
Gonullu olmak, gonulden iş yapmaktır. Gonuldeki niyetlerle, yapılan işlerin gorunen yuzu farklılaşırsa, ortaya ikiyuzlu kimselerin urunleri cıkar ki, bu harekete gonulluluk demek, kelimeye buyuk bir zulum olacaktır.Gonulluluğun tarihte en onemli onderleri, Peygamberler olmuştur. Onlar gonulluluk terbiyesini RabbÂnî bir mektepte elde etmişlerdir. Kur ’an-ı Kerim ’de hemen hemen her Peygamberden insanlara karşı soylemesi istenen şoyle bir cumle nakledilir:
“De ki: Ben bu yaptığıma (dÂvete ve tebliğ vazifeme) karşılık sizden hicbir ucret istemiyorum. Benim mukÂfatım sadece Âlemlerin Rabbi olan Allah ’a aittir.” (Şuar Sûresi, 109, 127, 145)
İNSANLARI ETKİLEMENİN EN TESİRLİ YOLU Muhabbet ve samimiyet, insanları etkilemenin en tesirli yoludur. Kendi hesabına bir beklenti ile yapılan hizmetler, coğu zaman sonuc vermez. Kısa bir sure etkisini gosterse de uzun sureli devam etmesi mumkun değildir. Bu itibarla, ozellikle insanları Hak ve hakikate cağıran ve onlara gercekten faydalı olmak isteyen kimselerin her şeyden once samimi olmaları bir zarurettir. İnsanlardan hicbir maddi karşılık beklemeden onları Allah ’a cağıran Allah dostlarının etkili olmalarında en onemli sır bu olsa gerektir.
PEYGAMBER EFENDİMİZ ’İN GONUL VE GONULLUK MESAJI Gonullu olmak ciddi bir karakter ister. Menfaatperest, cimri, sadece kendisi icin yaşayan, gunubirlikci bir zihniyete sahip kimselerin gercek anlamda gonullu olmaları zordur. Zira gonulluluk, comertliktir, fedakÂrlıktır, gerektiğinde başkasını kendine tercih edebilme iradesini gosterebilmektir. Butun bunlar, gonulluluğun sağlam bir şahsiyet uzerine bin edilebileceğini gostermektedir. Bazen en koyu cehÂlet donemlerinde bile vicdanının sesini kulak veren şahsiyet sahibi kimseler olagelmiştir. Tarihte bunun cok sayıda orneğini bulmak mumkundur. Ornek olması bakımından “Hilfu ’l-fudûl=Fazilet erbabının yeminli birlikteliği”ni burada hatırlamak faydalı olacaktır:
Mekke, İslÂmiyet ’le şereflenmeden once cÂhiliye kulturunun bir sonucu olarak buyuk zulumlerin de zaman zaman işlendiği bir şehirdi. Bir gun Mekke ’nin ileri gelen fazilet erbabı saygıdeğer kimseler, zulme karşı olmak ve mazlumun yanında bulunmak maksadıyla Abdullah ibn Cud ’Ân ’ın evinde tertiplenen merasime katılırlar ve şu yemini ederler:
“Allah ’a yemin ederiz ki, zulme uğrayanın yanında, zÂlim ona gasp ettiği hakkını iÂde edene kadar hepimiz bir tek el gibi olacağız. Bu birlik, denizin bir kıl parcasını oğutup yok edebileceği zamana kadar ve Hira ve Sebir dağları yeryuzunde dikili durduğu muddetce devam edip gidecektir.”
Bu yemine katılanlar arasında o zaman henuz daha kendisine Peygamberlik verilmemiş olan Muhammedu ’l Emin -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de vardır. Hatta Peygamberlikle muşerref olduktan sonra Efendimiz, cÂhiliye doneminde bu gruba katılmasından dolayı Âdeta şukrÂn duyguları icinde iftihar eder ve bu şerefi, kızıl tuylu bir deve surusu ile dahi olsa asla değişmeyeceğini beyan eder. Medine yıllarında bir gun bu olayı kastederek, şayet boyle bir birlik adına şu anda bile cağrılacak olsa, hemen koşup gidebileceğini soyler.
