazda, namaz dışı bir şey duşunmek, namazın sıhhatine mÂni değildir. Zira Efendimiz hadisin bir rivayetinde “Evde dağıtılacak bir miktar altın olduğunu namazdayken hatırladım” buyurmuştur.
2. Sadaka dağıtımı gibi hayır işlerinde aslolan bizzat yapmak ise de, başkalarını vekil tayin etmek de cÂizdir. Hadisimizde “dağıtılmasını emrettim” buyurulması, bunu gostermektedir.
3. Hayır işlemekte acele davranmak uygundur.
4. Zihni ve gonlu Allah TeÂl ’yı anmaktan ve emirlerini yerine getirmekten alıkoyacak her şeyden arındırmak lÂzımdır.
5. Bazı hÂllerde safları yararak cami icinde ilerlemekte veya dışarı cıkmakta sakınca yoktur.
6. AshÂb-ı kirÂm, Hz. Peygamber ’i dikkatle ve ibretle izlerlerdi.
Dipnotlar:
[1] BuhÂrî, EzÂn 158, el-Amel fi ’s-salÂt 18; NesÂî, Sehv 104.
[2] BuhÂrî, ZekÂt 20.
Kaynak: Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Riyazus Salihin, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan