
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Mudurluğu tarafından hazırlanan bu haftanın cuma hutbesi yayımlandı. Bu haftaki cuma hutbesinin konusu “Allah ’ı Unutanlar, Unutulurlar”.“Allah ’ı unutan, bu yuzden Allah ’ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar gercekten yoldan cıkmış kimselerdir.” Haşr, 59/19.
Cumanız Mubarek olsun Aziz Kardeşlerim!
Peygamberimiz (s.a.s.), amcasının oğlu Abdullah ’la birlikte yolculuğa cıkmıştı. Bir ara ona “Yavrum! Sana bazı tavsiyelerde bulunacağım. Bunları sakın aklından cıkarma!” buyurdu. Ardından bu genc sahabîye Rabbi ile arasındaki bağı asla koparmaması gerektiğine dair şu nasihatte bulundu: “Allah ’ın hakkını koru ki, O da seni korusun. Allah ’ın hakkını koru ki, O ’nu her daim yanında bulasın. Bir şey isteyeceğin zaman Allah ’tan iste. Yardım dileyeceğin zaman Allah ’tan dile. Bil ki, butun varlıklar sana yardım etmek uzere bir araya gelseler, Allah ’ın dilediğinden başka yardımda bulunamazlar. Sana bir zarar vermek uzere elbirliği etseler, Allah ’ın takdir ettiğinden başka bir zarar da veremezler. ’”[1]
Aziz Muminler!
Hepimiz insanız. Hayat meşgalesinde kimi zaman komşumuzu, eşimizi-dostumuzu unutuyoruz. Kimi zaman akrabalarımızı, kardeşlerimizi, yetimleri, muhtacları unutuyoruz. Kimi zaman kendimizi, cevremizi, sorumluluklarımızı unutuyoruz. Ancak butun bunların otesinde bir insan icin en kotu olanı, yaratılış gaye ve hikmetini unutmasıdır. Asıl husran, kişinin Rabbini unutarak yaşamasıdır. Allah ’la olan misakını, kulluk ahdini hice saymasıdır. Dunyanın fani olduğu gerceğini unutarak hesabı, mizanı, ahireti goz ardı etmesidir. İşte Rabbimiz, kendisini unutanlardan olmamamız icin bizleri şoyle uyarmıştır:
“Allah ’ı unutan, bu yuzden Allah ’ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar gercekten yoldan cıkmış kimselerdir.”[2]
Aziz Kardeşlerim!
Rabbimiz, gorev ve sorumluluklarımızı oğretmek icin bize Kur ’an-ı Kerim ’i gonderdi. Yuce Kitabımızın bir adı da Zikr-i HÂkim ’dir. O, bize unutmamamız gerekenleri hatırlatan bir kitaptır. Bizim yolumuzu aydınlatan bir kandildir, bir rehberdir. Yeter ki biz ona sımsıkı sarılalım. Yeter ki ona gonlumuzu, zihnimizi, hayatımızı acalım.
Rabbimiz, “Sen ancak bir uyarıcısın”[3] buyurarak muminlere kendisini hatırlatacak, doğru yolu gosterecek en guzel ahlaka sahip bir Peygamber gonderdi. Muhammed Mustafa (s.a.s) ’i lutfetti. O, bize hak ve hakikatin, doğru ile yanlışın, iyi ile kotunun ne olduğunu oğretti. Yeter ki bizler, onun sunnetine tabi olalım. Onun eşsiz ornekliğinden ayrılmayalım. Hayatımızı, onun rahmet yuklu mesajlarıyla bereketli kılalım.
Namazımız, kurbanımız, haccımız, zekÂtımız, orucumuz, hÂsılı butun ibadetlerimiz, her daim Rabbimizi hatırlayalım diye emredildi. Yeter ki bizler, ibadetlerimizin bizi Rabbimize yakınlaştırdığını, O ’nun katında bizi değerli kıldığını unutmayalım.
Kıymetli Kardeşlerim!
Allah ’ı unutarak yaşayanları Allah da hem dunyada hem de ahirette unutacaktır. Bu dunyada kendisine nankorluk edenleri Allah, o buyuk gunde rahmetinden mahrum bırakacaktır. Dunyanın esiri olanlara, Allah ’ın merhametinden başka hic bir sığınağın olmadığı mahşer gununde şoyle seslenilecektir: “Siz bu gunu yaşayacağınızı nasıl unuttuysanız biz de bugun sizi unutuyoruz. Şuphesiz varacağınız yer, ateştir. Size yardım edecek kimse de yoktur.”[4]
Kardeşlerim!
Geliniz! Şu kısacık hayatımızda Rabbimize, ailemize ve cevremize karşı sorumluluklarımızı unutup ihmal etmeyelim. Bize duşenin, Allah ’ın rızasına uygun yaşamak olduğunu unutmayalım. Varlık gayemizin, o buyuk gune hazırlanmak olduğunu hatırımızdan cıkarmayalım. Rabbimizin nimetlerine karşı şukran ifademiz olan ibadetlerimizi aksatmayalım. O ’nun her an bizi gorduğu, her davranışımızı bildiği, her sozumuzu duyduğu bilinciyle yaşayalım. Ebedi huzurun, Allah rızası doğrultusunda gecirilen bir omre bağlı olduğunu unutmayalım.
Kardeşlerim!
Hutbemi, Rabbimizin Kuran ’ı Kerim ’de bizlere oğrettiği şu dualarla bitiriyorum:
“Rabbimiz! Unutur ve hata edersek bizi sorumlu tutma!”[5]
“Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hic kuşku yok ki, lutfu bol olan yalnız sensin.”[6]
“Rabbimiz! Gunahlarımızı affet, kotuluklerimizi ort, ruhumuzu iyilerle beraber al! Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığıyla bize vaad ettiklerini ver; kıyamet gununde bizi rezil etme! Sen asla sozunden caymazsın.”[7]
[1] Tirmizî, Sıfatu ’l-kıyÂme, 59.
[2] Haşr, 59/19.
[3] ĞÂşiye, 88/21.
[4] CÂsiye, 45/34.
[5] Bakara, 2/286.
[6] Âl-i İmrÂn, 3/8.
[7] Âl-i İmrÂn, 3/193-194.
Kaynak: Diyanet
İslam ve İhsan