Fahr-i Âlem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin zulme karşı kurulan boyle bir gonullu teşekkule koşarak gideceğini ifade etmesi, ummetine gonullu teşekkullere katılma noktasında onemli bir mesaj olarak telakki edilmelidir.
GONULLU OLMAK Gonullu olmak, gonulden iş yapmaktır. Gonuldeki niyetlerle, yapılan işlerin gorunen yuzu farklılaşırsa, ortaya ikiyuzlu kimselerin urunleri cıkar ki, bu harekete gonulluluk demek, kelimeye buyuk bir zulum olacaktır. Gonulluluk, samimi olmayı gerektirir. Samimi olmayan ve basit hesapların bir araya getirdiği sozde gonullu kimselerin yıktıkları, yaptıklarından coktur. Bu nevi sivil toplum hareketleri, zamanla savaş alanına donuşecek ve nihayet menfaatlerin bittiği yerde de sonmeye mahkûm olacaktır.
HASBİLİK VASFI İşte medeniyetimizin olculerine gore gonullu kişide bulunması gereken hasbîlik vasfı, diğer bir ifadeyle yaptığını dunyevî bir hesapla değil de sadece Allah icin yapma ve karşılığını da yalnız O ’ndan bekleme hassasiyeti, son derece onemlidir. Cunku yaptığı hizmet karşılığında muhataplarından bir teşekkur de olsa bir beklenti icinde olan kimse, gercekte hizmet sunduğu kişinin şahsiyetini incitecek bir davranışta bulunuyor demektir. Kur ’an-ı Kerim ’de ac bir insanı buyuk bir sevgi ile doyuran gonullu bir Âilenin (Hz. Ali ve Hz. Fatıma) muhataplarına soylediği şu sozler bu inceliği ifade eder:
“ Biz sizi Allah rızası icin doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkur bekliyoruz. Biz, cetin ve belalı bir gunde Rabbimizden (O ’nun azabına uğramaktan) korkarız.” (İnsan Sûresi, 9-10)
“Guzel soz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir..” (Bakara Sûresi, 263)
Vakıflar, dernekler vb. gonullu teşekkullerin, ictimai sorumluluk bilinci ile yaptıkları yardımlardan, kendileri adına olmasa bile, muesseseleri adına bir beklenti icinde olmaları da yaptıkları hizmetin kalitesini zedelemektedir.
HİZMETİN MUKAFATI Fıtratı itibariyle insanın karşılık beklemeden hizmet etmesi zordur. Burada onemli olan bu karşılığı nerede ve kimden beklediğidir. Hizmetin mukÂfatını mal, makam, şohret, nefsÂnî tatmin vb. şekillerde, dunyada iken hemen gormek isteyen kimseler, hizmetlerine muhatap kimseleri coğu zaman incitici olacaklardır. Buna karşılık, ecrini yalnız Allah ’tan bekleyen kimselerin muhataplarını incitmek şoyle dursun, onlara boyle bir hizmete fırsat verdikleri icin muteşekkir olacakları tabiidir.
Gonulluluk, sadece kendisi icin yaşayanların kazanabileceği bir erdem değildir. Dunyanın odak noktasına kendi nefsini yerleştirip, her şeyin ve herkesin kendi yorungesi etrafında donmesini isteyen hodgam ve cimri tabiatlı kimselerin gonullu olması mumkun değildir. Boyleleri gonulluluk hareketine katılır gorunseler bile, sonucta ne verdiklerine değil ne alacaklarına bakacaklardır.
Gonulluluk, buyuk bir erdemdir ve hatta profesyonelliğin de otesinde hizmetlere katkıda bulunur. Zira, icinde heyecan taşıyan bir gonul bulunmayan herhangi bir işte guzellik, kalite ve bereket aramak boşuna bir gayrettir. Ancak unutmamak gerekir ki, gonulluluk keyfîlik de değildir. Bir yerde gonullu olmak, canı istediği zaman iş yapmak değil, uzerine aldığı vazifeyi buyuk bir samimiyet ve ciddiyetle yerine getirmektir. Hatta gerekirse hizmeti kendi ozel işine tercih edebilmektir.
Kaynak: Dr. Adem Ergul, Goklere Yolculuk Var, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan