
Yapılacabilecek en buyuk fedakarlık nedir? Kul'un Allah (cc) yolundaki en buyuk fedakarlığı nedir? İşte cevabı..."FedÂkÂrlığın zirvesi Allah yolunda şehidliktir. İvazsız garazsız, sadece Allah rızÂsı icin canını vermektir."
Can, tatlıdır. İnsan olumden korkar, hayatının uzun olmasını ister. Fakat Allah yolunda canından gecebilenlere, CenÂb-ı Hak, cok daha buyuk mÂnevî lezzetler tattırır. Hadîs-i şeriflerde buyurulur:
“Cennete giren hicbir kimse, yeryuzundeki her şey kendisinin olsa bile dunyaya geri donmeyi arzu etmez. Sadece şehid, gorduğu buyuk itibar ve ikram sebebiyle tekrar dunyaya donmeyi ve on defa şehîd olmayı ister.” (BuhÂrî, CihÂd, 21)
“Sizden biriniz karıncanın ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehîd olan kimse de olumden ancak o kadar acı duyar.” (Tirmizî, FezÂilu ’l-CihÂd, 26)
Nitekim kavmi tarafından şehîd edilen Habîb-i NeccÂr; ne acı ne de ofke duyuyor, sadece kavmine acıyarak şu temennîleri terennum ediyordu:
“Keşke Rabbim ’in beni bağışladığını ve beni ikrÂma mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi…” (YÂsîn, 26-27)
Ancak fedÂkÂrlıktaki bu rûhÂnî zevke ulaşmak, kalbî bir terakkî ister. NefsÂnî ve dunyevî arzuların girdabında boğulmuş kişilere, fedÂkÂrlıklar cok ağır gelir.
Nitekim Tebuk Seferi hazırlıkları devam ederken, kalplerinde hastalık bulunan munafıklar;
“–Bu sıcakta sefere gitmeyin!” diye menfî propaganda yaptılar. CenÂb-ı Hak ise fedÂkÂrlıktan kacınan kişilere şu îkazda bulundu:
“Cehennem, daha sıcaktır!” (et-Tevbe, 81)
Allah yolunda bilhassa cihad ve vatan mudafaası gibi mukaddes vazifelerde gosterilecek fedÂkÂrlıkların dunyada da bir karşılığı vardır:
“(Allah yolunda mallarınız ve canlarınızla cihÂd ederseniz, uhrevî mukÂfatların yanında) seveceğiniz başka bir şey daha var:
Allah ’tan yardım (zafer) ve yakın bir fetih.
Mu ’minleri (bunlarla) mujdele!” (es-Saff, 13)
Hakikaten tarih şahittir ki;
Eğer bir harpte Allah yolunda samimî ve ciddî şehidler veriliyorsa, ardından zaferler gelmekte. Canakkale zaferi bunun eşsiz bir misÂlidir.
Fakat eğer bir harpte molozlar dokuluyorsa, ardından hezîmet gelir.
Oyleyse, tıpkı Canakkale cephesindeki sancaklarda yazdığı gibi; «din, vatan, nÂmus ve ittihÂd»ın bekāsı icin, fedÂkÂr ve diğergÂm gencler yetiştirmek zarûrîdir.
Bu hususta bizlere rehber olan ashÂb-ı kiram, benzersiz fedÂkÂrlıklar sergilediler.
Bedir ’de ve Uhud ’da canlarını ortaya koydular. ŞehÂdet icin yarıştılar. Cunku onlar, Allah Rasûlu ’ne can fed edeceklerine dair iştiyakla bey‘at ettiler.
Hendek ’te aclık ve muazzam endişeler icinde fedÂkÂrÂne gayret ettiler.
Hudeybiye ’de ağacın altında Peygamber Efendimiz ’e; «‒Biz Sen ’in gonlundekine bey‘at ediyoruz.» dediler.
Mûte ’ye giden kumandanlar; şehîd olacaklarını bile bile, bayrama gider gibi cepheye koştular.
Tebliğ ve i‘lÂ-yı kelimetullah icin dunyanın dort bir yanına yayıldılar. FedÂkÂrca koştular; «Colleri nasıl aşacağım? HarcırÂhım ne olacak? Beni cellÂtlardan kim koruyacak?» demeden sefer ettiler. Zaferlere ulaştılar.
Onları kendilerine numûne bilen Fatih ve yiğit askerleri de İstanbul surlarına tırmanırken;
«‒Bugun şehidlik sırası bende!» diye iştiyakla ileri atılıyorlardı. Bu fedakÂrlık ve kahramanlığın neticesinde surlara fetih bayrağını diktiler.
FedÂkÂrlık; bir dÂvÂnın ihtiyac duyduğu yetişmiş, ideal insan şahsiyetinin en muhim ve vazgecilmez hasletidir. Her zaman aranan, ozlenen, iştiyak duyulan bir vasıftır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yuzakı Dergisi, Yıl: 2019 Ay: Ağustos, Sayı: 174
ALLAH ’TAN ŞEHİTLİK İSTEMEK DOĞRU MUDUR?
ŞEHİTLİK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER
ŞEHİT KİMLERE DENİR? İslam ve İhsan