Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Turkiye geneli tum camilerde okunacak Cuma hutbesinin başlığı “Namaz: Rabbimize Yakın Olma Cabamız” olarak belirlendi.Bugun “Namaz: Rabbimize Yakın Olma Cabamız” başlığıyla okunacak Cuma hutbesinde; kılınan beş vakit namazın gunahları yok ettiğine, İslam ’ın beş temel esasından biri olduğuna ve Allah ’a yonelişin sembolu olduğuna değinildi.
Hutbede namazın muminin sadece ibadet borcunu değil, aynı zamanda ustun ahlÂkını da temsil ettiği, namaz kılan kişinin her turlu aşırılıktan, kabalıktan ve şiddetten korunduğu, namazla guclenen maneviyatı sayesinde hay ve edebe aykırı davranışlardan uzak durduğu ifade edildi.
13 Aralık 2019 Cuma gunu tarihli hutbenin tam metni ise şoyle;
NAMAZ: RABBİMİZE YAKIN OLMA CABAMIZ Muhterem Muslumanlar!
Bir gun Peygamberimiz (s.a.s) ashabıyla sohbet ederken onlara şoyle bir soru sordu: “Birinizin kapısının onunden bir nehir gecse ve o nehirde gunde beş defa yıkansa, o kimsede kirden eser kalır mı?” SahÂbe-i kirÂm, “Kalmaz Ya Resûlallah” diye cevap verdi. Bunun uzerine Peygamber Efendimiz şoyle buyurdu: “İşte beş vakit namaz da boyledir. Allah bu namazlarla gunahları yok eder.”[1]
EN KOKLU İBADET Aziz Muminler!
Peygamberler tarihinin en koklu ibadeti olan namaz, yuce dinimiz İslam ’ın beş temel esasından biridir. Namaz; insanın ruhu, bedeni, aklı, yureği, sevgisi ve hurmetiyle, kısacası butun varlığıyla Allah ’a yonelişinin semboludur. İnsanoğlu ne zaman Rabbinin kulluk davetine gonulden icabet edip namazlarını eda etmişse, o zaman gercek anlamda huzura kavuşmuştur. Ancak ne zaman namazlarını ihmal edip Rabbiyle arasındaki bağı zayıflatmışsa, o zaman da nefsani arzularının esiri olmuş ve husrana uğramıştır.
KULUN ALLAH ’A EN YAKIN OLDUĞU AN Kıymetli Muslumanlar!
Ezanın ulvi davetiyle CenÂb-ı Hakk ’ın huzurunda namaza duran mumin, aşkını, bağlılığını, itaatini ve teslimiyetini O ’na arz eder. Bu haliyle namaz, muminin hasretle beklediği ve Yuce Yaratanına en yakın olduğu buluşma anıdır. Namaz dunyaya ait telaşe, dert ve sıkıntıları bir kenara bırakarak cıkılan mukaddes bir yolculuktur. Asli vatanı olan cennetten uzağa duşmuş insanın, ihlasını ve istikametini koruyan bir hayatla Rabbine donme arzusudur. Nitekim Peygamberimizin ifade buyurduğuna gore, “Cennetin anahtarı namazdır.”[2]
Namaz, şukur ve minnettarlık zamanıdır. Yaratan ve yaşatan, nimet verip doyuran, koruyan ve bağışlayan Allah TeÂl ’ya karşı, muminin vefa borcudur.
KULUN EN BUYUK İŞİ Değerli Muminler!
Hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede Hak TeÂl (c.c) şoyle buyuruyor: “Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Kuşkusuz namaz, hayÂsızlıktan ve kotulukten alıkoyar. Allah ’ı anmak en buyuk iştir. Allah yaptıklarınızı bilir.”[3] Oyleyse namaz, arınma ve korunma cabasıdır. Namazlarına değer veren, ozen gosteren, tekbirinden selamına kadar namazın butun rukunlerini dosdoğru ve huşû icinde eda eden bir mumin, ibadet şuuruna sahip demektir. İbadet şuuru ise kul olma bilincidir. Allah ’ın daima kendisini gorduğunu ve işittiğini bilerek, takva, merhamet ve nezaketle yaşamaktır.
İşte bu sebeple namaz, muminin sadece ibadet borcunu değil, aynı zamanda ustun ahlÂkını da temsil eder. Namaz kılan kişi, her turlu aşırılıktan, kabalıktan ve şiddetten korunur. Namazla guclenen maneviyatı sayesinde, hay ve edebe aykırı davranışlardan uzak durur.
AHİRETTE İLK SORULACAK SORU Aziz Muslumanlar!
Peygamberimize ve onun şahsında butun muminlere hitaben Kur ’an ’da şoyle buyrulur: “Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; aksine biz seni rızıklandırıyoruz. Guzel sonuc, Allah ’a karşı gelmekten sakınanlarındır.”[4] Allah Resûlu (s.a.s), bu emrin gereği olarak her sabah kızı Hz. Fatıma ’nın kapısına uğrar ve “Ey ev halkı! Haydi, namaza!” diyerek onları namaza davet ederdi.[5] Bugun bizler de aynı şekilde kendimizi ve ailemizi namaza alıştırmakla sorumluyuz.
O halde, namazın şifa veren, guven ve sukûnet aşılayan ikliminde Rabbimizle buluşmaktan ailece mahrum kalmayalım. Bu hayatta “dinimizin direği”, ahirette ise “hesabımızın ilk sorusu” olan namazlarımızı ihmal etmeyelim. Unutmayalım ki, namaz bir kulfet değil, aksine kendimizi tanımaya, yenilenmeye, zikir, şukur ve tefekkur ile olgunlaşmaya vesile olan eşsiz bir nimettir. Sevgili Peygamberimizin mujdesiyle hutbemi bitirmek istiyorum: “Kim, Allah ’ın bir emri olduğunu kabul ederek, rukûlarına, secdelerine, abdestlerine ve vakitlerine ozen gostermek suretiyle beş vakit namazı kılmaya devam ederse cennete girer.”[6]
Dipnotlar:
[1] BuhÂrî, MevÂkîtu ’s-salÂt, 6.
[2] Tirmizî, TahÂret, 1.
[3] Ankebût, 29/45.
[4] TÂhÂ, 20/132.
[5] Tirmizî, Tefsîru ’l-Kur ’Ân, 33.
[6] İbn Hanbel, IV, 266.
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Mudurluğu


İslam ve İhsan
CUMA GUNU SALAVAT GETİRMENİN FAZİLETİ - VİDEO