
30 Ağustos 2019 tarihli, "Vatan Bize Emanettir" konulu cuma hutbesi yayınlandı.Muhterem Muslumanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yuce Rabbimiz şoyle buyuruyor: “Allah size yardım ederse artık sizi yenecek hicbir kimse yoktur; eğer sizi yardımsız bırakırsa O ’ndan sonra size kim yardım edebilir? Muminler yalnız Allah ’a guvensinler.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Resûl-i Ekrem (s.a.s) “Hangi amel daha hayırlıdır!” sorusuna şoyle cevap vermiştir: “Allah ’a inanıp O ’nun yolunda cihad etmek.”[2]
Aziz Muminler!
Uzerinde yaşadığımız vatan bizim icin bir toprak parcasından cok daha fazla anlam ifade eder. Vatan, hur yaşadığımız ve hur yaşamak icin her turlu hayÂsızca akına goğsumuzu siper ettiğimiz yerdir. Butun dunyalar verilse dahi bir karışından bile vazgecemeyeceğimiz cennet yurdumuzdur. Vatan, uğruna canını, cananını, butun varını feda edip şehadet şerbeti icenlerin, varlığından vazgecip gazi olanların bize miras bıraktığı mukaddes bir emanettir.
Değerli Muslumanlar!
Bizler, vatan mudafaasını sadece bir toprak parcasını korumaktan ibaret gormeyiz. Bu toprakları vatan yapan yuce değerlerimizi muhafaza etmek icin her turlu gayreti gosteririz. Bu vatanda yaşayan her ferdin canını, dinini, malını, neslini, şeref ve haysiyetini koruruz. Din, dil ve ırk ayrımı yapmaksızın mazlumların ve mağdurların yanında yer alır; bize bel bağlayanların umitlerini boşa cıkarmayız. İstiklal ve istikbalimizin sembolu olan şanlı bayrağımızın gonderden inmemesi icin mucadele ederiz. Şehadetleri dinin temeli olan ezanlarımızın dinmemesi icin her turlu fedakÂrlığı goğusleriz.
Kıymetli Muminler!
Vatanı sevmek ve korumak her Musluman icin kutsal bir vazifedir. Duşman karşısında psikolojik, teknolojik ve ekonomik her turlu savaşa hazırlıklı olmak dinimizin emridir. Nitekim CenÂb-ı Hak bu hususta şoyle buyurur: “Ey iman edenler! Sabredin; duşman karşısında sebat gosterin; cihad icin hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah'tan korkun ki başarıya erişebilesiniz.”[3] Peygamber Efendimiz (s.a.s) ise hak ve hakikat yolundaki bu kutsal mucadele hakkında şoyle buyurur: “Ellerinizle, dillerinizle ve mallarınızla cihad edin.”[4]
Aziz Muslumanlar!
İcinde bulunduğumuz ay, ecdadımızın vatanını ve mukaddesatını koruma uğruna eşsiz kahramanlıklar gosterdiği nadide bir aydır. Şanlı ecdadımız, iman dolu goğsuyle, cesaret ve kararlılığıyla nice Ağustos ayına damga vuran eşsiz zaferler kazanmıştır. Malazgirt ’ten Kosova ’ya, Mohac ’tan Buyuk Taarruz ’a kadar kazanılan zaferler bunun en buyuk şahididir.
Bu zaferler bize gostermiştir ki, Allah ’ın yardımı daima muminlerle beraberdir. İnananlar مَتٰى نَصْرُ اللّٰهِۜ “Allah ’ın yardımı ne zaman gelecek?” diye niyazda bulunduklarında, Yuce Rabbimiz, اَلَٓا اِنَّ نَصْرَ اللّٰهِ قَر۪يبٌ “Bilesiniz ki Allah ’ın yardımı yakındır.”[5] mujdesiyle muminleri daima desteklemiştir.
Muhterem Muminler!
Yurdumuzun ustunde tuten en son ocak sonmeden vatanımıza namahrem eli asla değmeyecektir. Birlik ve beraberliğini her turlu menfaatin ustunde tutan, cesaret ve azimle calışan aziz milletimiz, hicbir zilletin boyunduruğu altına girmeyecektir. Kardeşliğimizi, muhabbetimizi ve dirliğimizi bozmak isteyenler dun olduğu gibi bugun de kaybetmeye mahkûmdur. Zira Hakk ’ın yanında yer alanlar, adalet ve samimiyetle calışanlar muhakkak zafere ulaşacaktır. Batılın destekcisi olanlar, zulmun, korkaklığın ve karanlığın pencesine duşenler ise bir gun mutlaka yok olacaktır. Nitekim Kur ’an ’ın beyanıyla “Hak geldi, bÂtıl yıkılıp gitti! Zaten bÂtıl yıkılmaya mahkûmdur.”[6]
Kıymetli Muslumanlar!
Gecmişten geleceğe onurlu yuruyuşunu surduren aziz milletimizin varlığı bu dunya icin umuttur. Zalimlere karşı ayakta durmamız, mazlumlara kol kanat germemiz ancak vatanımızı, milletimizi ve mukaddes değerlerimizi topyekûn savunmakla, madden ve manen guclu olmakla mumkundur.
O halde genciyle yaşlısıyla ecdadımızı ornek alıp aynı imanı, aynı gayeyi, aynı azmi, aynı sadakat ve teslimiyeti bizler de kuşanalım. Ulkemizi baskı altına almak, birlik ve beraberliğimizi bozmak, fitne ve fesatla bu aziz vatanı karıştırmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Doğruluktan, iyilikten, hak ve hakikatten asla ayrılmayalım.
Hutbemi bitirirken, tarih boyunca İslam ’ın bayraktarlığını yapan, bu cennet vatanı bizlere emanet eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi bir kere daha rahmet, minnet ve şukranla yÂd ediyoruz.
[1] Âl-i İmrÂn, 3/160. [2] BuhÂrî, Itk, 2. [3] Âl-i İmrÂn, 3/200. [4] NesÂî, CihÂd, 48. [5] Bakara, 2/214. [6] İsrÂ, 17/81.
Din Hizmetleri Genel Mudurluğu
İslam ve İhsan