
İnsan insanlığa, kendine ve topluma vefalı olmalıdır. Unutulmaya yuz tutan en buyuk değerlerimizden olan veda sadece sokak ismi olarak kalmasın. Vefalı olalım yaratılana ve yaratana...VefÂkÂrlık; peygamberlere, velîlere ve fazîlet sahibi kimselere ait zirve bir vasıf olarak, beşerî hayatı en yuce bir seviyede taclandıran mÂnevî bir haslettir.
Bu ulvî his, sevilen veya sevilmesi gereken kimselere verilen kıymetin bir olcusudur.
Vef duygusuna sahip olmayan kimseler; sadece kendini, zevkini ve menfaatini duşunen bencil ve nÂdan kimselerdir.
VefÂ, lugavî olarak borcu odemeyi ve bir sozu yerine getirmeyi ifade eder. VefÂnın en zarûrî kısmı budur. Âyet-i kerîmelerde buyurulur:
“…Verdiğiniz sozu yerine getirin! Cunku verilen soz mes ’ûliyeti îcÂb ettirir.” (el-İsrÂ, 34)
“Onlar emÂnetlerine ve ahitlerine riÂyet ederler.” (el-Mu ’minûn, 8)
Vef en yuce hasletlerden biri olunca, Allah TeÂl en yuce peygamberlerini de vef ile metheder. İbrahim -aleyhisselÂm- ’ı;
“Cok vefÂkÂr olan (ahdine vef gosteren) İbrahim…” (en-Necm, 37) ifadeleriyle takdir ve tekrîm buyurmuştur.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yuzakı Dergisi, Yıl: 2017 Ay: Eylul Sayı: 151
İslam ve İhsan