Peygamber Efendimizin (s.a.v) ummetine olan duşkunluğu nasıldı? Cebrail'in (a.s) Peygamber Efendimize (s.a.v) ummeti ile ilgili verdiği mujdeli haber neydi? İşte cevabı...Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde şoyle buyurmuşlardır:
“Allah katında, kulun şoyle demesinden daha sevimli bir du yoktur:

«AllÂh ’ım! Ummet-i Muhammed ’e umûmî bir rahmet ile merhamet eyle!»” (Ali el-Muttakî, no: 3212, 3702)
Yunus Emre Hazretleri buyurur:
CebrÂil dÂvet kılınca MîrÂc ’a Muhammed ’i,
MîrÂc ’ında dilediği, ummetinin vÂrıdır…

Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’in ummetine şefkat ve merhameti, bir annenin evlÂdına duşkunluğunden kat kat fazla idi. Nitekim Âyet-i kerîmede bu hakîkat şoyle beyan edilmektedir:
“Andolsun size kendinizden oyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O ’na cok ağır gelir. O, size cok duşkun, mu ’minlere karşı cok şefkatli ve merhametlidir.” (et-Tevbe, 128)
Yine hayatını ummetinin ebedî kurtuluşu icin fedakÂrca gayretler icinde geciren Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-, vefÂtından sonra da ummeti icin dertlenişini şoyle bildiriyor:
“Dikkat edin! Ben hayatımda sizin icin bir emniyet vesîlesiyim. VefÂt ettiğimde ise kabrimde; «Y Rabbi, ummetî ummetî!..» diye ilk Sûr ufleninceye kadar nid edeceğim…” (Ali el- Muttakî, Kenzu ’l-UmmÂl, c. 14, s. 414)
“Hayatım sizin icin hayırlıdır. Benimle konuşursunuz ve size (ilÂhî vahiy ve hukumler) bildirilir. VefÂtım da sizin icin hayırlıdır. Amelleriniz bana arz edilir. Guzel bir amel gorduğumde AllÂh ’a hamd ederim. Kotu bir şey gorduğumde de sizin icin AllÂh ’a istiğfÂr ederim.” (Heysemî, IX, 24)
“Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugunku her hÂl ve hareketinizden muhakkak hesaba cekileceksiniz!..
Haberiniz olsun ki ben, onceden gidip Havuz ’un başında sizi bekleyeceğim! Diğer ummetlere karşı, sizin cokluğunuzla sevineceğim. Sakın (gunah işleyerek) yuzumu kara cıkartmayın!” (Bkz. Muslim, Hac, 147; Ebû DÂvûd, MenÂsik, 56; İbn-i MÂce, MenÂsik, 76, 84; Ahmed, V, 30)
İşte ummetine bu kadar muşfik ve merhametli bir Peygamber ’e ummet olabilmek, buyuk bir bahtiyarlıktır. Âhirette O ’nun Havz-ı Kevser ’inden icebilmek, Hamd Sancağı altında toplanabilmek, O ’nun husn-i şehÂdetine ve şefaatine mazhar olabilmek icin, O ’nu canımızdan cok sevmemiz îcÂb eder.
Yine “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” hadîs-i şerîfi muktezÂsınca, gercek mÂnÂda seven birine, sevdiği kimsenin husûsiyetleri sirÂyet eder. Bizler de Efendimiz ’i seviyorsak, O ’nun hasletlerini ne kadar taşıyoruz? O ’nunla ne kadar hÂl beraberliği, amel beraberliği, ahlÂk beraberliği, hissiyat ve fikriyat beraberliği, velhÂsıl istikÂmet beraberliği icindeyiz?
Efendimiz ’in ummetine duyduğu yuksek şefkat ve merhamete mukÂbil, bizler O ’nun ummetinin dertleriyle ne kadar dertlenebiliyoruz? Zira ummet-i Muhammed ’e karşı ne kadar muşfik ve merhametli isek, Efendimiz ’i de o kadar seviyoruz demektir.
CEBRAİL'İN (A.S) PEYGAMBER EFENDİMİZE (S.A.V) UMMETİ İLE İLGİLİ VERDİĞİ MUJDE Şu hÂdise ne kadar ibretlidir:
Bir gun Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, İbrahim -aleyhisselÂm- ’ın;
“Rabbim, putlar insanlardan bircoğunun sapmasına sebep oldu. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir.” (İbrahim, 36) sozunu ve Îs -aleyhisselÂm- ’ın;
“Eğer kendilerine azap edersen, şuphesiz onlar Sen ’in kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şuphesiz Sen izzet ve hikmet sahibisin.” (el-MÂide, 118) duÂsını okudu. Sonra ellerini kaldırdı ve:
“AllÂh ’ım, ummetimi koru, ummetime merhamet et!” diye yalvararak ağladı. Bunun uzerine CenÂb-ı Hak:
“–Ey CebrÂil! -Rabbin her şeyi daha iyi bilir ya- (insanlar da bilsin diye) git, Muhammed ’e nicin ağladığını sor.” buyurdu.
CebrÂil -aleyhisselÂm- geldi. Rasûlullah Efendimiz O ’na, ummeti icin duyduğu endişe sebebiyle ağladığını bildirdi. (CebrÂil -aleyhisselÂm- ’ın donup durumu haber vermesi uzerine) Allah TeÂlÂ:
“–Ey CebrÂil! Muhammed ’e git ve O ’na; «Ummetin hususunda Sen ’i rÂzı edeceğiz ve Sen ’i asla uzmeyeceğiz.» mujdemizi ulaştır.” buyurdu. (Muslim, ÎmÂn, 346)
Bizler de Efendimiz ’in ummeti icin duyduğu kaygıları yureğimizde hissederek bilhassa ummetin mazlum ve muzdaripleri icin elimizden gelen maddî-mÂnevî butun yardımı yapmaya gayret etmeliyiz. Ayrıca ummetin selÂmeti icin bol bol du etmeliyiz. Nitekim bir hadîs-i şerîfte de şoyle buyrulmaktadır:
“Allah katında, kulun şoyle demesinden daha sevimli bir du yoktur:
اَللّٰهُمَّ ارْحَمْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ رَحْمَةً عَامَّةً
«AllÂh ’ım! Ummet-i Muhammed ’e umûmî bir rahmet ile merhamet eyle!»” (Ali el-Muttakî, no: 3212, 3702)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2019 – Kasım, Sayı: 405, Sayfa: 032
İslam ve İhsan
GECMİŞTE HAYIRLI UMMET NASIL OLUNDU?